ODTÜ'de hocalar, öğrencileriyle birlikte öğrendi

(İleri Görüş) Tarihi boyunca sağ iktidarların hedefi haline gelen ODTÜ'yü, geçmişte bu üniversitede mücadele veren isimlere sorduk. 1965-70 arasında ODTÜ'de öğrencilik yapan İleri Haber yazarı Metin Çulhaoğlu, ODTÜ'nün 1960'lı yıllarda, hocaların öğretmekten çok öğrencileriyle birlikte öğrendikleri bir merkez olarak öne çıktığını vurguladı. ODTÜ Sosyalist Fikir Kulübü'nde 1968-69 yıllarında yönetim kurulu üyeliği yapan Çulhaoğlu, ODTÜ'nün mücadele tarihini şöyle anlattı: 

"60’lı yılların ikinci yarısında (1965-70) ODTÜ’de öğrenci idim. Bu okulun Sosyalist Fikir Kulübü üyeliği, 1968-69 yıllarında da yönetim kurulu üyeliği yaptım.

Türkiye’de öğrenci gençliğin siyasal iktidarlar karşısında eleştirel, sola daha açık hareketliliği 1950’li yılların sonunda başlar. Bu açıdan bakıldığında o yılların sonunun ve 60’lı yılların ilk yarısının öne çıkan okullarının İstanbul Üniversitesi ile Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi olduğunu söylemek mümkün.  

HOCALAR, ÖĞRENCİLERİYLE BİRLİKTE ÖĞRENDİ

ODTÜ, verilen eğitimin niteliğiyle, hocalarıyla, öğrencileri ve eylemleriyle 60’lı yılların ikinci yarısında ön plana çıkmıştır. 1960 yılındaki 27 Mayıs’ın 'daha ilerisinin' istendiği, arandığı ve bunun yollarının tartışıldığı bir dönemdir. ODTÜ böyle bir dönemde hocaların öğretmekten çok öğrencileriyle birlikte öğrendikleri bir merkez olarak öne çıkmıştır. Öğrencilerin sorgulayıcılığı ve arayışçılığı, hocaların kendi öğrenme istekleri, bu alanda tanıdıkları serbestlik ve açıklıkla birleştiğinde ortaya özel bir dinamizm çıkmıştır.  O dönemde iktidarın boy hedefi haline gelme açısından ODTÜ’nün 'en ön plana' çıktığı henüz söylenemese bile işlerin buraya doğru gideceği, gittiği belliydi.

ODTÜ SADECE TEORİK TARTIŞMALARLA ÖNE ÇIKMIYORDU

Bu söylenenlerden, kendi yaşadığım dönemde ODTÜ’nün salt 'teorik tartışmalarla' öne çıkmaya başladığı sonucu çıkarılmamalıdır. Eylemse, o da vardı. Uzun söze gerek yok; 1969-72 yılları arasında idam edilen ya da çatışmada öldürülen gençler arasında ODTÜ’lülerin sayıca belirli bir ağırlığı vardır.

İLGİ DUYUYOR, MERAK EDİYOR, ARAŞTIRIYORDUK

Kendi adıma konuşacak olursam, “Çin’de halk komünleri”, “Fabian sosyalizmi”, “Fransa’da 68 olayları”, “Türkiye’de imalat sanayiinde artı değer oranları” o dönemde verilen çeşitli derslerde bireysel ya da bir grubun üyesi olarak hazırladığım çalışmalar arasındaydı. Yani bizler ilgi duyuyor, merak ediyor, araştırıyorduk. Hocalarımız da “işin kolayına kaçmayacaksan, hakkını vereceksen yap” diyordu.

EGEMENLER 'ANARŞİ YUVASI' OLARAK GÖRÜYOR 

Elbette, bu durum karşısında 'bu okulda öğrencilere neler öğretiliyor' diye kıyameti koparan siyasiler de olurdu. ODTÜ henüz 'masum' sayılırken TBMM’de milletvekilleri ODTÜ’lülere biraz acır, 'sabaha karşı bir evde ışık yanıyorsa ve Ramazan da değilse bilin ki orada ODTÜ’lü bir öğrenci vardır' gibi sözlerle derslerin ağırlığından dem vururlardı.

Sonra kalmadı; okul egemenler tarafından artık 'anarşi yuvası' olarak görülüyordu.

Anlaşıldığı kadarıyla ODTÜ bu olumlu özelliğini hala koruyor.

İyi de yapıyor."

DAHA FAZLA