Akbelen Direnişi'ne İzmir'den destek
İzmir'de Akbelen Direnişi'ne destek açıklaması yapıldı.
İleri Haber
Konak Kent Konseyi ve İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, İkizköy'deki rant projesine karşı tutulan nöbete yönelik saldırıları kınadı ve Akbelen Direnişi'ne destek açıklaması yaptı.
Muğla'nın ilçesine bağlı İkizköy'de bulunan Akbelen Ormanı'nda genişletilmek istenen maden sahasına karşı köylülerin nöbet tuttuğu alana, sabaha karşı jandarma ve TOMA'lar sevk edildi. Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki YK Enerji'nin rant projesine karşı 2 yıldır sürdürülen nöbete yapılan baskın sonrası, gün içinde saldırılar ile 8 kişi gözaltına alındı.
İkizköy'de yaşananlara Türkiye'nin dört bir yanından tepki gösterilirken, İzmir'de de köylülere ve yaşam savunucularına destek açıklaması yapıldı. Konak Kent Konseyi ve İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri'nin ortak açıklaması, Konk Belediyesi önünde Helil İnay tarafından okundu.
Muğla'da yıllardır devam eden rant odaklı projelere dikkat çekilen açıklamada, İkizköylülerin 4 yıldır süren mücadelesine değinildi. "Devletin korumadığı ormanı, köylüler ve yaşam savunucuları koruyor" ifadelerine yer verilen açıklamada, devletin, ormanları koruma yükümlülüğüne de dikkat çekildi ve Anayasal suç işlendiği belirtildi.
'KÖMÜR MADENLERİ NEDENİYLE 12 YERLEŞİM ALANIMIZ ORTADAN KALDIRILDI'
Açıklamanın tamamı şöyle:
"Muğla'da yaşam alanları, ormanlar, tarım alanları, köyler Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrallerinin kömür madenleri 40 yıldır talan ediliyor. Cehennem çukuruna dönen bölgede yaşam yok ediliyor. Ormanlarımıza, yaşam alanlarımıza yönelik bu saldırıyı kınıyoruz! Sadece bu bölgede yer alan 3 farklı termik santral için bugüne kadar binlerce dönüm ormanlık alan yok edildi. Termik santraller için açılan kömür madenleri nedeniyle bu bölgede 12 yerleşim alanımız ortadan kaldırıldı. Maden alanlarında artık ürün ekilemiyor, ağaç dikilemiyor, arıcılık yapılamıyor, hayvan güdülemiyor, bir tutam ot bile yetiştirilemiyor.
'MADEN ŞİRKETLERİ BAHÇELERİMİZİ, EVLERİMİZİ, KÖYLERİMİZİ ELİMİZDEN ALIYOR'
Ülkenin yer altı ve yer üstü kaynaklarını emperyalist tekellere peşkeşle kalınmıyor. Aynı zamanda ormanlar yok ediliyor, ekoloji bozuluyor, köylülüğün varoluş nedenleri, yaşam alanları yok ediliyor. Akbelen Ormanı; Akbelenlilerindir, halkındır. Maden şirketleri ormanlarımızı, topraklarımızı, zeytinliklerimizi, köylerimizi avuç avuç söküp alıyor elimizden. Bahçelerimizin yanına kadar maden alanı oldu. Şimdi ise bahçelerimizi, evlerimizi, köyümüzü elimizden almaya çalışıyorlar.
Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrallarine kömür sağlamak için sürekli genişleyen, 15 kilometre boyunca uzanan maden ocakları Milas-İkizköy'e dayandı. En eski mahallesi olan Işıkdere’yi yutan maden ocakları, Akbelen Ormanı’na göz dikti. Asıl görevi ormanları korumak ve geliştirmek olan Tarım ve Orman Bakanlığı, 28 Kasım 2011 tarihinde dönemin bakanı Bekir Pakdemirli’nin imzası ile Akbelen Ormanı'nın kömür ocağı haline getirilmesine izin verdi.
'İKİZKÖYLÜLER 4 YILDAN BERİ YAŞAM HAKLARI İÇİN MÜCADELE EDİYOR'
Kamulaştırma kararları ile topraklarından edilen, Işıkdere’yi terk etmek zorunda kalan İkizköylüler, termikçi-kömürcü şirketin doymak bilmeyen saldırısı karşısında, 'Yeter artık' deyip 4 yıldan beri yaşam hakları için mücadele ediyorlar.
Akbelen Ormanı'nın ağaçlarının kesilmesine bedenleriyle karşı koyan, kesimi durduran köylüler; ormanın yok edilmesi girişimlerini önlemek için 17 Temmuz 2021 tarihinde ekoloji hareketlerine, yaşam savunucularına çağrı yaparak, Akbelen Ormanı girişine çadırlarını kurarak ormanı korumak için bekçilik yapmaya başladılar. Yaşamı tehdit eden kapitalist-endüstriyel yağmacılığa, talana karşı direnişin, dayanışmanın simgesi halini alan 'Akbelen Ormanı nöbeti' 2. yılını geride bıraktı. Bu nöbette İkizköylülüler darbedildi, yargılandı, cezalandırıldı. Ancak yaşamı ve ormanının savunmaktan vazgeçmedi.
'DEVLETİN KORUMADIĞI ORMANI, KÖYLÜLER VE YAŞAM SAVUNUCULARI KORUYOR'
Bölgede madenini genişlemesi ve ağaç kesimlerine karşı verilen hukuki mücadele devam ediyor. Bilirkişi raporları, madenin yarattığı geri dönüşü olmayan zararlar, Akbelen Ormanı'nın kaybedilmesi halinde yaşanacak ekolojik kırım ortaya koydu. Ancak mahkeme tarafından atanan yeni bilirkişilerin mesleklerine ihanet edercesine hazırladığı rapor ve onay süreci ile izinler, yeniden yasal hale getirildi. Bir taraftan itirazlar ve hukuki mücadele devam ederken; hukukun, kanunların, devletin korumakla sorumlu olduğu kurumların korumadığı Akbelen Ormanını, köylüler ve yaşam savunucuları 24 saat tuttukları nöbetle korumaya devam ediyor.
'ORMANI KORUMASI GEREKENLER KORUYAN KÖYLÜLERE SALDIRARAK ANAYASAL SUÇ İŞLİYOR'
Bu sabaha karşı 05.30'da jandarma, kolluk kuvvetleri ile alana ağaç kesimi gerçekleştirilmesi için müdahale ve kesimler başladı. Hukukun, adaletin, kamu yararının yok sayıldığı bir ülkede yine sabaha karşı kendi vatandaşına karşı duran devlet eli ile ağaç kesimleri başladı. Ormanını koruyan İkizköylülere, TOMA ile biber gazı ile müdahale ve gözaltılar yapıldı. Kimden neyi koruyorsunuz? Kimi koruyorsunuz? Anayasa'nın 169. maddesi 'Bütün ormanların gözetimi devlete aittir' diyor. Ormanı koruması gerekenler ormanı koruyan köylülere saldırarak aynı zamanda Anayasal suç işlemektedir. Buradan bir kez daha sesleniyoruz. Ağaç kesimlerini durdurun.
'ÜLKEMİZDEKİ MADENCİLİK ANLAYIŞI YAŞAMI SÜRDÜRÜLEMEZ HALE GETİRİYOR'
Bizler madenlerin, açgözlü şirketlerin; ormanlarımızı, tarlalarımızı, köylerimizi, insanlarımızı yuttuğu, tükettiği bir ülke istemiyoruz. Ne yazık ki ülkemizde egemen olan madencilik anlayışı, madenin bulunduğu tüm arazinin harap edildiği, geride ise tümüyle verimsizleştirilmiş ve kirletilmiş bir toprağın bırakıldığı bir anlayışla sürdürülmektedir. Bu anlayış nedeniyle Cerrattepe’den Fatsa’ya, Kazdağları'ndan Akbelen’e kadar her yerde verimli ormanlık alanlarımız, tabiat zenginliklerimiz yok edilmektedir. Bu anlayış, sadece madenciliği değil, yaşamı da sürdürülemez hale getirmektedir. Bu madencilik anlayışı, bir üretim faaliyeti değil bir sömürü faaliyetidir. Madenleri olduğu gibi doğayı ve halkı da sömürmektedir.
'AKBELEN; EMEK, DEMOKRASI VE YAŞAM MÜCADELESİ VEREN HERKESİN MÜCADESİDİR'
Kömüre vereceğimiz, madencilere vereceğimiz tek bir dönüm arazimiz, tek bir çakıl taşımız bile yok! Akbelen yalnız değildir. İkizköylüler yalnız değildir. Akbelen Ormanı, ülkenin her köşesinde emek, demokrasi, yaşam mücadelesi yürüten herkesin mücadelesidir. Ülkemizin yeraltı ve yerüstü kaynaklarının peşkeşine izin vermeyeceğiz. Akbelen Ormanı'nı, yaşamımızı, geleceğimizi vermeyeceğiz. Yaşamı savunacağız."