"Dezenformasyon" yasasına basın meslek örgütlerinden tepki

"Dezenformasyon" yasasına basın meslek örgütlerinden tepki

İktidarın sansür ve baskı öngören teklifine karşı basın meslek örgütleri açıklama yaptı.

AKP ve MHP ortaklığında hazırlanan ve "dezenformasyonla mücadele" edileceği iddiası taşıyan kanun teklifi Meclis'e sunulurken, basın meslek örgütleri de açıklama yaptı. Sürecin muhatapları olarak kendileri ile görüşülmediğini vurgulayan meslek örgütleri, söz konusu teklifi kınadı ve diyalog süreci çağrısında bulundu. Akademisyen Süleyman İrvan da teklifi değerlendirirken, olumlu birçok maddeye rağmen teklifin birçok sorunu da beraberinde getirdiğini vurguladı.

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Türkiye Ulusal Komitesi, Gazeteciler Cemiyeti, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Basın Konseyi, Haber-Sen ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC), AKP ve MHP'nin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sunduğu "Basın Kanunu ve Bazı Konularda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" başlıklı teklife tepki gösterdi.

Kurumlar tarafından yapılan ortak açıklamada, "Gazeteciler ve basın örgütlerinin görüşlerini içermeyen hiçbir yasa, dezenformasyona çare olamaz" vurgusu yapılırken, "Cumhuriyet tarihinin en ağır sansür ve otosansür mekanizmalarından birine yol açabileceği endişesiyle, 'dezenformasyonla mücadeleyi' değil gazeteciliğe baskıyı artırmak üzere tasarlandığı anlaşılan bu kanun teklifinin acilen geri çekilmesi çağrısında bulunuyoruz" denildi. 

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: 

"Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin TBMM’ye sunduğu 'Basın Kanunu ve Bazı Konularda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun' başlıklı teklif, Türk Ceza Kanunu’na 'halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' diye yeni bir suç eklemekte, bu suçu işleyenlere hapis cezası öngörmektedir. Medyaya yönelik olarak öngörülen idari tedbirler arasında para cezası, reklam yasakları ve sosyal medya ağlarına bant daraltma yaptırımı da vardır.

Mesleğimizi doğrudan ilgilendiren bu önemli kanun teklifi, gazetecilik örgütlerinin görüşü alınmadan, bir grup siyasetçi ve bürokrat tarafından kapalı kapılar ardında hazırlanmıştır.

Cumhuriyet tarihinin en ağır sansür ve otosansür mekanizmalarından birine yol açabileceği endişesiyle, 'dezenformasyonla mücadeleyi' değil gazeteciliğe baskıyı artırmak üzere tasarlandığı anlaşılan bu kanun teklifinin acilen geri çekilmesi çağrısında bulunuyoruz.

Kınıyoruz: ABD merkezli teknoloji şirketlerinden bile bu süreçte görüş alan siyasi iktidar, kanunun doğrudan muhatabı olan Türkiye’deki gazetecilik örgütlerinin fikrini sorma gereği duymamıştır. Hangi partiden olursa olsun siyasetçilerin, toplumun bilgi edinme ve haber alma hakkını doğrudan ilgilendiren bu tür yasal düzenlemeleri hazırlarken ilgili alanın önde gelen meslek örgütleri ve sivil toplum temsilcileriyle diyalog kurması demokrasinin gereğidir. Bu demokratik ilkenin çiğnenmesini kınıyoruz.

Reddediyoruz: Teklifte 'dezenformasyon', 'yalan haber', 'asılsız bilgi' ve 'tahrif edilmiş bilgi' gibi kavramlar hukuki bir tanım yapılmaksızın kullanılmaktadır. 'Güvenlik', 'kamu düzeni' ve 'kamu barışı' gibi gazetecilere karşı adli taciz davalarında sıkça başvurulan muğlak kavramlara dayanılarak mahkemelere yeni bir suç işaret edilmektedir. Böyle bir yaklaşım, yasaları, bağımsızlığını yitirmiş olan yargı sistemi tarafından suistimale açık hâle getirmektedir. Bu girişimi reddediyoruz.

Davet ediyoruz: Dezenformasyon, tüm dünyanın sorunudur. Türkiye’de gazeteciliğin kalitesini düşüren, halkın haber alma hakkını zedeleyen daha birçok sorun da vardır. Tüm bu sorunları çözebilecek çoğulcu yasaların, demokratik kurumların ve meslek içi özdenetimin oluşturulması veya güçlendirilmesi için bu kanun teklifinin askıya alınmasının ardından, tüm siyasi aktörleri, gazetecilik örgütleriyle kapsamlı ve şeffaf bir diyalog süreci başlatmaya davet ediyoruz.

Binlerce gazeteciyi temsilen ve kamuoyunun haber alma hakkına saygılarımızla bu çağrıyı tarihi bir sorumluluğun gereği olarak yapıyoruz."

AKADEMİSYEN SÜLEYMAN İRVAN'DAN DEĞERLENDİRME

Medya ve gazetecilik alanındaki çalışmalarıyla bilinen Üsküdar Üniversitesi'nden Prof. Dr. Süleyman İrvan da teklife ilişkin değerlendirmelerini sosyal medya hesabından paylaştı. Pek çok düzenlemeyi olumlu bulduğunu ifade eden İrvan, olumsuz bulduğu maddeleri de dile getirdi. İrvan, özellikle basın kartı yönetmeliği, kurul üyelikleri ve basın kartı alma yeterliliğine ilişkin eleştirilerini de paylaştı. 

"Düzenlemenin en problemli maddelerinden birisi bu. 29. madde, 'halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' suçu diye yeni bir suç ihdas ediyor. Uygulamada ciddi sorunlara yol açacak bu maddeyi düzenlemeden çıkarmak en doğrusudur" diyen İrvan, ayrıca "Düzenlemenin 32. maddesine göre, MİT Kanununda yer alan ifşa suçları bu kanun teklifine olduğu gibi alınıyor. MİT belgeleri haber değeri taşısa bile haber yapmak suç" ifadelerini kullandı.

Teklifte öngörülen düzenlemeleri madde madde değerlendiren İrvan'ın açıklamaları şöyle:

" 'Haber siteleri Basın Kanunu kapsamına alınıyor'

Kanun teklifinin 1. maddesi haber sitelerini 5187 sayılı Basın Kanunu kapsamına alarak yasal statü kazandırıyor. Bu, 25 yıldan daha fazla süredir yasal statüsü olmadan yayın yapan haber mecraları için iyi haber. Olumlu.

'İnternet haber sitesi tanımı yapılıyor'

Teklifin 2. maddesi internet haber sitesini tanımlıyor: 'İnternet ortamında, belirli aralıklarla haber veya yorum niteliğinde yazılı, görsel veya işitsel içeriklerin sunumunu yapmak üzere kurulan ve işletilen süreli yayın' Olumlu.

'Haber sitelerine iletişim adresi zorunluluğu getiriliyor'

Teklifin 3. maddesi haber sitelerinden iş yeri adresi, elektronik posta adresi, iletişim telefonu ve elektronik tebligat adreslerini sayfalarında açıkça belirtmeleri isteniyor. Olumlu.

'İçeriklerin ilk sunum ve güncelleme tarihleri'

Yine 3. madde kapsamında yapılan düzenleme ile içeriklerin ilk sunum ve güncelleme tarihlerinin haberlerin üstünde bulunması zorunluluğu getiriliyor. Olumlu.

'Beyannameler Basın İlan Kurumu'na yapılacak'

Düzenlemenin 4. maddesi beyannamelerin Cumhuriyet Savcılıkları yerine Basın İlan Kurumu'na yapılmasını öngörüyor. Ayrıca, elektronik tebligat adresi bilgisi isteniyor. Olumlu. (Başvurular online yapılabilir)

'Haber sitelerinde yayın durdurma cezası yok'

5. madde, basılı gazeteler için öngörülen yayın durdurma müeyyidesinin internet haber siteleri için uygulanmayacağını öngörüyor. Bunun yerine, düzeltme için 2 hafta süre tanınacak. Olumlu.

'İçerikler 2 yıl süreyle muhafaza edilecek'

6. madde, internet haber sitelerinde yayımlanan içeriklerin 2 yıl süreyle muhafaza edilmesini zorunlu kılıyor. Olumsuz (Pratikte uygulanması ve denetlenmesi zor. (6 ay gibi daha kısa süre olabilir)

'Otomatik düzeltme ve cevap hakkı'

Düzenlemenin 7. maddesi, internet haber sitelerinde ise zarar gören kişinin düzeltme ve cevap yazısının hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın bir gün içinde yayımlanması zorunluluğu getiriliyor. Olumsuz. (Haberin gerçeğe aykırı olması gerekir)

Çıkacak yasada, düzeltme ve cevap hakkının adil biçimde kullandırılması gerektiği belirtilmeli, bu hakkın sadece gerçeğe aykırı haberler için kullanılabileceği belirtilmelidir. Aksi takdirde, her eleştirel haber için cevap ve düzeltme yazısı yayımlanmak zorunda kalınacaktır.

'Haber sitelerine sorumlu müdür'

Düzenlemenin 8. madddesi, haber sitelerinin içeriklerinin teslim ve muhafaza yükümlülüklerini sorumlu müdürlere vermektedir. Olumlu.

'Dava açma süreleri ve zaman aşımı'

Düzenlemenin 9. maddesi, haberler için dava açma konusunda zaman aşımını düzenlemektedir. Ancak belirsizlikler söz konusudur. Maddenin daha açık yazılması, örneğin en geç 3 ay içinde açılması gerekir gibi bir hüküm bulundurması iyi olur.

'5 farklı basın kartı'

Düzenlemenin 10 maddesi, verilecek basın kartlarını tanımlamaktadır: 'Göreve bağlı basın kartı', 'süreli basın kartı', 'geçici basın kartı' 'serbest basın kartı', 'sürekli basın kartı'. Bu tanımlamalarda serbest çalışan (freelance) gazeteciler yok.

'Serbest çalışan (freelance) gazeteciler de basın kartı alabilmeli'

Serbest çalışan gazeteciler de belli koşullar getirilerek basın kartı alabilmelidirler. Örneğin, ayda en az 10 haber yayımlatmak ve yaptığı haberlerden geçimini sağlamak gibi.

'Basın kartı alabilecek kişiler'

Düzenlemenin 11. maddesi kimlerin basın kartı alabileceğini belirlemiş. Bu düzenlemede iletişim fakültelerinin dekanları ile bölüm başkanları dışarıda bırakılmış gibi. Sanırım bu madde basın kartı yönetmeliğinde netleşecektir.

'Basın kartı alabilecek kişilerde aranan nitelikler'

Düzenlemenin 12. maddesi, Basın Kartı Yönetmeliğinin 6. maddesini aynen tekrarlıyor. Mevcut durumda kart alamayan gazeteciler yeni düzenleme kapsamında da kart alamayacak demektir. Bu konuyu basın meslek örgütleri takip etmeli.

'Yabancı gazetecilere basın kartı'

Düzenlemenin 13. maddesi yabancı gazetecilerin hangi koşullarda basın kartı alabileceklerini düzenliyor. Madde sorunsuz görünüyor.

'9 üyeli basın kartı komisyonu; 5 üyeyi İletişim Başkanlığı belirliyor'

Düzenlemenin 14. maddesi basın kartı komisyonunun yapısıyla ilgili. İletişim fakülteleri dekanları arasından belirlenecek üyeyi bile İletişim Başkanlığı seçiyor! Neden? Dekanlar bir temsilci seçemez mi?

Elbette iletişim fakültelerinden seçilecek üyenin gazettecilik alanından olması önemli. En azından uygulamada öyle olacağını umut edelim.

'Basın ahlak esaslarına aykırı davranış, basın kartının iptaliyle sonuçlanıyor'

Düzenlemenin 15. maddesi çok sorunlu. Maddede, bir gazeteci Basın İlan Kurumu'nun belirlediği basın ahlak esaslarına aykırı davranışı halinde 'kartı iptal edilir' deniliyor.

Bu kararı kim verecek? Basın İlan Kurumu verecekse zaten resmi ilan kesme cezalarının hangi gazetelere verildiğini biliyoruz. Böylece, eleştirel haberler yapanlar reklam kesme cezalarıyla kalmayacaklar, basın kartları da iptal edilecek. Bu madde düzenlemeden çıkarılmalı.

Kartı iptal edilenlere sanki ağırlaştırılmış müebbet!

Düzenlemenin 16. maddesine göre, basın ahlak esaslarına aykırılıktan kartı iptal edilenlere 5 yıl yeni kart verilmeyecek. Bu, normal durumda uyarı ya da kınama cezası alacak bir gazeteciyi mesleğini yapamaz hale getirmektir.

'Haber siteleri 3 ay içinde yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda'

Düzenlemenin 17. maddesi basın kartı yönetmeliğine atıf yapıyor. 18. madde ise haber sitelerine, kanun yürürlüğe girdikten sonra 3 ay içinde yükümlülüklerini yerine getirmelerini istiyor.

'Basın İlan Kurumu Genel Kurulu üye sayısı 36'dan 42'ye çıkarılıyor'

Düzenlemenin 19. maddesi Basın İlan Kurumu Genel Kurulunun yapısını düzenliyor. Yeni düzenlemeyle haber sitelerini temsilen 2 üye, BTK ve RTÜK'ü temsilen birer üye eklenmiş durumda.

'Resmi ilan alabilecek gazete ve haber siteleri BİK sayfasından duyurulacak'

Düzenlemenin 20. maddesine göre, Basın İlan Kurumu her ayın sonunda resmi ilan ve reklam alabilecek gazete ve haber sitelerinin listesini sayfasında yayımlayacak. Bu güzel, şeffaflık iyidir.

'Resmi ilan ve reklamlar BİK aracılığıyla yayımlanacak'

Düzenlemenin 21. maddesi, haber sitelerinde yayımlanacak resmi ilan ve reklamların da Basın İlan Kurumu aracılığıyla yayımlanacağını öngörüyor.

'Müeyyideler haber siteleri için de geçerli'

Düzenlemenin 22. maddesi, 195 sayılı Basın İlan Kurumu Kanunu'nun 49. maddesindeki müeyyideler kısmında ekler içeriyor. Aynı müeyyideler haber sitelerini de içerecek. Yani onlara ilan ilan kesme cezaları verilebilecek.

Bu maddeye, müeyyide uygulanan mecraların açık isimlerinin ilan edilmesi ve aylık olarak hangi mecraya ne kadar ceza verildiğinin açıklanması maddesini de eklemek lazım. Şeffaf değil Basın İlan Kurumu.

'Haber sitelerinin vasıfları yönetmelikle belirlenecek'

Düzenlemenin 23. maddesi, resmi ilan ve reklam yayımlayacak haber sitelerinin taşımaları gereken vasıfların yönetmelikle belirleneceğini öngörüyor. En az 3 sigortalı muhabir istihdam etme, özel haber gibi koşullar olmalı.

'Basın kartına ilişkin hususlar Basın Kanunu'nda düzenleniyor'

Düzenlemenin 24. maddesi bu konuya açıklık gettiriyor.

'Resmi ilan ve reklamlar yerel nitelikli haber sitelerinde de yayımlanacak'

Düzenlemenin 25. maddesi, resmi ilan ve reklamların hangi mecralarda yayımlanacağını belirliyor.

'İhale ilanları da haber sitelerinde yayımlanacak'

Düzenlemenin 26. maddesine göre, ihaleler ihalenin yapılacağı yerde yayımlanan bir gazete bir haber sitesinde yayımlanacak. Olumlu.

'Gazete adı geçen kanunlara haber sitesi ismi de eklenecek'

Düzenlemenin 28. maddesi birçok kanun adı sayıyor.

'Yanıltıcı bilgiyi yayma suçu'

Düzenlemenin en problemli maddelerinden birisi bu. 29. madde, 'halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' suçu diye yeni bir suç ihdas ediyor. Uygulamada ciddi sorunlara yol açacak bu maddeyi düzenlemeden çıkarmak en doğrusudur.

Madde esasında gündemde çok tartışılan dezenformasyon meselesini düzenliyor. Temel sorun, çok geniş ve farklı biçimlerde yorumlanabilecek şekilde oluşturulması. Maddenin tam hali aşağıda:

'Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.'

'Elektronik posta adresleri bu işe yarayacak'

Düzenlemenin 31. maddesine göre, erişim sağlayıcılar birliği kendilerine ulaşan içeriğin çıkarılması veya engellenmesi kararlarını, verilen e-posta adreslerinden gönderebilecek. Böylece içerikler hızla engelenebilecek!

'MİT belgeleriyle MİT personelini ifşa suçu'

Düzenlemenin 32. maddesine göre, MİT Kanununda yer alan ifşa suçları bu kanun teklifine olduğu gibi alınıyor. MİT belgeleri haber değeri taşısa bile haber yapmak suç."

DAHA FAZLA