İstanbul Diş Hekimleri Odası seçime gidiyor

İstanbul Diş Hekimleri Odası seçime gidiyor

İstanbul Diş Hekimleri Odası seçimi öncesi, Toplumcu Diş Hekimleri’nden Serenay Kırlı ile konuştuk.

Ersan Kınık

İstanbul Diş Hekimleri Odası, 23-24 Nisan tarihleri arasında seçimli Olağan Genel Kurul’a gidecek. Seçim öncesinde, yönetime aday olan Toplumcu Diş Hekimleri’nden Serenay Kırlı’ya sorularımızı yönelttik.

Merhaba, öncelikle kendinizden bahsedebilir misiniz?

Merhaba. Ben Serenay Kırlı. Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi 2013 yılı mezunuyum. Mezun olduğumdan beri aktif olarak mesleğimi yapıyorum. Özel hastane ve polikliniklerde ücretli diş hekimliğinin ardından 2015 yılından beri kamuda çalışmaktayım. Mezun olduğumdan beri meslek odama üyeyim ve odamın Kamu-Özlük Komisyonları ile Kadın Komisyonunda aktif olarak çalışıyorum.

Bugün diş hekimleri ne tür sorunlarla karşı karşıya? En önemli sorunlarınız nelerdir?

Diş hekimlerinin karşılaştığı tüm sorunların temelinde sağlığın ticarileşmesi ve nihayetinde bir “sektör” halini alması var diyebiliriz. Bu ticarileşme, denetimsiz açılan birçok ağız diş sağlığı hastanesini de beraberinde getiriyor. Alışveriş merkezi gibi her yerde zincir hastanelerin diş kliniklerini görebiliyorsunuz. Bu hastanelerde çalışan diş hekimleri büyük bir emek sömürüsüyle karşı karşıya kalıyor. Uzun ve esnek çalışma saatleri, düşük ücretler, mobbing… Çoğu zincir hastanenin patronu, yöneticisi hekim dahi olmuyor. Şu anda yasal olarak sermayesi olan herkes hastane açabiliyor çünkü. Sağlık alanında bilgisi olmayan kişilerin salt kâr odaklı açtıkları bu merkezlerde yapılan işlemler sağlığın metalaşmasını hızlandırıyor, iyi hekimlik değerleri ve etik kurallar ihlal ediliyor. Birincil hedef açılan kurumların kar elde etmesi olunca ilk gider kalemi olarak çalışan diş hekimlerinin ücretleri aşağıya çekiliyor. Kendi sigortalarını dahi meslektaşlarımız kendileri ödemek zorunda kalıyorlar. Özlük haklarında ciddi kayıplar yaşanıyor.

'HEKİMİN GÖREV TANIMINDA OLMAYAN İŞLER ÇOĞUNLUKLA DİŞ HEKİMİNE YAPTIRILIYOR'

Kamuda çalışan diş hekimleri ise performans sistemi içinde adeta fabrikadaki dişli bir makine gibi çalışıyorlar diyebiliriz. Çok yoğun randevular ve performans sistemi, verilen hizmetin niteliğini ciddi ölçüde etkiliyor. Kısa tedavi süreleri ve fazla hasta sayısı, bir önceki işlem uzadığı için dışarda sırası gelip de beklemek zorunda kalan hastalar ile tedaviyi yapacak yeterli vakti olmayan hekim arasında sürekli bir gerilimin ortaya çıkmasına sebep oluyor. Bu da bizlere sağlıkta şiddet olarak dönüyor maalesef. Diş hekimliği işlem yoğun bir meslek grubu olduğundan asistanımızla bir ekip halinde çalışmamız gerekiyor. Ancak kamusal sağlık hizmeti veren ağız diş sağlığı merkez ve hastanelerinde yeterli diş hekimi asistanı olmadığı için hasta bakmanın yanı sıra hekimin görev tanımında olmayan, yapılan işlemleri sisteme girmek ya da hastada kullanılacak tedavi malzemelerini hazırlamak gibi işleri de çoğunlukla diş hekimi yapıyor.

Diş Hekimleri Odası, bu sorunlara ne tür çözümler üretilebilir?

Öncelikle diş hekimliği alanındaki sorunların temelinde neoliberal sağlık politikaları olduğundan meslek odası bunun karşısında sağlık politikası geliştirebilmeli. Diş hekimliği alanında basamaklandırılmış bir sağlık sistemi yok, bu nedenle koruyucu önleyici hizmetler oldukça eksik. Meslek odası, tedavi edici hizmetlerin öncelendiği bir sağlık sisteminin karşısında koruyucu önleyici hizmetlerin etkili bir şekilde yapıldığı, düzenli rutin kontrollerin yapılıp ileri tedaviler için sevk zincirinin işlerliğinin ve takibinin olduğu genel sağlık hizmetlerine entegre bir ağız diş sağlığı yapılanması için politika üretmeli. İyi hekimlik değerlerine sahip çıkmalı, hem hastanın hem hekimin yararına olacak bir sistemin pratikte gerçekleşmesi için zorlayıcı olunmalı.

Meslek odası diş hekimlerinin emek sömürüsünü derinleştiren hastane, kurum ya da polikliniklerdeki diş hekimleriyle organik bağlar kurabilmeli, sorunları olduğu yerde tespit etmeli.

Önümüzdeki günlerde İstanbul Diş Hekimleri Odası 19. Olağan Genel Kurulu ile seçime gidiyor. Siz de Toplumcu Diş Hekimleri olarak bu seçimde yer alacaksınız. Toplumcu Diş Hekimleri olarak, diş hekimlerinin sorunlarına dair vaatleriniz nelerdir?

'HAK GASPINA UĞRAYAN MESLEKTAŞLARIMIZ KENDİSİNİ YALNIZ HİSSETMEYECEK'

Evet bizler de sorunları bizzat yaşayan ücretli diş hekimleri, kamuda çalışan diş hekimleri, genç ve kadın diş hekimleri, piyasanın insafına terkedilmiş muayenehane sahibi diş hekimleri olarak çözüm üretmek istiyoruz dedik ve seçime kendi listemizle giriyoruz. Öncelikle Toplumcu Diş Hekimleri olarak en önemli ilkemiz şeffaflık olacak diyebilirim. Yönetim kurulu toplantılarımızın gündem ve notlarını düzenli olarak meslektaşlarımızla paylaşacağız. Düzenli olarak bütün oda üyelerinin katılımına açık olacak şekilde online yönetim kurulu toplantıları yapacağız. Böylece meslektaşlarımız eleştirilerini, sorun ve önerilerini doğrudan oda yönetimine iletebilecek. İş yeri temsilciliği düzenini oturtmaya çalışacağız. İş yeri ve ilçe temsilcilikleri aktif çalışarak doğrudan odaya katılabilecek, beraber çözüm üreteceğiz. Diş hekimliği öğrencilerinin ücret ve sigorta hakkı için kamuoyu oluşturup somut adımlar atılmasında zorlayıcı olacağız. Herhangi bir hak gaspına uğrayan meslektaşımız kendini yalnız hissetmeyecek. Oda olarak meslektaşımızın yanında olacağız, her türlü hukuksal destek sunulup kamuoyu oluşturulmasını sağlayacağız.

Serenay Kırlı son olarak sorunların temel nedeninin neoliberal sağlık politikaları olduğunu vurguladı. Meslek odasının toplumcu bir perspektifle “yeniden örgütlenmesi gereken” sağlık sisteminin içinde yer alması gerektiğine dikkat çekerek şu sözleri kaydetti:

“Sorunları yaşayan ve yaşadığımız yerde çözüm üretmek isteyen diş hekimleri olarak 24 Nisan’da yapılacak seçime adayız ve meslektaşlarımızdan Nişantaşı Nuri Akın Anadolu Lisesi’nde yapılacak bu seçimde oy vererek bize destek olmalarını istiyoruz ve diyoruz ki oda orda öylece duran kurumsal bir yapı olmasın, yan yana mücadele edelim, beraber üretip beraber çalışalım.”

DAHA FAZLA