ÇEVİRİ | Hollanda’da saatlik asgari ücret mücadelesi: 14 İçin
Kampanya Hollanda’da artmakta olan eşitsizliğe de dikkat çekiyor ve zenginliğin daha adil dağılımını talep ediyor. Bu elzem çünkü en zengin yüzde 10, bütün zenginliğin üçte ikisine sahip durumda. Bu eşitsizlik ayrıca birkaç CEO’nun sadece birkaç günlük kazancının asgari ücretlinin bir senelik kazancına eşit olmasından da gözlemlenebiliyor.
Pankart: Zenginler daha çok zengin oluyor, refahın daha eşit dağılması gerekiyor.
FNV [Hollanda İşçi Sendikaları Federasyonu] 14 Nisan 2019’da “14 İçin” (“Voor 14”) kampanyasını başlattı. Kampanyanın amacı [saatlik] asgari ücretin 14 euro olması. Daha yüksek bir asgari ücret, emekli maaşı gibi birçok kazancın da artmasını sağlayacak. Daha yüksek bir asgari ücret ayrıca hali hazırda 14 euro civarında kazanan insanlar için de daha iyi bir pazarlık payı sunacak. Dolayısıyla bu kampanya, maaşlı bir işi olsun olmasın, bütün çalışan sınıfının menfaatini barındırıyor.
SERMAYENİN HÜKMÜ
Kampanya Hollanda’da artmakta olan eşitsizliğe de dikkat çekiyor ve zenginliğin daha adil dağılımını talep ediyor. Bu elzem çünkü en zengin yüzde 10, bütün zenginliğin üçte ikisine sahip durumda. Bu eşitsizlik ayrıca birkaç CEO’nun sadece birkaç günlük kazancının asgari ücretlinin bir senelik kazancına eşit olmasından da gözlemlenebiliyor.
Koronavirüs ve ekonomik krizle birlikte son yıllarda devasa kârlar kazanmış en büyük firmaların, hükümetten de ilk destek görenler olduğunu görüyoruz. En kötüsü ise hükümetin onlara kulak vermesi ve vergi ödeyen milyonlarca insanın parasıyla onlara destek vermesi!
FNV’nin haklı biçimde söylediği gibi: Hollanda’da büyük sermaye hüküm sürüyor. Muhtelif birçok siyasi parti sadece o sermayenin menfaatlerine kulak veriyor. Sermaye aynı zamanda şu bilindik argümanı beraberinde getiriyor: Yüksek maaşlar iş kayıplarına yol açar. Sermayedarların daha yüksek bir asgari ücret istememesi doğal çünkü daha yüksek maaş, daha az kâr demektir ve sermayenin tek amacı olabildiğince çok kâr etmektir.
Hollanda işçi sınıfının durumu onlarca yıldır kötüye gidiyor ve FNV’nin müzakere kültürünün de bunda payı oldu. Güncel olarak sendika [FNV] muntazaman işçi sınıfının menfaatlerini savunan savaşımcı bir organizasyon değil, daha ziyade önderliğinin sıklıkla sermayeye tavizler verdiği bir sendika. Bu durum, işçi sınıfından birçok insanın ve özellikle gençlerin sendikayı yararlı bulmamasına katkıda bulunuyor. “14 İçin” kampanyası ve FNV’nin birçok başka (grev) eylemi sendikanın hala mücadeleci olabileceğini gösteriyor. Biz komünistlerin içtenlikle takdir ettiği bir husus. Sadece mücadeleci bir işçi sınıfı eşitsizliğe ve gittikçe kötüleşen durumuna karşı koyabilir.
IRKÇILIĞA VE CİNSİYETÇİLİĞE KARŞI MÜCADELE
Ayrıca kampanyanın kadın mücadelesine desteği ve ırkçılık karşıtı mücadele vurgusunu da takdir ediyoruz. İşçi sınıfının ortak çıkarları olduğunu; cinsiyetçilik ve ırkçılığın ise bu ortak işçi sınıfı çıkarlarına zarar verdiğini anlaması önemli. İlginçtir ki kampanya Güney Rotterdam’ın Arikaanderwijk [mahallesinde] başlangıç aldı. Batılı olmayan birçok göçmenin yaşadığı ve hala yaşamakta olduğu, fakir bir mahalle. Ayrıca 1972’de Hollanda’nın ırsi birçok kargaşasının baş verdiği mahalle. Sebebi, emekli bir Türkiyelinin, Türk göçmen işçileri yerleştirmek için Hollandalı bir kadın kiracısını evden çıkarmasıydı. Temel problem aslında bütün işçi sınıfı için ödeyebilecekleri fiyatta yeterince konut olmamasıydı. Hollandalı işçiler çoğunlukla Türkiyeli işçilere karşı mücadele ettiler ve bu nedenle sınıfın asıl düşmanına karşı mücadele verilmedi. Ödeyebilecekleri fiyatta konut ihtiyaçlarını sağlamanın onun için yeterince kârlı olmadığı, sınıfın asıl düşmanı…
Afrikaanderwijk [mahallesinde] birçok sokak ismi Güney Afrika’daki aparthayd (ırk ayrımı) kurucularına ve uygulayıcılarına atfedilmiş durumda. Hal böyleyken, suçları, kahramanlıkmış gibi yüceltilmiş oluyor. Irkçılığı anlamak ve ona karşı mücadele etmek ise, sınıf mücadelesinin işçi sınıfı adına kazanılması için elzem. Zwarte Piet'in ırkçılık olduğunu açıkça söyleyen Voor 14 aktivistlerini ihraç etmesi, FNV önderliğinin henüz ırkçılıkla tutarlı olarak mücadele etmediğini gösteriyor.
Çevirmenin Notu: “Voor14” kampanyasının Rotterdam kolu bu sene Zwarte Piet’i resmi olarak protesto etmiştir ancak sendikanın geneli sessizliğini korumaktadır.
MÜCADELECİ BİR İŞÇİ SINIFI İÇİN
Hollanda kapitalist olduğu sürece, parlementodaki partiler -sol ya da sağ farketmez- sermayeye hizmet edeceklerdir. Marx’ın da belirttiği gibi, işçi sınıfı her dört senede bir ancak kendilerine kimin zulmedeceğini seçebilmektedir. Çünkü üretim araçlarının özel mülkiyeti anayasa tarafından korunmaktadır. Ofisleri, hammaddeyi, fabrikaları ve makinaları (üretim araçlarını) ellerinde tutarak sermayedarlar diğer insanları çalıştırabilmekte ve işçilerin ürettiği her şeye el koyabilmektedirler. Maaşlar, elde edilen kârın sadece küçük bir kırıntısıdır. İşçi sınıfının sorunlarını çözmek için bu temel anlayış gerekmektedir. Bu nedenledir ki siyasi partilere odaklanılması kampanyanın büyük bir problemi halindedir. Özellikle politik spektrumun sol tarafındaki partiler “14 İçin” kampanyasına sempati ile bakmaktadır ancak bu eğer bir koalisyon hükümeti içerisine olma fırsatı verilse yapabilecekleri konusunda hiçbir şey ifade etmemektedir.
Partilerin çoğunluğunun asgari ücret zamını seçim programlarına eklemeleri, böylece ümit ederek sonraki bir hükümetin gerçekten de asgari ücrete zam yapması, durulması gereken nokta olmamalıdır. Hayır, asıl nokta işçi sınıfının öyle güçlü olmasıdır ki, öyle çok mücadele vermesi ve öyle çok patronu [saatlik] 14 euro vermeye zorlamasıdır ki yeni hükümetin asgari ücreti artırmak dışında başka hiçbir seçeneği olmasın.
FNV ayrıca [Hristiyan demokratik parti] CDA ve [sosyal liberal parti] D66’ya da gitti ve diğer partilere onların da çoğunluk destekçilerinin daha yüksek bir asgari ücretten yana olduğunu göstermek istedi. Kulağa şaşırtıcı geliyor ama bu aslında çok doğal. Bütün Hollandalı işçi sınıfı ortak çıkarlara sahip ve farklı siyasi partiler sadece işçi sınıfının bir seçim şansı varmış gibi gösteren ilüzyonu yaratıyor. Eğer sendika siyasi sahneden inmeye cesaret eder, gerçekten savaşır ve bir güç oluşturursa, o zaman tam olarak bu -siyasi eğilim ne olursa olsun bir işçi olarak aynı menfaatlere sahip olunduğu- sendika hareketinin zaferlerinin sarsılmaz temeli olacaktır.
Gittikçe daha fazla organizasyon “14 İçin” kampanyasına destek veriyor ve birçok sokak eylemi gerçekleşiyor. Bir tebeşir eylemi, [Süpermarket zinciri Albert Heijn] AH bir fotoğrafı 14 euroluk asgari ücret talebini silecek şekilde montajladıktan sonra viral oldu. Bu, çalışanlarına çok değer verdiğini iddia eden, ama hala daha yüksek ücret ödemeyen, süpermarket patronlarının riyakarlığını gösteriyor. Bir kez daha bize, işçilerin çıkarları için organize olmasının önemini ve sermayedarların kendiliğinden daha iyi olacaklarının umulmaması gerektiğini gösteriyor. FNV’nin sürekli tekrar eden ve ahlak dersi veren üslubu işçilerin bir mücadele ortaya koyması gerektiğini açıkça ifade edemiyor. Kampanyanın gelecek periyodu için bu büyük bir engel teşkil ediyor, çünkü desteğini ifade etmek ve online kampanya imzalamak elbette yeterli değil.
Mücadele tek yoldur ve mücadele sonuç verir. Bu nedenle CJB 14 euro asgari ücret talebine destek veriyor ve bunu hayata geçirmek için mücadele veriyor.
Hollanda Komünist Gençlik Hareketi CJB’nin resmi sitesi vorwaarts.net’teki 9 Haziran 2020 tarihli yazısından çevrilmiştir.
Çevirmenin Notu: Türkiye İşçi Partisi Hollanda birimi de Temmuz 2020’den beri “14 İçin” hareketine Rotterdam kolunda aktif ve fiziki olarak destek vermektedir.