‘Keşke bir şiir okumuş, bir kedi sevmiş olsaydınız’

‘Keşke bir şiir okumuş, bir kedi sevmiş olsaydınız’

Açık olarak talebimiz elbette ki bu yasanın acilen sahipli-sahipsiz ayrım gözetmeksizin hayvanların, şiddet, taciz, tecavüz, ölüm durumlarında onların ‘mal’ olarak değil ‘can’ olarak görüldüğü, bu gibi durumların tespiti halinde uygulanacak cezai yaptırımların da komik bir para cezası değil,  ağır hapis cezalarını da gündeme getirecek biçimde değiştirilmesidir.

Veteriner Hekim Esra Doğu

Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına göre şiddet; sahip olunan gücün ve iktidarın, fiziksel ya da ruhsal bir yaralanmaya ve kayba neden olacak biçimde bir başka canlıya, kendine, bir gruba ya da bir topluma doğrudan ya da dolaylı yolla uygulanmasıdır. Şiddetin tanımındaki en önemli boyutlardan biri, içinde bir kasıt, yani bir zarar verme amacı taşımasıdır. Şiddet, bir kontrol kaybı değildir; ya da medyanın o çok sevdiği ifade ile bir "cinnet" hali değildir. Aksine, bilinçli, kontrollü ve sistematik bir eylemdir. Asla, rastgele değildir. 

Son zamanlarda artan şiddet olayları da gösteriyor ki kimse rastgele bir canlıya zarar vermiyor. Tabi verdiği zararın gerekçesini de yaşamış olduğu bozuk ruh halinin kılıfına sarıp sarmalıyor.

Bahaneler hep aynı!

Şiddete meyilli kişilerin genel özellikleri aşağı yukarı birbirine benzerdir. İletişimsizlikten dem vururlar sözgelimi. Psikolojilerinin bozuk olduğu dillerinden düşmez.  Küfür etmeyi yaşam felsefesi haline getirmiş, kendini ‘güç’ kullanarak var etmeye çalışan kişilerdir.

İstedikleri şeyler olmadığında ise tozu dumana katacak kadar gözleri görmez, kulakları duymazdır…

Hayvana şiddet!

İşte tam da “bu ruh halindeyken”(!) minik yavru bir kediyi, içinde kopan fırtınalardan birine kurban etti Er Taner H.

03 Aralık'ta sosyal medyaya bir anda düştü kamera görüntüleri…

Eş, dost, akraba derken birden binlerce kişinin paylaştığı sosyal medya hesaplarımıza ‘gündem’ olarak düşen video bu sefer, içimizi ısıtacak, yüreğimizi yumuşatacak sevimli dostlarımızın eğlenceli videoları değil, nişanlısından yeni ayrılmış  Er Taner H.’nin bile-isteye döverek katlettiği bir kedi yavrusuydu.

Olay Erzincan Orduevi’nde nöbetçi inzibatın yanı başında  öğlen saatlerinde gerçekleşiyor. Sivil giyimli bir kişinin siyah renkli yavru kediye önce tokatlayarak şiddet uyguladığı, sonra hızını alamayarak demirlere vurup yere attığı, ardından yola fırlatarak masum bir canı katlettiği görülüyor. Sonradan Erzincan Muhabere Alayında zorunlu askerliğini yapmakta olan Muhabere Er olduğu anlaşılan Taner H. içindeki öfkeyi açığa çıkarmış olmanın rahatlığıyla elini kolunu sallayarak gidiyor. 

Hayvan sever yurttaşlarımızın şikâyeti ve tepkisi sonucu Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuluyor. Ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu twitterda ‘tatlı-sert’ bir şekilde olayı kınıyor. Olay valiliğe intikal ediyor ve nihayet Er Taner H. gözaltına alınıyor.

Yüreğimize su serpiliyor bir an. Kedi katilinin uyuşturucu kullanmış olmaktan da adli cezası olduğu tespit ediliyor. Ve ardışık suçlar silsilesi ile ‘ bari bu sefer’  hak ettiği cezayı alsın diye umut ederek bekliyoruz…

Ne ki katil serbest bırakılıyor! 

''Yine adalete olan sarsılmaz güvenimizin'' enkazını topluyoruz. 

Hayvanın yaşam hakkına saygı duyulması gereken bir canlı olduğu düşünülmüyor. Hayvan sadece bir mal olarak ele alındığı için ona verilen zarar, mala, eşyaya, çevreye verilen zararla eşitleniyor.

Ve böylelikle kedi katili er 2252 TL'lik para cezası karşılığında serbest bırakılıyor. Olayın vicdan muhasebesini yapmak ise biz hayvan severlere kalıyor

Hayvan Hakları Yasası Acilen Değişmeli 

5199 sayılı Hayvan Hakları Koruma Kanunu 4.bölüm madde 14 –a bendinde “hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranmanın, acımasız ve zalimce işlem yapmanın, dövmenin, aç ve susuz bırakmanın, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakmanın, bakımlarını ihmal etmenin, fiziksel ve psikolojik acı çektirmenin”  yasak olduğu belirtilmiş.

Ancak işlenen suça karşılık uygulanan cezai  yaptırımların da son yaşanan olayla ne kadar yetersiz olduğu görülmektedir.

Açık olarak talebimiz elbette ki bu yasanın acilen sahipli-sahipsiz ayrım gözetmeksizin hayvanların, şiddet, taciz, tecavüz, ölüm durumlarında onların ‘mal’ olarak değil ‘can’ olarak görüldüğü, bu gibi durumların tespiti halinde uygulanacak cezai yaptırımların da komik bir para cezası değil,  ağır hapis cezalarını da gündeme getirecek biçimde değiştirilmesidir.

Üstelik hayvana yönelik önlenmeyen şiddetin dönüp dolaşıp insanı bulacağı da önemli bir veridir. Lakin Uluslararası psikiyatri dernekleri hayvanlara karşı kötü muameleyi, ilerleyen zamanlarda insana yönelebilecek şiddetin bir ön habercisi olarak kabul ediyor.

Hayvan dostlarımızı korumak için başta yasal düzenlemeler olmak üzere hukuktan siyasete geniş bir perspektifin oluşturulması bu sebeple de elzemdir. 

Yazıyı ‘kedi’ sevgisiyle ünlü Turgut Uyar’ın iki dizesiyle bitirelim. 
“Keşke bir şiir okumuş, bir kedi sevmiş olsaydınız.
Belki bu kadar kirletmezdiniz birbirinizi…’’
                               

 

 

 

 

 

 

 

 

DAHA FAZLA