"Komünistleri anmak, anmaların en zorudur" desek herhalde abartmış olmayız. Hele ki, hatırlanan bu kişi, bizim büyük ailemizin soy ağacında en başta duranlardansa, bir iki sayfalık bir anma yazısı asla yeterli olmayacaktır.
Türkiye sosyalist hareketinin kurucu kadroları arasında yer alan ve 11 Ekim 1971'de hayatını kaybeden Doktor Hikmet Kıvılcımlı'nın 46'ncı ölüm yıl dönümünde yazılan bu yazının amacı Kıvılcımlı'yı değerlendirmek, ona ideolojik açıdan olumlu ya da olumsuz eleştiriler getirmek değildir. Ancak, Kıvılcımlı'yı ve onun yaşamını düşünürken çıkarmamız gereken önemli dersler vardır. O derslerin en önemlilerinden biri ise şudur:
Kıvılcımlı, geçmişten gelen ve geleceğe doğru gitmekte olan mücadele sürecinin bir "parçası" olduğunu bilerek, gerçek anlamda ve kendi yaşam pratiği başta olmak üzere her şeyini mücadeleye adayan bir devrimci komünistti. Bu gibi adanmışlıklar her seferinde "fedakarlık" olarak nitelendirilse de, Kıvılcımlı gibi figürler için böylesine bir yaşam yalnız bir "feda etme halinin" değil, buna ek olarak yüksek bir bilinç düzeyinin ürünüdür.
Kıvılcımlı'yı Kıvılcımlı yapan en önemli noktalardan birisi de budur. Onun 22 buçuk senesi esaret altında geçen 69 yıllık yaşamının temelinde inanç, ısrar ve kararlılık bulunmaktadır. Doktor'un hayatındaki önemli dönüm noktalarını yalnızca yan yana saymak bile onun tecrübe ettiği pratiğin büyüklüğü açısından öğreticidir:
Henüz 17 yaşındayken Yörük Ali Efe'nin çetesindeki fedailik, Köyceğiz Kuvayi Milliye Askeri Komutanlığı, Tıp okumak için geldiği mütareke dönemi İstanbul'unda Tıp Fakültesi kütüphanesinde okuduğu "L'Humanite Gazetesi" aracılığıyla sol fikirlerle tanışması, 1925 yılında, 23 yaşında TKP'de gençlikten sorumlu Merkez Komite üyeliği, 1927 ve '29 tevkifatları, Elazığ cezaevi, 1938 Harbiye ve Donanma davası, Kırşehir cezaevi, işkenceler, hapishanelerde maruz kaldığı saldırılar, tecrit ve saymakla bitmeyecek çok sayıda örnek...*
Soyadını dahi Iskra'dan (Kıvılcım) alan Doktor Hikmet, hakkında verilen bir hapis cezası mahkemede yüzüne okunduğunda "Hapisten kızıl bir profesör olarak çıkacağız" cevabını verecek kadar kararlı, umutsuzluğun kol gezdiği bir dönemde "Kavgaya sürülmeyen, halk katında denenmeyen fikirler sadece bir gönül avunmasıdır" diyerek 1954 yılında Vatan Partisi'ni kuracak kadar ısrarcı ve ömrünün son döneminde mücadele ettiği kanseri dahi sınıf mücadelesi üzerinden anlatacak kadar inançlı bir önderdi.
Bütün bunların yanında, Doktor Hikmet Kıvılcımlı'yı hatırlamak, bir şeyleri unutmaya olan eğilimin her zamankinden daha fazla kuvvetlendiği günümüzde "bir sosyalist önderi" hatırlamaktan çok daha fazlasıdır. Fikirlerinin, tezlerinin, oluşturduğu gelenek veya takipçilerinin yanında; yaşamı, yaptıkları ve mücadelesi bakımından Kıvılcımlı, aynı anda Türkiye sosyalist hareketinin bütününe de ait olan az sayıda değerden biridir. Çünkü "doktor" her şeyden önce, Marksizmin bu topraklarda yayılmasından söz edildiğinde akla gelen ilk isimlerdendir ve değeri en başta buradan gelmektedir.
Mahkemelerde suçlandığı eylem "ameleden adamları mevkii iktidara getirmek istemek" olan, kendisini sorgulayan savcının dahi "Biz Doktor Hikmet için delil arayacak kadar safdil değiliz" diyerek komünistliğini "tescillediği", keskin eylemci karakteri ve üretkenliği düşünüldüğünde Kıvılcımlı, Türkiye sosyalist hareketinin en özgün ve saygıdeğer isimlerinden biridir.
69 yıllık yaşantısına çoğu devrimcinin belki de ömrü boyunca sığdıramayacağı kadar çok tecrübe sığdıran ve yaşamı boyunca ezilenlerin kurtuluşu için mücadeleden geri durmayan Doktor'un Priştine'de başlayıp Belgrad'ta sonlanan yaşam hikayesi özellikle genç devrimciler açısından çok sayıda önemli dersi barındırıyor.
Doğru, yanlış ya da "tartışmalı", Kıvılcımlı'nın Türkiye sosyalist hareketine hem teorik hem de pratik açıdan bıraktığı mirasın büyüklüğünü kimse reddedemez. Bu mirasa katkı koyan diğer herkes ve her şey gibi, bu mirası görmek, değerlendirmek ve gerekirse aşmak ise günümüz komünistliğinin görevlerinden biri. Bunu ne kadar başardığımız ise başka bir tartışmanın konusu.
* Kıvılcımlı hakkında ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler gazeteci Şenol Çarık'ın basımı yakında tamamlanacak olan "Doktor" isimli çalışmasını edinebilirler.