Müteahhitler çetesi reisi
Halkın kendi başının çaresine bakma iradesine bile ket vurdular. Halk Adıyaman’dan müteahhit çetesinin valisini kovunca ve müteahhitler çetesi reisi deprem bölgesine gelirken, internet kullanımını engellediler.
Kerem Yıldırım
Büyüklerimizi, kardeşlerimizi ve arkadaşlarımızı beton zenginleri kendilerine kurban ettiler. Kurban verdik demiyoruz, çünkü biz vermedik, onlar bile isteye aldılar canımızı…
Üç gün bağırdı arkadaşlarımız, üç gün! İlk iki gün beton cumhuriyetinden kimse yoktu, sonra geldiler ama bu defa da vinç yoktu, teçhizat yoktu, “Bizden bu kadar dediler” ve gittiler. Hem yalnız bıraktılar hem de halkın kolektif seferberliğiyle topladığı yardımları şehirlere sokmadılar, şehre sokulabilen yardımlara el koymaya kalktılar, halka sağlık ve erzak yardımı getiren devrimcileri tehdit ettiler. Halkın seferberliğine OHAL’le yanıt verdiler.
Antakya’yı ve Samandağ’ı yapayalnız bıraktılar. Yollar yarıldı, kara yolu kesildi. Müteahhitler çetesi Hatay Havaalanı'nı kurutulmuş göl üzerine yaptığı için hava yolu iptal oldu. İskenderun Limanı’nda yangın çıktı, yangın söndürülemedi, deniz yolu da kesildi.
Devrimciler sarıldı, halk seferber oldu, CHP’li belediyeler harekete geçti. Harekete geçen halk güçleri tehdit edildi.
Bu arada biz Defne’yi Defne diye bilmeyiz, orası da Antakya’dır. Antakya’yı da beton cumhuriyeti böldü, Antakya’nın Defne dedikleri kısmını neden ayırdıklarını şimdi daha iyi anlıyoruz… Bu sadece idari değil, ideolojik-mezhepsel bir ayrılıktı.
Utanmadılar, yürekleri sızlamadı, arkadaşlarımızı diri diri betona gömdüler.
TSK yoktu, “terörle mücadele” dediler ama bu kez kimse yemedi. Madenciler, itfaiyeciler ta üçüncü gün seferber edildi. Beton cumhuriyetinin müteahhitleri iş makinelerini göndermek için iki gün beklediler.
Halkın kendi başının çaresine bakma iradesine bile ket vurdular. Halk Adıyaman’dan müteahhit çetesinin valisini kovunca ve müteahhitler çetesi reisi deprem bölgesine gelirken, internet kullanımını engellediler. Yalnızca bu engellemeden dolayı, o gün binlerce kişiyi betonların altına mahkum ettiler.
Bütün bunlar olurken müteahhit çetesinin Borsa İstanbul’daki hisse senetleri yükselişe geçti. Bazı çete üyeleri deprem bölgesinde, henüz satamadıkları binalarda oluşan çatlakları sıvıyorlardı. Yüz binler betona gömülürken müteahhitler çetesi uçuşa geçti!
Sonra müteahhitler partisinden biri “Cumhur İttifakı alanda” dedi, bir başkası ise battaniye üzerinden büyük sanayi atılımı müjdesi verdi(!) Anlamadık!
Sahneye son olarak müteahhitler çetesi reisi çıktı, üç ayrı zamanda sahnedeydi.
İlkinde “Günü geldiğinde tuttuğumuz defteri açacağız” diye tehdit savurdu, ikincisinde “kader” dedi, üçüncü gün ise hem depremzede halkı yağmacı olmakla suçladı hem de OHAL’in gerekçesini açıkladı:
“OHAL’le kötü niyetli faaliyetlerin önüne geçeceğiz” dedi.
Özellikle sahneye ilk çıkışı unutulmaz bir sahneydi.
Shakespeare’in olağanüstü Caesar betimlemesi gibiydi:
“Evet, korkudan titriyordu bu Tanrı;
Korkudan solmuş dudaklarında renk,
Dünyaya korku salan gözlerinde fer kalmamıştı.”
Gerçekten de gözlerinin feri kaymıştı. Müteahhitler çetesi reisi an itibarıyla, tam teşekküllü bir halk düşmanıdır. Bütün yönelimi, tedirginliği ve telaşı halkı baskılamaya yöneliktir.
Gelinen aşamada esas verilen sinyal şudur:
Müteahhitler çetesi reisi yüksek olasılıkla seçimleri ertelemek isteyecektir.
Depremde halkı betona gömmesi, zaten siyaseten cenazeye dönüşmüş olan iktidarını daha da anlamsız hâle getirmiştir. Bu saatten sonra beton cumhuriyeti halka zulümdür. Dün yangında, yangın söndürme uçağı bulamayan beton cumhuriyeti, halkı betona gömdükten sonra halka sırtını dönerek, “Nerede bu devlet?” diyeni tehdit ederek, toplumla kurduğu bağları bütünüyle koparmıştır.
CHP liderinin başlattığı ve TİP’in de bütün gücüyle sahiplendiği “Gelin, tutuklayın!” tutumu oldukça yerinde bir dirençtir. Keza CHP liderinin “Erdoğan’la görüşecek bir şeyim yok, deprem siyaset üstü bir mesele değildir, sorumlu iktidardır” tutumu da sosyalistlerin ve HDP’nin sarılması ve geliştirmesi gereken bir iradedir. Bu irade, müteahhitler çetesi reisinin olası bir seçim iptali hamlesine karşı, halkın müteahhitler çetesine karşı seferber edilmesi için önemli bir başlangıçtır.
AKP rejimi bir mafya rejimidir ve bu mafya rejiminin en önemli rantiye kaynağı inşaat işleridir. Bu nedenle ülke bir beton cumhuriyetidir, bu nedenle mafya rejiminin şefi aynı zamanda müteahhitler çetesi reisidir. Siyaseten, “şahsının” halk düşmanlığı ve müteahhitler çetesi reisliği nitelikleri özellikle öne çıkarılmalıdır. Çünkü bu nitelikler “şahsının” ideolojik-sınıfsal temsilinin ve aidiyetinin somutlaşmış ifadesidir.
İçinden geçtiğimiz dönemde devrimci siyaset için iki önemli özellik öne çıkmalıdır:
Bir, cesur olmak, müteahhitler çetesi reisinin karşısına cesaretle çıkmak ve halk düşmanı karakterini her fırsatta ifşa etmek.
İki; beton cumhuriyetinden kurtulmak için halka güven vermek, halkı seferber etmek.
Öfkemizi dirence dönüştürelim.
Michael Ende’nin Momo’da dediği gibi, “yaşamın yeri yürektir”; gün, cesareti yükseltme günüdür.