Fethiye'de yeni bir yat limanı için imar planı askıya çıkarıldı
İnşa edilecek bir yat limanının, ekosisteme de zarar vereceği belirtildi.
Rant projeleri ile doğanın talan edildiği Muğla'da bölgesinde bu kez de Fethiye'de yeni bir yat limanı inşa edilmesi amacıyla imar planı askıya çıkarıldı. Rant projesine karşı hukuk mücadelesi başlatan Fethiye Ekolojik Yaşam Derneği avukatı Bora Sarıca, ortaya çıkması muhtemel sorunlara dikkat çekti.
Bodrum'dan Fethiye'ye kadar Muğla'nın tüm kıyıları, rant odaklı liman projeleri ile doldurulmaya çalışılırken; bu rant projelerinin arkasında ise çoğunlukla, valililik tarafından kurulan Muğla Turizm Çevre Vakfı (MUÇEV) yer alıyor. Pek çok rant projesi, çevre sakinlerinin ve çevrecilerin itirazları ile mahkemeye taşınırken, rant odaklı bir projeye daha gündeme geldi.
Artı Gerçek'ten Osman Çaklı'nın haberine göre 15 Mayıs tarihinde Muğla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü internet sitesinde, Fethiye Körfezi Aksazlar bölgesinde yeni bir tekne bağlama iskelesine ait imar planı askıya çıkarıldı.
Çevre savunucuları; yat limanı projesinin, zaten düşük su sirkülasyonuna sahip olan Fethiye Körfezi’ndeki su kirliliğini daha da artacağını söylerken, projeye 300 metre mesafede başka bir yat bağlama limanı olduğu için yeni bir yat limanına da ihtiyaç olmadığını savunuyor.
'EKOSİSTEME ZARAR VERECEK'
Aksazlar Koyu'nda yapılması planlanan yat bağlama limanına karşı hukuki girişimlerde bulunan Fethiye Ekolojik Yaşam Derneği avukatı Bora Sarıca, planın çevre mevzuatına aykırı olduğunu ifade etti. Biyolog Ulaş Kiper de körfezin hali hazırda kirli olduğunu ve projenin deniz kirliliğinde yeni bir baskı oluşturarak deniz ekosisteminin zarar vereceğini belirtti.
Çevre Şehircilik ve İklim Müdürlüğü’nün internet sitesinde yer alan rapora göre Aksazlar, Fethiye Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarında kalıyor. Bölgenin 3. derece doğal sit alanı olduğunu söyleyen avukat Sarıca, Fethiye Körfezi’nde bulunan farklı canlı türlerinin, tekne trafiği ve teknelerden kaynaklı oluşan atıklar sebebiyle olumsuz etkilendiğini dile getirdi. Sarıca, Fethiye Körfezi’nin daha fazla kirlilik kaldıramayacağını söyleyerek projenin denizel ekosistem üzerinde risk oluşabileceğine dikkat çekti.
'PLANLANAN YAT LİMANI, BİRÇOK KENTSEL FACİAYA GEBE'
Yalnızca turizm talebine bağlı olarak getirilen bir imar planının; şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı açısından doğru bir yaklaşım olmadığı eleştirisini yapan Sarıca, "sürdürülebilir turizm ilkesi ve planlamada koruma-kullanma dengesinin" zedeleneceğini söyledi.
İmar planının kentsel alanla entegrasyonunun bulunmadığına dikkati çeken Sarıca, şöyle konuştu:
"Kent, diğer marinalar, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü, Orman İşletme Müdürlüğü ve Emniyet Genel Müdürlüğü, su sporları kürek yarışı parkuru ve Şövalye Adası arasına sıkıştırılmış alanda planlanan yat limanı, birçok kentsel faciaya ve ekonomik riske gebedir. Planlama alanına giden yolun tek şeritli bir yol olmasının yanı sıra taşıt, otopark ve yaya erişiminin nasıl sağlanacağına dair çözümlemeler içermemesi, plan açıklama raporunda da plan değişikliği ile getirilen kullanımın bölgede yaratacağı sosyal ve altyapı ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağına yönelik herhangi bir açıklamaya yer verilmemiş olması vahimdir."
İPTAL TALEBİ
Sarıca, imar planının "Kıyı Kanunu ve Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik" hükümlerine aykırı olduğunu belirterek, kamu yararına, şehircilik ilkelerine uygun olmadığı gerekçesiyle planın iptal edilmesi gerektiğini söyledi.
'ŞİRKETLER BOŞ ALANLARI DEĞERLENDİRMEK İSTİYOR'
Biyolog Ulaş Kiper de Fethiye Körfezi’ni besleyen derelerin uzun yıllardır kirli olduğunu ve buna rağmen bölgedeki kirlilik yükünü artıracak yat turizmi projelerinin çoğaldığını belirtti.
Kiper, şunları söyledi:
"Bu bölge bakir koyların çok yoğun olduğu bir yerdir. Pandemiden sonra yat turizmine ilgi arttı. Şirketler de boş alanları değerlendirmek istiyor. Körfez biraz göl vasfında, su çok durağan. Hem yat sayısının haddini aşması nedeniyle hem de derelerin uzun süredir yanlış ıslah edilmesi nedeniyle körfezin dibi yükseliyor. Yani her yıl 5 santimetre dip yükselişi söz konusu. Kıyıya şu an küçük tekneler bağlanabiliyor. Çünkü oldukça sığ bir yer. Biz önce temizliğin yapılması gerektiğini savunuyoruz. Aksazlar projesinde dolgu da var. Bu da suyun kendine ait döngüsüne yapılacak en büyük kötülüklerden biri. Koyulan her taş, dökülen her beton körfezin doğal sirkülasyonunu zayıflatacak."
'DÜŞEN OKSİJEN MİKTARI CANLILARDA ALG PATLAMASINA NEDEN OLDU
Fethiye Körfezi’nin içerisinde sayıları çok azalmış deniz çayırları olduğunu ifade eden Kiper, bunun nedeninin yat bağlama limanlarının verdiği zararla birlikte çamur dolgusunun olduğunu söyledi. Kiper, zemindeki çiçekli su bitkilerinin tahribatına dikkati çekerek, "Doğal yaşam o kadar tahribata uğradı ki oksijensiz solunum yapan canlıların sayısı arttı. Çünkü oksijen miktarı düştü. Bu canlılarda alg patlamasına neden oldu. Bu sorun Fethiye kıyısında denize girmeyi zorlaştırdı. Bu risk hala duruyor ve bizi tekrar sınayabilir. Ayrıca caretta carettaların ve orfozların yumurtlama bölgesi olması nedeniyle korunması gereken bir yer" vurgusunda bulundu.