Bir özgürlük koşucusu: Sükun Öztoklu

Bir özgürlük koşucusu: Sükun Öztoklu

Dünden beri tuhaf bir ruh durumu içindeyim. Son günlerde yitirdiğimiz, hepsi de ayrı ayrı önemli ve değerli olan ilerici aydınlarımıza bir yenisi eklenmiş… 

Sosyal medya sayfalarında, Sükun Öztoklu arkadaşımızın zamansız yitiminden söz ediyor yakın dostları… Bu habere hiç inanamıyor, bir süre öylesine bakıyorum sayfalara… Sükun ve ölüm… Bağdaşmaz iki sözcük. Öylesine yaşam dolu ve umutlu bir insanın, sevgili yoldaşımızın aniden göçüp gittiğine inanmak, ölümünü kabullenmek zor, çok zor…

Sükun’la ilk kez Mamak Cezaevi’nde karşılaştık. Cezaevinin koşullarını ve kurallarını ondan öğrendik. O bizden epey önce gelmişti Mamak’a. Hapislik konusunda hayli deneyimliydi. Bir süre aynı komündeydik. Mamak’a 12 Eylül’ün Ağustos sonlarında geldiğini söylemişti. “Cezaevindeki koşullar, bir gün avluda erkek tutuklulara yönelik yıkımla birdenbire sertleşti. Bir şeylerin değiştiğini böyle anladık” demişti. Sonraki günlerde onu yıkımlarda, direnişlerde anımsıyorum. En direngenler, boyun eğmeyenler arasındaydı hep; daha önce yitirdiğimiz sevgili Canan Can gibi…   

Sükun’la sonraki yıllarda ortak bir çalışmanın içinde olduk. Gene cezaevi arkadaşlarımızdan olan Sezgin Türk’ün, “Mamak tutuklusu dört kadın”ın öyküsünü anlattığı belgeselinde buluştuk. O belgeselde Sükun’un bir devrimci olarak kendisiyle, dünyadaki gelişmelerle, yaşamla ilgili duygu ve düşüncelerini içtenlikle ve cesurca yansıttığı görülür.

Sükun, her yerde ve her koşulda insanlık değerlerini; eşitlik ve özgürlük özlemini mertçe, dürüstçe, çekinmeden savundu; devrimci eylemlerde yerini aldı. Herkes için sağlığı savunurken, kendi sağlığını önemsemedi. Uzun tartışmalarımızda, tutkusu olan aşırı tütün tüketiminden vazgeçmeye ikna edemedim onu. Dünyanın bugünkü kötü düzenine bağlı acımasız, dayanılmaz koşullarda bir isyan, bir sığınak gereksinimi içindeydi belki de. Ama sığındığı şey, kapitalizmin bir mikro kitle kırım silahıydı ne yazık ki… Tütün ve acımasız düzen, bir canımızı daha aldı bizden. 

Sükun, ölüme meydan okuyarak gitti. Onu hep coşkulu, direngen, sevecen ruhunun yansıması olan gülen gözleriyle anımsayacağım. Anısını sevgi ve özlemle selamlıyorum. Onu unutmayacağız. 

 

DAHA FAZLA