Hatay’da ayrıştırılmayan molozların adresi sahra hastanesi, çadır kent ve Mileyha Kuş Cenneti çevresi!

Hatay’da ayrıştırılmayan molozların adresi sahra hastanesi, çadır kent ve Mileyha Kuş Cenneti çevresi!

Molozların ayrıştırılmadığını, zaman zaman molozlar arasından cansız bedenlerin ve uzuvların çıktığını çok sayıda yetkili doğruladı.

Haber: İzel Sezer - @izelsezer

Kamera: Fırat Gümüştaş

Kahramanmaraş merkezli depremin ardından büyük yıkımın yaşandığı Hatay’da, yıkılan binaların molozlarının ayrıştırılmadan sahra hastanesi, çadır kent, zeytinlik ve Mileyha Kuş Cenneti yakınlarına atıldığı ortaya çıktı. Yığma yerlerini ziyaret ederek değerlendirmelerde bulunan TİP Hatay Milletvekili Barış Atay Mengüllüoğlu, moloz yığınlarının asbestli olup olmadığına dair bir çalışma yapılmadığını belirterek ¨Bunun yasal olduğu iddia ediliyor fakat bunun dayandığı sınırların neye yol açacağına dair ne köylüye ne kamuoyuna bir açıklama yapıldı¨ dedi.

6 Şubat’tan itibaren üst üste meydana gelen depremlerin ardından, depremden en çok etkilenen şehirlerden biri olan Hatay’da yıkılan binalardan çıkarılan molozların yığılma alanı olarak 3 nokta belirlendi. Enkazlardan kaldırılarak Altınözü, Koçören ve Samandağ’a taşınan molozlar ayrıştırılmadan bu noktalara yığıldı. Molozların ayrıştırılmadığını, zaman zaman molozlar arasından cansız bedenlerin ve uzuvların çıktığını, transferde görev alan fakat ismini vermek istemeyen işçiler, emniyet yetkilileri ve bölgedeki bazı muhtarlar da doğruladı.

Koçören ve Altınözü’de ayrıştırılmayan molozların yığıldığı alan zeytinlik bölgesi. Köçören’de ayrıca yerleşim alanları da yer alıyor. Samandağ’da ise moloz yığma alanının çevresinde Sağlık Bakanlığı’na bağlı bir sahra hastanesi, çadır kent, konteyner yaşam alanları ve Mileyha Kuş Cenneti bulunuyor.

‘ASBESTLİ OLUP OLMADIĞINA DAİR BİR ÇALIŞMA YOK’

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkan Yardımcısı ve Hatay Milletvekili Barış Atay Mengüllüoğlu, Hatay’da moloz yığılma alanı olarak belirlenen 3 bölgeyi de ziyaret etti. İlk olarak, kendi ailesinin de köyü olan Koçören (Mengüllü) Köyü’nü ziyaret eden Atay, bu köyün tamamen zeytinliklerden oluştuğunu, köylülerin geçim kaynağının ise zeytin ve zeytinyağı olduğunu kaydederek şöyle konuştu:

¨Buradaki temel sorun buranın resmi olarak belirlenmiş bir döküm alanı olmasından öte, herhangi bir ayrıştırma yapılmadan bir yığma yapılıyor olması. Asbestli olup olmadığına dair herhangi bir çalışma yapılmamış, yukarıda tozun kalkmaması için ilk üç gün yapılmadığı köylüler tarafından teyit edilen ama şimdi varmış gibi gördüğümüz bir sulama çalışması var. Fakat gördüğünüz gibi aşağı taraflarda hiçbir şey yok.¨

‘VADİ NEREDEYSE MOLOZLARLA DOLMAK ÜZERE VE YAN TARAFINDA YERLEŞİM ALANLARI VAR’

Molozların dayandığı sınırın zeytinliklerin başladığı yer olduğunu kaydeden Mengüllüoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

¨Vadi neredeyse dolmak üzere. Hemen arka tarafında, bunun yan tarafına bakan kısımda yerleşim alanlarını görmek mümkün. Bütün köy halkı köyün girişindeki bu alanda yıllarca yaşamak zorunda bırakılacak. Bunun yasal olduğu iddia ediliyor fakat bunun dayandığı sınırların neye yol açacağına dair ne köylüye ne kamuoyuna bir açıklama yapıldı. Şöyle baktığınız zaman köyün nasıl bir coğrafya olduğunu görmek ve tehlikenin ne olduğunu anlamak mümkün.¨

BİR YANINDA SAHRA HASTANESİ, BİR YANINDA ÇADIR KENT VE KUŞ CENNETİ

Koçören’in ardından Samandağ’daki moloz döküm alanına giden Mengüllüoğlu’nun, alana girişi emniyet görevlileri tarafından engellendi. Resmi bir gerekçe sunamayan emniyet görevlileri, bu şekilde emir aldıklarını belirterek ¨içeri girişlerin yasaklanması belki güvenlik, belki de sağlık sebebiyledir¨ savunmasında bulundu. Dışarıdan gözlem yapan Mengüllüoğlu, burada yaptığı değerlendirmede şu sözlere yer verdi:

¨Buranın özelliği şu: 300 metre ileride UMKE’nin kurduğu sahra hastanesi var. Bu taraf çok rüzgarlı bir bölge. Kel Dağı’ndan ve Samandağ’da deniz kısmından gelen rüzgarın tamamı arka taraftaki yerleşim bölgesine ve şehrin iç kısmına, sahra hastanesinin kurulduğu kısma doğru dağılabiliyor. Ayrıca buranın çok yakınında bir çadır kent ve insanların kaldığı konteyner alanları da var. Burada herhangi bir sulama çalışması yok. Kamyonların indirdiği kısımdan çıkan tozu görüyorsunuz.

Biraz önce kapısından girmek istedik, içeriye girmek de yasak, çekim yapmak da yasak. Nedenini sorduğumuzda ‘Bilemeyiz, belki de güvenlik veya sağlık açısındandır’ dediler. İçeride baretli ya da N95 maskeli çalışan hiç kimse yok bu arada. ‘Gizli saklı bir şey mi yapıyorsunuz’ diye sorduk, oradaki askerler ve polisler her zamanki gibi ‘Biz emir kuluyuz bize sadece bu söylendi’ dediler. Güya şu gördüğünüz dağ kadar olmuş olan moloz kaldırılacakmış.¨

MİLEYHA KUŞ CENNETİ DAHA ÖNCE DE İNŞAAT ATIĞI VE ÇÖP DÖKÜLMESİYLE GÜNDEME GELMİŞTİ

Samandağ’da moloz yığma alanının bir başka özelliği ise hemen ilerisinde Mileyha Kuş Cenneti’nin olması. Mengüllüoğlu, daha önce Mileyha Kuş Cenneti’ne halihazırda inşaat atığı ve çöp döküldüğünü, oradaki sulak araziye kepçe gittiğini anlattıklarını belirterek sözlerini şöyle sonlandırdı:

¨Kurtardığımızı düşünüyorduk. Sulak arazinin devamı bu molozun döküldüğü yerde küçük bir gölet oluşturmuştu, şu an o yok. Henüz şehirde neredeyse hiçbir yer kaldırılmamışken, kaldırılan kısmın bu boyutta olması gerçekten ürkütücü.¨

DAHA FAZLA