Cemre Keskin yazdı | Bilinen yolun sonu: Liseler ve çıkış

Cemre Keskin yazdı | Bilinen yolun sonu: Liseler ve çıkış

"Bugünün çerçevesinden baktığımızda, lise gençliğinin talepleri teorik açıdan düzen içi talepler olabilir fakat bu taleplerin düzen tarafından karşılanamadığı kesindir. Geleceksizliği, özgürlük problemlerini, sınav kaygısını, staj sömürüsünü hedef alan, öncelikle liselerimizden başlayan temsiliyet organlarını kurmak asli görevimiz olarak önümüzde duruyor..."

Cemre Keskin

Senelerdir kendi vaatlerini dayatan neoliberalizm belki de bildiği yolun sonuna geldi. O yolun sonuna geldiyse bile, bildiğimiz pek çok şey değişti, bildiğimiz pek çok şeyi değiştirdi. İdeolojiden, siyasete, ekonomiye, kültüre neoliberalizm bir kriz içerisinde. Bu kriz hali elbette Türkiye’de görülüyor. Milyonlarca insan ikna edilemiyor, etkisiz kılınıp kendi sınırları içerisine hapsedilmeye, sindirilmeye çalışılıyor. Otoriterleşme ve kriz, yakıcı hale gelirken biz de bildiğimiz yolların sonuna doğru ilerliyor, sınırlarımıza sıkışmamaya, bildiğimiz yolun sonuna ilerlerken çıkışı aramaya devam ediyoruz.

Neoliberalizmin AKP eliyle değiştirdiği pek çok alanın içerisinde elbette liseler de var. AKP/Saray Rejimi iktidara geldiği ilk günden beri, eğitim sisteminde ve özel olarak liselerde köklü değişiklikler yaptı. Bunların başında 4+4+4 eğitim sistemi ile başlayan gericileşme, Erdoğan’ın söylemiyle ‘kindar ve dindar bir nesil’ yaratma isteği, meslek liselerinin sermaye grupları ile ‘memleket meselesi’ yalanı altında sunulması, sınav sistemi değişiklikleri, bilimden ve aydınlamandan arındırılan müfredat, proje okulları, temel liselerden, nitelikli-niteliksiz liselere…

Ancak bahsini geçirdiğimiz politikalara maruz kalan milyonlar, AKP/Saray Rejimini’nin kendi kuruluş senaryosu içerisinde, lise sıralarından, Saray Rejimi’nin karşısına dikilmeyi bildi. Biriken ve yükselen bir hareketi ortaya çıkarmayı başardı.

Bu başarının ilk işaret fişeği 2011 yılındaki YGS şifre skandalı karşısında milyonlarca lise öğrencisinin sokağa çıkmasıyla başladı, Gezi Direnişi'nin en sıcak günlerinde kendini gösterdi, Berkin Elvan’ı kaybettiğimiz zaman okulların içinden sokaklara taşan öfke ve adalet arayışı ile devam etti. Yeri geldi; kendi okulunun telle çevrilmiş duvarlarına laik ve bilimsel eğitim için boykot pankartı astı, okulunun içerisindeki tacize, istismara karşı dersleri boykot etmeyi bildi, "gericiliğin ülkeyi sürüklediği koyu karanlığın karşısına karanlığa sırtımızı dönüyoruz" diyerek umut oldu.

Gençlik ve özel olarak lise gençliğinin Saray Rejimi’ne, fiilen ve fikren ikna olmadığını, neoliberal düzenin getirdiği amansız piyasacılaşmaya karşı arayışta olduğunu söyleyebiliriz. Lise gençliği, Saray Rejimi’nin kendisinin girmesini istediği kalıplara sığmıyor ancak rejim varmak istediği yoldan geri çekilmiş durumda değil, çekilmeyecek de... Ülke kaynaklarının aktarıldığı vakıflarla, yarattıkları gerici müfredatla, meslek öğrenme kisvesi altında asgari ücretin 3/1’i ücrete bizleri ucuz iş gücü haline getirmeye, sermayedarların önüne sunmaya devam ediyorlar.

Lise gençliği Saray Rejimi’ne ikna olmuyor ama biz bunun neresindeyiz?

Milyonlarca lise öğrencisi liseli olmanın getirdiği problemler ile başa çıkmaya çalışırken biz kendi kavram setlerimiz içerisinde, bulunduğumuz mekana yabancı bir durumdayız ya da daha doğru bir ifadeyle liseli olmayan bir haldeyiz.

Bugünün çerçevesinden baktığımızda, lise gençliğinin talepleri teorik açıdan düzen içi talepler olabilir fakat bu taleplerin düzen tarafından karşılanamadığı kesindir. Geleceksizliği, özgürlük problemlerini, sınav kaygısını, staj sömürüsünü hedef alan, öncelikle liselerimizden başlayan temsiliyet organlarını kurmak asli görevimiz olarak önümüzde duruyor.

Uzun yıllardır elimizden alınan haklarımızın kazanılması, ortaya çıkan arayışa pratik çözümler ile yabancı bir anlayışla olmayacaktır. Bizim yapmamız gereken şey bir süreç dahilinde, ortaya çıkan talepleri bütünlüklü bir çerçeveye oturtarak, sürekliliğini sağladığımız, en geniş kitlelerin temsiliyetini almaya odaklanmış bir siyasi perspektif ile olabilir.

Bilinen yolun sonuna gelirken, hikayemize bir kahraman arıyorsak hiç şüphesiz bunun yine bizlerin olacağı kesin. Lise mücadelesi açısından bir çıkış söz konusuysa şimdi tam zamanıdır. Bizim için ihtimalleri gerçek kılma, kaygılarımızın ortaklaştığı milyonlarca sıra arkadaşımız ile yollarımızı ortaklaştırma vakti geldi.

 

DAHA FAZLA