Madencinin hakkı Saray fonuna
Yerel seçimlerin yaklaştığı günümüzde tüm halkın ortak malı olan kaynakların nasıl ve nerede kullanılacağı belirsiz, fon yönetiminin söylediği kadarı bilinecek.
Mehmet Torun
Çok garip bir toplum olduk. Tepkiler bile çok farklılaştı. Sofrasındaki ekmeği, cebindeki parayı çalanları görmeyenler, önemsemeyenler başkalarının hesapları üzerine günlerce konuşup, kim kimi dolandırmış, hangi fon üzerinden kimler çarpılmış çok merak eder oldu.
Bu hengame içinde “Aile ve Gençlik Fonu Kurulması Hakkında Kanun” 29 Kasım 2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanunun amaç maddesinde "Bu Kanunun amacı ve kapsamı, aile müessesesinin desteklenmesi, güçlendirilmesi, gençlerin sosyal risklere karşı korunması ve gelişimleri ile girişimlerine destek sağlanmasına yönelik kaynağın oluşturulması, yönetilmesi ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına aktarılması için Aile ve Gençlik Fonu (Fon) kurmak, Fonun yönetimi ve faaliyetlerine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir” denilmekte.
Fonun Yönetim Kurulu, değişik bakan yardımcılarından oluşmakta, fonun geliri Türk Petrol Kanunu kapsamında tahsil edilen Devlet hissesinin ve Maden Kanunu kapsamında tahsil edilen Devlet hakkının yüzde 20’si olarak belirlenmiş olup bu payları iki katına kadar artırmaya Cumhurbaşkanı yetkili kılınmış.
Fonun amacı, iktidar mensupları ve yandaş medyanın öne çıkardığı gibi yeni evlenecek gençlere 48 ay süreli 150 bin liraya kadar kredi verilmesiyle sınırlı değil. Yönetim kurulunun onaylayacağı projelere de kaynak aktarılacak. Oldukça genel, sınırları belirsiz bir görev tanımı var. Üstelik bütçe dışı. Yeni fonun amaçlarından birisi de proje üretip finanse etmek. Bir kez daha hatırlatmak gerek; Aile ve Gençlik Fonu harcamaları denetim dışı. Daha doğrusu fon yönetiminin yapacağı açıklamalar kadar şeffaf olacak. Ne kadar olacaksa.
Kanunun 3. maddesinin (ç) bendi gereği; yurtiçi ve yurtdışı kaynaklı her nevi nakdi bağış, yardım ve hibe yapılabilecek ve tüm bu bağışlar vergiden muaf olacak. Kısaca geliri de gideri de esnek olan bir yapı. Bugüne kadar benzer fonlar nasıl kullanılmışsa bu da öyle kullanılacak gibi. Muhtemelen çıkarılacak uygulama yönetmeliğinde sınırları daha da esnetilecek.
Yasa gereği kullanılacak miktar ne, kaynak ne kadar? 2023 yılı bütçesinde petrol ve madenlerden alınan devlet hakkı geliri yaklaşık 14 milyar lira. 2024 tahmini 16 milyar lira, 2025 ise 19 milyar lira. Yani şimdilik belirlenen yüzde 20'lik oran dikkate alınırsa en az 3-4 milyar lira arası bir kaynak sürekli buraya akacak. Cumhurbaşkanı’nın artırma yetkisini kullanması durumunda bu rakam iki katına ulaşacak. Buna diğer fonlardan gelecek yüzde 10'luk paylar da eklendiğinde oldukça yüklü bir kamu kaynağı çıkıyor ortaya.
Madenler, Anayasa’ya göre devletin hüküm ve tasarrufunda. Yani devletin malı. Devlet, işlettirdiği madenlerden yasalar gereği belli bir pay almakta. Önceki yıllarda bu kaynağın önemli bir kısmı zorda kalan madencilere düşük faizli kredi olarak verilir, madenci desteklenirdi. Pek çok kurumda olduğu gibi işleyişte sorunlar yaşandı ve o sistem de iyi bir şekilde yürütülemedi ve sonuçta kapatıldı. Bugün gelinen noktada madencinin hakkı, çok daha fazla sorunlara gebe, şeffaf olmayan bir yapıya devredilmekte.
Bugüne kadar tarikatlara, yandaş vakıflara aktarılan kaynaklar sürekli gündem oldu, tartışıldı. Şeffaf olmayan yöntemlerle kamu kaynakları çarçur edildi. Yerel seçimlerin yaklaştığı günümüzde tüm halkın ortak malı olan kaynakların nasıl ve nerede kullanılacağı belirsiz, fon yönetiminin söylediği kadarı bilinecek.
İşin daha da ilginç yanı, sektör temsilcilerinden bu konuda hiçbir fikir alınmaması, görüşlerinin sorulmaması. Sektörden kesilen ve madencilik için değerlendirilmesi uygun olan bu kaynağın farklı alanlarda kullanılması konusunda hiçbir tepki gösterilmemesi de ülkemizdeki demokrasi ile direkt bağlantılı galiba.