AYÇEP'ten "zeytinlik alan" eylemi

AYÇEP'ten "zeytinlik alan" eylemi

Zeytinlik alanların madenciliğe açılması kararına karşı Aydın'da eylem yapıldı.

Aydın Çevre ve Kültür Platformu üyeleri, zeytinlik alanlarda madenciliğe izin veren karara karşı eylem yaptı, "Zeytin alanlarının talanına neden olacak bu genelgenin iptal edilmesini biz yurttaşlar olarak talep ediyoruz" dedi.

Resmi Gazete'de yayımlanan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın "Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği" ile "kamu yararı" dikkate alınarak zeytinlik alanların madencilik faaliyetleri kapsamında kullanımına izin verilmişti. Söz konusu karara yurttaşlar tepki gösterirken, ülke genelinde eylemler de devam ediyor. 

Aydın Çevre ve Kültür Platformu (AYCEP) de bugün Aydın Cumhuriyet Meydanı'nda bir basın açıklaması yaptı. Şair ve yazarların dizelerinden zeytinlere dair alıntılar yapılırken, kararın yasaya aykırı olduğu belirtildi. 

"Böyle bir kararı alan mantığı anlamak çok zor. Bu karar, halkın alışkanlıklarını, doğayla ilişkisini, yaşam geleneklerini ve bir kültürü yok edeceği için beyinlerde yüreklerde karşılığı asla yoktur" denilen açıklamada, "Doğayı tahrip edecek, insanlığımızın binlerce yıllık ağaçlarını yok edecek, zeytin alanlarının talanına neden olacak bu genelgenin iptal edilmesini biz yurttaşlar olarak talep ediyoruz" denildi. 

Basın açıklamasının tamamı şöyle:

"Homeros'un gölgesinde oturduğu zeytin ağacı, yaşlı bilgenin kulağına şöyle fısıldar. "Herkese aitim ve kimseye ait değilim. Siz gelmeden önce de buradaydım, siz gittikten sonra da burada olacağım" Zeytin ağacı ne midir sevgili dostlar? Bir sevda öyküsüdür zeytin, bir tutkudur, edebiyata, şairlere yaşamın ta kendisine konu olan...

Bedri Rahmi Eyüboğlu "Sitem" şiirinde. "Onde zeytin ağaçları arkasında yar/Sene 1946 Mevsim Sonbahar/Önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim/Dallar neyleyim/Yar yoluna dökülmedik dilleri neyleyim/Yar yar!" dizeleriyle zeytin ağaçlarının resmedildiği bir tablo sunmakta, geçmişle ilgili. Sevgilisinin de yer aldığı bu tablo karşısında, aşkın getirdiği yılgınlığı seslendirmektedir.

Nazım Hikmet zeytini: "Duyduk ki.../ Bu işler duyulur da durmak olur mu?/Bir sabah erken/Haymana Ovası'nda bir garip kuş öterken, /SIska bir söğüt ağacı altında zeytin tanesi yedik..." dizeleriyle şiirine taşır. Şair "Yaşamaya Dair" şiirinde" Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin/ hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil ölmekten korktuğun halde olüme inanmadığın için, yani ağır bastığından" Der.

Şair Birhan Keskin "Zeytin AğacI" şiirinde "Çok durdum, hiç gitmedim ben, bu dağ başında/Rüzgâra ağladım bazen/Bazen derdimin dibini saydım ıssıza Yaşlı, durgun bir zeytin oluşuma bakma/Şuramda bir su vardı ve şuramdan/Neşeyle akardı aşağıya/Ela bir kızı sevdim ben de zamanında" dizeleriyle zeytin ağacını şiirleştirir.

İlhan Berk ise "Ne Böyle Sevdalar Gördüm" şiirinde zeytini "Her akşam seninle/Yeşil bir zeytin tanesi/Bir Parça mavi deniz alır beni" mısralarına taşır.

Sabahattin Ali Kuyucaklı Yusuf romanında: "... Orada erkeklerin uzun sırıkları küçük yapraklı dalları hızla vuruşları ve siyah kıvraklıklarının eteklerini bellerine sokmuş kadınlarin iki kat eğilerek, soğuktan sertleşen parmaklarla yerden zeytin tanelerini toplayışlarını seyreder yahut sırtını bir ağaca vererek yere bakardı. Bu buruşuk yüzlü ve her sene budanmaktan şeklini kaybetmiş eğri büğrü ağaçlar, uzun bir hikâyeyi anlatan garip şekilli harfler gibiydi ve herhalde Yusuf bunların dilinden anlıyordu."

"Daha nice ustalarca nice sözler var söylenmiş ve söylenecek, nice satırlar var nice mısralar var yazılmış ve yazılacak, zeytin ağaçlarının, insanoğluna derin değer yoldaşlığı üzerine..." diyen büyük usta Tuncel Kurtiz'i de saygıyla anarken, zeytin ağacına aşık, zeytine gönül veren herkese selam olsun.

Zeytin, ülkemizin ve özellikle Ege Bölgesi'nin her şeyidir. Zeytin ağacı, uğruna şiirler yazılan, şarkılar yakılan, romanlara, öykülere, efsanelere konu olan, Hollandalı ressam Van Gogh'un tablolarında ölümsüzleşen mitolojik bir ağaçtır, Coğrafyamızın, doğamızın süsü, alışkanlığı, geçim kaynağı, yoksulun azığı ve gölgesidir. Köy Enstitülü yazar, şair Mehmet Başaran "Ağaçların bilgesi zeytindir kuşkusuz. En çelimsizi bile kendini kabul ettiren bir ağırbaşlılık, bir suskunluk içinde. Yaşlarını bilen yok. Tralles'in, Roma'nın, Bizans'ın izlerini taşıyor bazıları. Zamanlar geçmiş, sahipler değişmiş ama onlar kendi ölümsüzlüklerinde.

Zeytincilik yasası bellidir sevgili dostlar...

Kanun'un 20. maddesi zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafedeki alanlarda bitkisel gelişimini ve çoğalmalarını engelleyecek kimyevi atık birakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılması ve işletilmesini engelliyor. Burada "Zeytincilik sahaları daraltılamaz" ibaresi de yer alıyor. Türkiye'de 1 Mart'ta Resmi Gazete'de yayımlanan yeni bir yönetmelikle zeytinliklerin maden projelerine açılması mümkün hale geldi.

Yeni düzenleme 3573 Sayılı Yasa'nın temel kuralını açıkça ihlal ediyor.

Zeytinliklerde maden ocağı açılması Meclis'te reddedilmesine karşın kanun hükmünde kararnameyle uygulamaya geçerek zeytinliklerin kalbine hançer vurulmuş, zeytinlerin idam fermanı imzalanmıştır. Yönetmeliklerin, ilgili kanunların sınırlarını açmayan düzenlemeler içermesi gerekir oysa...

Böyle bir kararı alan mantığı anlamak çok zor. Bu karar, halkın alışkanlıklarını, doğayla ilişkisini, yaşam geleneklerini ve bir kültürü yok edeceği için beyinlerde yüreklerde karşılığı asla yoktur. Doğayı tahrip edecek, insanlığımızın binlerce yıllık ağaçlarını yok edecek, zeytin alanlarının talanına neden olacak bu genelgenin iptal edilmesini biz yurttaşlar olarak talep ediyoruz.

Yabancılar Ege'yi Evliya Çelebi'nın sözleriyle, "Dağlarından yağ akar, ovalarından bal akar" diye tarif etmişler yıllar boyunca. İncirden ve zeytinyağından söz etmişler. 

İlk demiryolunu Selçuk'tan İzmir'e döşemiş bu ülkeyi sömürmek amacıyla gelen yabancılar Aydın Ovası'nın bereketini önce İzmir Limanı'na, sonra Avrupa'ya taşımak için. Taşımışlar da... Aldığımız borçları ödeyemeyince, kurdurmuşlar DÜyun-u Umumiye'yi; her şeyimize el koymuşlar.

İncirimizi zeytinimizi, haraç mezat almışlar. Bu topraklar zenginliğiyle, bereketiyle yüzyıllar boyunca tüm ülkelerin sahip olmak istediği, bu uğurda savaştığı yer olmuş. Hala gizliden bir savaş sürüyor bu ülke ve bu toprakları ele geçirmek adına. Stratejik konumumuz hakkında konuşmaya gerek bile duymuyorum. Biz Asya'nın kilidiyiz. Bu ülke tanrıdan bize bir armağan. Tıpkı bizlere verilen hayat gibi. Eğer bir gün cezalandırılacaksak verilen hayatın kıymetini bilmediğimiz için olacak.

Kimseye ihtiyacımız yok bizim. Bu topraklar bize baktı, yine bakar. Yeter ki sahip çıkmasını bilelim. Eylem olmadı mi vizyon bir rüyadır. Vizyon olmadan eylem ise zaman geçirmektir. Eyleme sahip vizyon dünyayı değiştirir.

Bizim hikayemiz herkese yeter, çünki biz güçlüyüz."

DAHA FAZLA