Fenerbahçe voleybol takımı aradığı uyumu yakaladı
Rusya’nın neredeyse tüm spor organizasyonlarından adeta tecrit edilmesinin de spor adına büyük bir utanç olduğunu söylemek gerekiyor.
Ersan Kınık
Sultanlar Ligi’nin 22. haftasını geride bıraktık. Seyir zevki açısından büyük beklentilerin bulunduğu Vakıfbank – Türk Hava Yolları arasındaki maç, ligin ilk devresindeki maçın aksine oyun kalitesi açısından oldukça düşük seyretti. Vakıfbank’ın 25-20, 25-15 ve 25-20’lik setlerle 3-0 gibi net bir skor ile kazandığı mücadele, voleybolseverlerin beklentisini karşılayamadı. Hiç şüphe yok ki haftanın en dikkat çekici maçı Fenerbahçe’nin Kuzeyboru’yu 3-0 yendiği karşılaşma oldu.
Fenerbahçe’deki değişimin miladı olarak 20 Şubat tarihine işaret etmek yanlış bir tespit olmayacaktır. Fenerbahçe, ev sahibi olduğu karşılaşmada 19-25 ve 23-25’lik setlerle Ankara ekibi PTT’ye karşı 2-0 geriye düşmüştü. Kadro kalitesi açısından oldukça üst düzey bir takımın, haftalardır işleri yoluna sokamamasının ana unsurunun, takımın baş antrenörü Zoran Terziç olduğuna da ayrıca bir parantez açmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Ligin ikinci devresinin başında Fenerbahçe kadrosuna dahil olan pasör çaprazı Melissa Vargas’ın, ısrarlı bir şekilde smaçör pozisyonunda oynatılmasıyla hem takımın savunma hattı büyük yara almış, hem de hücumda Vargas’tan yeteri kadar verim alınamamıştı. PTT karşısındaki vahim tablonun ardından kaçınılmaz müdahale yapılmış ve Lazareva’nın yerine Meliha oyuna girmiş ve Vargas da asıl mevkisi olan pasör çaprazı pozisyonuna çekilmişti. Bu müdahale takıma adeta can suyu olmuş ve PTT karşısında 2-0 geriden gelerek maçı kazanmayı başarmıştı. Vargas’ın maç boyunca aldığı 25 sayıdan 17’sini son 3 sette kaydettiğine de ayrıca belirtmek gerekiyor. Haftalardır takımın tüm hücum yükünü neredeyse tek başına sırtlamak zorunda kalan henüz 18 yaşındaki Arina Fedorovtseva’yı da önümüzdeki haftalarda mental olarak daha da rahatlatan bir tablonun ortaya çıkacağını düşünüyorum.
Kuzeyboru maçına geri dönelim. Bu maçı benim gözümde özel kılan detay, uzun bir aradan sonra takımda pozitif havanın var olmasıydı. Terziç’in oyuncular üzerindeki negatif etkisi bugün herkesçe bilinen bir durum. Kötü gidişatlarda oyuna müdahale etmemesi, oyuncuların motivasyonunu düşürecek davranışlarda bulunması ve pasörlerle yaşadığı genel sıkıntı sahaya da yansıyor ve bu durum takımın oyundan düşmesiyle sonuçlanıyordu. Bu maçta ortaya çıkan durum ise Fenerbahçe taraftarlarının pek de alışık olmadığı bir tabloydu zira kenarda bambaşka bir Terziç vardı sanki. Oyuncuları motive eden, setin garantiye alındığı noktalarda gençleri sahaya süren kısacası takımla yakından ilgilenen bir Terziç izledik.
Sırbistan Milli Takımı’yla kabarık bir milli takım kariyerine karşılık, kulüp takımı çalıştırıcılığında oldukça zayıf bir karneye sahip olan Terziç’in, Rusya Milli Takımı’nın başına geçmesinden sonra Rusya – Ukrayna savaşının ortaya çıkması neticesinde Rusya Milli Takımı’nın Uluslararası Voleybol Federasyonu (FIVB) ve Avrupa Voleybol Konfederasyonu (CEV) tarafından uluslararası tüm müsabakalardan men edilmesinin hemen ertesinde hırslı bir Terziç izlememiz de akıllarda soru işareti bırakmıyor değil.
FIVB ve CEV kararlarının ardından Rusya’nın neredeyse tüm spor organizasyonlarından adeta tecrit edilmesinin de spor adına büyük bir utanç olduğunu söylemek gerekiyor. Savaşın herhangi bir şekilde öznesi olmayan kişiler ve takımlar, birer birer tüm spor müsabakalarından men edildi. Önce futbolda FIFA ve UEFA, daha sonra basketbolda FIBA ve Euroleague, Olimpiyat sporlarında Uluslararası Olimpiyat Komitesi ve son olarak voleybolda FIVB ve CEV tarafından yapılan açıklamalarla Rusya Milli Takımı, Rus spor kulüpleri ve Rusyalı oyuncular uluslararası spor organizasyonlarından men edildi. Alınan bu kararlarla birlikte savaşın sonuçları, Rusyalı sporcuların üzerine yüklendi. Hatta CEV bu konuda daha da ileriye giderek önce Rus oyuncuların lisanslarının iptal edileceğine dair bir açıklama yayınlamış, daha sonra gelen tepkilerin ardından düzeltmeye giderek lisans iptal etme yaptırımlarının “yalnızca plaj ve kar voleybolu” için geçerli olduğu belirtilmişti.
Bu kararların ardından, Fenerbahçe de CEV Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde eşleştiği Lokomotiv Kaliningrad karşısında hükmen galip ilan edilerek yarı finale adını yazdırdı.
Bu hafta içinde oynanan bir diğer önemli maç ise 12 Şubat günü oynanması gereken ancak Fenerbahçe’deki covid vakaları nedeniyle tehir edilen Galatasaray derbisiydi. Ligin ilk devresinde mücadelenin ve heyecanın doruklarında yaşandığı ve kazananın karar setinde belirlendiği maçtan oldukça uzak bir maç izledik. Özellikle Galatasaray’ın yetenekli pasör çaprazı Alexia Carutasu’nun oldukça etkisiz bir performans sergilemesi beklenmedik bir senaryonun ortaya çıkmasına neden oldu ve Fenerbahçe deplasmanda 3-0 gibi net bir skorla maçı noktaladı.
Son olarak Sarıyer Belediye’den de bahsetmek gerekiyor. Sarıyer Belediye’nin bu sezon oynadığı 22 maçın 10’u karar setiyle sonuçlandı ki Sarıyer’in oynadığı bu maçlar arasında Eczacıbaşı ile Türk Hava Yolları gibi ligin en üst sıralarında bulunan takımları da yer alıyor. Bu da Sarıyer’i her türlü sürprize açık, öngörülemez bir takım hâline getiriyor. Sarıyer Belediye bu sonuçla birlikte, Sultanlar Ligi’nde bir sezon içinde en fazla 5 setlik maç oynayan takım olarak bir rekora da imza atmış oldu. Bir diğer detay ise Sarıyer Belediye, karar setine uzayan 10 maçın 5’ini kazanırken 5 maçtan mağlup ayrıldı.