Gökçer Tahincioğlu Milliyet'ten ayrıldı
Önceki gün "Açık Mektup: Ben Affetmiyorum" başlıklı yazısı Milliyet'te yayımlanan Tahincioğlu, gazeteden ayrıldığını duyurdu.
Milliyet yazarı Gökçer Tahincioğlu, gazeteden ayrıldığını duyurdu. Tahincioğlu Twitter'dan yaptığı açıklamada "Kendi isteğimle ayrılıyorum" ifadesini kullandı.
Milliyetteki 21 yıllık yolculuğum bitti. İkinci evim ve ailem olan gazeteden kendi isteğimle ayrılıyorum. Merak eden dostlar için şuraya küçük bir veda koydum. https://t.co/h6ZYqfxdZB
— Gökçer Tahincioğlu (@gtahincioglu) October 1, 2018
Tahincioğlu’nun dün MHP’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunduğu af teklifiyle ilgili olarak kaleme aldığı yazı, sosyal medyada yankı uyandırmıştı.
‘AFFETMİYORUM’
Tahincioğlu “Açık Mektup: Ben affetmiyorum” başlığıyla yazdığı yazısıda, daha önce hiç paylaşmadığı bir olaydan bahsetmişti.
Tahincioğlu, ablasının 58 yerinden bıçaklanarak, 3 aylık bebeğinin yanında, üç beş tane çeyrek altın için hırsızlar tarafından öldürülmesini anlatmıştı.
Tahincioğlu yazısında şu ifadelere yer vermişti:
“Kamusal alanda hiç paylaşmadığım bu olayı, kişisel olarak bu sistemin mağdurlar ya da suçlular için pozitif bir sonuç üreteceğine inanmasam da suçtan zarar görmüş anneler, babalar, kardeşler, çocuklar adına borç olarak aktarıyorum.
Ve Cumhurbaşkanlığı’na, iktidara, muhalefete seslenmeyi de borç biliyorum.
Yüksek siyaset gereği, “tartıştığınız” “ceza indirimi” ya da “af”, katilleri kendi imkânları ve işini samimiyetle yapan birkaç polis-savcı sayesinde bulan, 8 yıl duruşma kovalayan, kanıtları toplayan, yargıyla boğuşan insanlara ve benzer durumdakilere sadece acı ve “adaletsizlik” hissi veriyor.
“Kader mahkûmu” dediğiniz insanlar yanlışlıkla suç işlemiş değiller.
Büyük bölümü, değiştirilmek istenmeyen, suç ve suçlu üretip, bir de onları sistematik olarak cezadan kurtaran bir düzenin ürünü.
Ve bu kişiler yeni suçlar işlemeleri için yeniden salınacaklar.
***
Cezaevleri çok mu dolu?
Bir slogan, imza, mesaj, itiraz, açıklama nedeniyle hapsedilenleri bırakın.
Düşüncesi nedeniyle tutuklananları.
Kaderine razı olmayanları.
Mafyaya haraç vermemek için direnen ve polisten yardım göremeyince iş yerini basan silahlı adamlara karşı koyarken yanlışlıkla başkasına zarar verdiği için yatan mağdur insanları bırakın.
İşkence görüp, yine dayağa maruz kalırken, kendini savunmak için o erkeği öldürmek zorunda kalan mağdurları.
Kurtlu yemeklere, tahtakurusundan yataklara tahammül etmeyenleri.
Hırsızlığı meslek edinmeyen ama doymak ya da doyurmak için bir ekmek çalanları.
Bir komisyon kurulur, mağduriyet nedeniyle ceza yatanların dosyaları belirlenip tasnif edilir ve onlardan özür dilenir, zor değil.
Adaletsizliği tanımak güç değil, yargı da isterse halleder.
İpucu verelim; ne mafya, ne uyuşturucu satıcıları, ne gasp sanıkları bu kapsamda değiller…"