Halkın cebinden dağıtım şirketlerine hortum

İleri Görüş - Murat Büyükyılmaz

Türkiye yeni yıla elektrik zammıyla girdi. Basında çıkan haberler ve çeşitli mecralarda ifade edilen tepkilerin sebebi ise, tüketicilerin açıklanan zammın ötesinde bir artış ile karşı karşıya olması. Başta EPDK olmak üzere konuyla ilgili taraflar birçok açıklama yaptı. Ancak konu tartışılmaya devam ediyor ve bir karmaşadır sürüyor. Tepki duyulan artışın gerçek sebebini ortaya koyabilmek için cevaplanması gereken sorular var: “Ne kadar zam yapıldı?”, “Faturalara yansıyan artışın sebebi ne?” ve belki de en önemli soru, “Faturalardaki artışın sebebi birilerine kaynak aktarmak mı?”

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) 1 Ocak 2016'dan itibaren geçerli olmak üzere sanayi elektriğine yüzde 6,68, konut elektriğine yüzde 3,85 oranında zam yaptı. Fakat yılın ilk faturaları, açıklanan zammın çok ötesinde bir artış ile birlikte geldi. Tüketiciler, faturalardaki bu öngörülemeyen arıtışı tepkiyle karşılarken, Çevre ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, “Enerji Bakanlığı'nın denetimindeki elektrik şirketleri yeni yılın ilk ayından itibaren elektrik faturalarındaki dağıtım bedeline yaklaşık yüzde 250 oranında gizli zam yaptıkları anlaşılmaktadır” dedi.(1)

Halktan gelen tepkiler ve basında çıkan haberler üzerine Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) bir açıklama yaptı ve elektrik faturalarındaki dağıtım bedeline yaklaşık yüzde 250 gizli zam yapıldığı yönündeki haberlere tepki gösterdi. Açıklamada, "Kurumumuzu yıpratmaya yönelik bu haberlerin baştan aşağı yalan ifadelerle dolu ve maksatlı olduğu kolayca anlaşılmaktadır" denildi.(2)

FATURAYA KARARTMA!

Elektriğe gelen zammın ne kadar olduğuna ve gizli zam yapılıp yapılmadığına ilişkin tartışma sürerken, elektrik faturalarındaki bazı kalemlerin birleştirilerek tek bir kalem halinde tüketiciden tahsil edilmeye başlanacak olması dikkat çekiyor. Tüketicilerin geçmişten beri tepkisine neden olan “Kayıp/Kaçak” kalemi artık faturalarda yer almıyor. EPDK tarafından yapılan düzenleme sonrası bu kalem, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli gibi kalemler ile birlikte faturada “dağıtım bedeli” olarak tek bir kalem altında toplandı. Dolayısıyla artık tüketiciler, faturanın içindeki “Kayıp/Kaçak” tutarını bilmeyecek.

EPDK’nın internet sitesinde “dağıtım bedeli”: “Dağıtım faaliyeti, elektrik enerjisinin 36 kV ve altındaki hatlar üzerinden naklini gerçekleştirmek için gerekli olan tesis ve şebekenin tesisi ile bu tesislerin işletilmesi ve bakımını kapsamaktadır. (…) Dağıtım bedeli enerjiye, perakende satış hizmetine, sayaç okumaya, iletime ilişkin maliyetleri içermemektedir” olarak açıklanıyor. (3)

KAYNAK AKTARIMI

Yani aslında zaten elektriği tüketiciye ulaştırıp bedelini de tahsil eden dağıtım şirketlerinin giderleri üzerinden bir hesaplama yapılıyor ve onu da tüketiciden tahsil ediyor. Devlet dağıtım şirketine kaynak aktarmanın bir başka yolunu da böylece açmış oluyor.

Yapılan son zamma göre 2015'in Aralık ayında 0.040051 lira olan birim dağıtım bedeli Ocak 2016'da İstanbul'da 0.10792 liraya Ankara'da 0.11179 liraya yükseltildi.(4)

EMO’dan (Elektrik Mühendisleri Odası) yapılan açıklamada “Kayıp ve kaçak başta olmak üzere özelleştirilen dağıtım şirketlerine faturalar üzerinden yapılan aktarımlara karşı oluşan tepki karşısında EPDK; kamunun çıkarlarını korumak yerine, kamuoyunun bilgilenme hakkını dahi yok ederek, elektrik faturalarına karartma uyguladı” dendi. (5) “Elektrikte Torba Dönemi” olarak tanımladığı değişikliklerin sebebinin, elektrik dağıtım şirketlerinin döviz kurunu bahane ederek “iflas resti çekmeleri” olduğunu belirten EMO, öngörülenin ötesinde zamla gelen elektrik faturalarının dağıtım şirketlerine kaynak yaratmak amacını taşıdığını açıkladı.

Yani, şirketler, yüksek döviz kurunu ve Rusya gerilimi nedeniyle santrallere satılan doğalgaz bedelinin yüksekliğini bahane ederek devlete rest çekiyor, maliyetlerinin yüksek olduğunu söylüyorlar, devlet de enerji alanındaki düzenleyici kurumu EPDK yoluyla şirketlerin talebini karşılamak için gerekli düzenlemeyi yapıyor. Tüketicilerin temel ihtiyaçlarından olan elektrik daha da pahalılaşmış, böylece şirketler daha fazla kaynak elde ediyorlar.

STRATEJİ PİYASALAŞMA ÜZERİNE KURULURSA…

Burada kamusal bir hizmet olarak elektrik üretim ve dağıtımından, sermayenin birikim alanı olarak enerji alanına dönüşümün sonuçları görülmektedir. Dolayısıyla enerji alanına dair yapılan her düzenleme, ihtiyacın giderilmesinden çok piyasanın oluşması, piyasadaki aktörlerin “gelişmesini” gözetiyor. Oluşturulan enerji stratejilerinin başına da bu temel yaklaşım yazılıyor.

“Güçlü Türkiye” söylemi ile kendi iktidarının propagandasını yapan AKP, enerji alanında çeşitli müdahaleler gerçekleştirirken hedeflediği ekonomik büyümenin ön koşulu olarak enerji talebindeki artışı karşılamak üzere bir enerji stratejisi ortaya koydu. Ülkenin enerji bağımlılığı, artan enerji talebini karşılamanın önünde engel görüldü. Ancak bu talebin karşılanması için atılan adımlar da piyasacı ve yıkım içeren bir anlayışla hayata geçirildi. Bunun için HES’ler yapıldı, nükleer santraller kurulmak istendi, elektrik dağıtımı şirketleri özelleştirildi. Tam adıyla enerji alanı piyasalaşacak, sermaye birikimin gerekleri doğrultusunda ne gerekiyorsa öyle düzenlenecekti. AKP iktidarını sürdürürken, enerji alanının piyasalaşması farklı sektörlerdeki sermaye birikimlerine yeni kârlılık alanları sunuyor. Bu arada enerji alanındaki dönüşümün faturası da on milyonlarca emekçiye ödetilmektedir.

Kaynakça

(1) http://ilerihaber.org/elektrik-dagitim-bedeline-yuzde-250-gizli-zam/29295/

(2) http://www.epdk.org.tr

(3) http://www3.epdk.org.tr/index.php/epdk-sss?id=212#11-faturalarda-yer-alan-dağıtım-bedeli-nedir

(4) http://odatv.com/elektrik-faturasindaki-o-ucrete-soygun-gibi-zam-1801161200.html

(5) http://www.emo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=111762#.VqvckzbITyl

(6) http://www.milliyet.com.tr/bakan-dan-indirim-aciklamasi/ekonomi/detay/2185146/default.htm

DAHA FAZLA