Fransa’da 23 Nisan’da gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turuna 11 aday katıldı. İlk iki sırayı alan Emmanuel Macron ve Marine Le Pen 7 Mayıs’ta yapılacak olan ikinci tur seçimlerde Fransa’nın yeni cumhurbaşkanı olmak için yarışacaklar. İlk tur seçimlerde merkez sağın Cumhuriyetçi adayı François Fillon oyların yüzde 20’sini, sol sosyalist seçmenlerin en çok ilgi gösterdiği ‘Boyun Eğmeyen Fransa’ hareketinin adayı Jean-Luc Melenchon ise oyların yüzde 19.5’ini aldılar.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi aday belirleme sürecinde ikiye bölünen Sosyalist Parti’de partinin resmi adayı Hamon yüzde 6.5’luk oy oranı ile partisine tarihinin en büyük yenilgilerinden birisini yaşattı. SP içerisinde uzun zamandır devam eden fikir ayrılıkları, AB yanlısı kanat ve ‘aşırı sol’ kanat arasındaki ayrışma oyların büyük kısmının Melenchon’a kaymasına neden oldu. Sosyalist Parti oylarındaki erime Haziran ayında yapılacak parlamento seçimlerine de yansırsa Melenchon, önderliğini yaptığını ‘Boyun Eğmeyen Fransa’ hareketini parlamentoda ikinci hatta birinci sıraya taşıyarak on yıllardır devam eden SP-Cumhuriyetçi döngüsüne son verebilir.
İlk tur seçimlerin hemen ardından Fransa’da mevcut seçim sistemi yeniden tartışmaya açılmış oldu. İlk 5 sırayı alan adayların oy oranlarının toplamının %91 olduğu iki turlu seçim sisteminde seçmenlerin neredeyse yüzde 55’i ikinci turda siyasi olarak benimsemedikleri hatta tiksindikleri neo-liberal Macron ya da aşırı-sağcı Le Pen’den birisine oy vermek durumundalar. İkinci turda Sosyalist ve Cumhuriyetçi adayları görmeye alışkın olan Fransız seçmenleri bu kez beklemedikleri bir tabloyla karşı karşıya kaldılar.
NE LE PEN NE MACRON!
İlk turun hemen ardından Fransa’nın pek çok şehrinde öğrenciler, sokaklara döküldü. Lise öğrencilerinin öncülüğünü yaptığı eylemlerde ‘Ne Le Pen Ne Macron’ sloganı sokakların en çok ses getiren sloganı halini aldı. Sokak eylemlerinde güvenlik güçleriyle göstericiler arasında çatışmalar çıkarken seçimin sonunda kim kazanırsa kazansın, Hollande döneminde durulmayan sokaklar yeni dönemde de durulacak gibi görünmüyor.
Liberal seçmen ile sol seçmenin Le Pen’e nefreti, Macron’u ikinci turun favorisi olarak gösterse de katılım oranlarının düşmesi büyük ihtimalle Le Pen’in işine yarayacaktır. Her ne kadar bugüne kadar yapılan anketlerde Macron yüzde 60’la ipi göğüsleyecek gibi görünse de seçimin kaderi sol seçmenlerin ikinci turdaki katılım oranlarına bağlı. Katılım oranlardaki düşüş ırkçı Le Pen’e beklenmedik bir zafer getirebilir.
İki turlu seçim sistemlerinin yarattığı temsiliyet sorunu, Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerinin önümüze koyduğu en önemli sonuçlardan birisidir. Ülkenin yüzde 75’inin istemediği partisiz Macron ve yüzde 20 oy oranıyla Le Pen ikilisinden hangisi kazanırsa kazansın mevcut toplumsal ve siyasi atmosferde görev sürelerini başarılı bir şekilde tamamlayacak güce sahip olamayacaklar. Fransa’da önümüzdeki dönemin asıl belirleyeni cumhurbaşkanlığı seçimlerinden çok Haziran ayında gerçekleştirilecek olan parlamento seçimleri olacak.