Sağlık emekçileri G(ö)REV’in ikinci gününde!

Sağlık emekçileri G(ö)REV’in ikinci gününde!

G(ö)rev kararı alan sağlık emekçileri bugün de hakları için direnişte.

İleri Haber

Sağlık emekçileri özlük hakları için bugün de Türkiye'nin dört bir yanında G(ö)REV’de olacak.

Sağlıkçılar, yaşadıkları sorunları ve taleplerini dile getirmek için birçok kentte eylem düzenlemeye devam ediyor. Grevin ikinci gününden seslenen sağlık emekçileri, taleplerinin acilen yerine getirilmesini istiyor.

Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) de aralarında olduğu 10 sağlık örgütünün çağrısıyla düzenlenen eylem süresince acil sağlık hizmetleri dışında hizmet verilmeyecek.

TTB'nin internet sitesinden 14-15-16 Mart günleri arasında yapılacak olan eyleme ilişkin paylaşılan bilgi notunda "Sağlık çalışanlarının meslek kuruluşunun aldığı karara dayalı yapacağı bu etkinlik, anayasal haklar arasında yer alan örgütlenme, düşünce ve ifade özgürlüğünün kullanımı niteliğindedir. Örgütlenme özgürlüğü önündeki hukuki engeller, hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları hem de ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler doğrultusunda yeniden düzenlenerek bu konudaki engeller kaldırılmaya çalışılmıştır" denildi.

TALEPLER

Sağlıkçıların talepleri şöyle:

- Şiddetsiz ve güvenli bir çalışma ortamı için yeni ve etkili “Sağlıkta Şiddet Yasası” çıkarılsın, mobbing ve baskılar son bulsun.

- Performans, ek ödeme değil, insanca yaşamaya yetecek, yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyacak temel ücret sağlansın.

- 3600’den 7200 kadar kademeli ek gösterge uygulansın.

- Fiili hizmet süresi (yıpranma payı) sağlık hizmetlerinde çalışan tüm emekçilere yıllık 90 gün üzerinden tam olarak uygulansın.

- OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdamı yapılsın. Taşeron çalışma ortadan kaldırılsın.

- Toplumsal sağlık için güçlü ve etkin birinci basamak sağlık örgütlenmesi sağlansın. Ceza yönetmeliği kaldırılsın.

- Özgür ve bilimsel çalışma ortamı için meslek örgütleri üzerindeki baskılara son verilsin.

- Liyakatsiz atamalara, tip sözleşme dayatmalarına, tıp ve sağlık bilimleri eğitimlerini niteliksizleştiren, altyapısı uygun olmayan tıp fakültelerinin, eczacılık fakültelerinin, diş hekimliği fakültelerinin, hemşirelik fakültelerinin, sağlık bilimleri fakültelerinin ve sağlık meslek yüksekokullarının açılmalarına son verilsin.

- Covid-19 iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilsin

- Haklarında kesinleşmiş yargı karar bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın.

- Sağlık hizmeti için ödediğimiz vergiler, katkı katılım payları ve ilave ücretler kaldırılsın

- Sağlık ve sosyal hizmetlerin planlanmasından sunulmasına kadar emekçiler örgütleri aracılığıyla, halk da merkezde siyasi partiler, yerellerde ise yerel yönetimler, muhtarlıklar, örgütlü yapılar ve siyasi partiler eliyle süreçlere dâhil olsun.

- Şehir hastanelerine, özel hastanelere aktarılan teşvik ve bütçeler kamu sağlık kurumlarına aktarılsın

- Her işyerine kreş açılsın, sağlık emekçileri çocukları ile işleri arasında tercih yapmak zorunda kalmasın.

- Kamu sağlık kurumları daha demokratik bir yapıya kavuşturulsun

İSTANBUL

Taleplerini bugün de yenileyen sağlık emekçileri Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde toplandı. Grevde kararlı olan ve haklarını alana kadar direnişe devam edecek olan sağlık emekçileri adına açıklama yapan İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip, “İktidarın bu söylediklerimizi duyacağını biliyoruz çünkü kararlıyız” dedi.

‘Bayram tadında bayram yapmak istiyoruz artık’

Saip hastane önündeki açıklamasında şu sözlere yer verdi:

“Bayram tadında bayram yapmak istiyoruz artık. Özellikle bu tıp bayramında hepimizi rencide eden söylemlerle davranışlarla karşılaştık. Ama bunların hiçbiri bizi yıldırmıyor, Sağlık Bakanlığı’ndan gelen mektup da devletin lideri tarafından kovulmuş olmak da. Çünkü biz yıllardır bu topraklarda mesleğimizi icra ediyoruz, varız, var olmaya da devam edeceğiz. Hiçbir yere gitmiyoruz. Çünkü biliyoruz başka bir sağlık sistemi kurmak mümkün. Hem hastalarımızın hem yurttaşlarımızın hem sağlık çalışanlarının hem de meslektaşlarımızın mutlu olabileceği, huzurlu çalışabileceği, emeğinin hakkını alabileceği bir sağlık sistemi kurmak mümkün.

‘Başka bir sağlık sistemi mümkün, bunu hep birlikte kuracağız’

Bunun yolu özellikle birinci basamağın güçlendirilmesinden geçiyor. Kamucu bir anlayışla yeniden düzenlenmesinden geçiyor. Aile Hekimliği Ceza Yönetmeliği’nin kaldırılmasından geçiyor. Hastanelerde iş yüklerinin azaltılmasından, emeğimizin karşılığının alınmasından, asistan hekimlerin yorgunluktan bitap düşmemesinden, eğitime yeterli sürenin ayrılmasından geçiyor. Değersizleştirilmenin sona ermesinden geçiyor, şikayet haklarının yok edilmesinden geçiyor. İktidardakilerin söylemlerini düzeltmesinden geçiyor, destek personelinin arttırılmasından geçiyor, hastalarımıza yeterli süreyi ayırmamızın mümkün olacağı bir sağlık sisteminin kurulmasından geçiyor. İş yeri hekimlerimizin TTB’nin taban fiyatından ücretlerini almasından geçiyor. Gerçekten bağımsız olabilmeli, bağımsızca karar verebilmeli ve bağımsızca hastalarımıza gerekli desteği verebilmeliyiz. Başka bir sağlık sistemi mümkün, bunu hep birlikte kuracağız. İktidarın da bu söylediklerimizi duyacağını biliyoruz çünkü kararlıyız.”

MERSİN

Mersin’de de BÜYÜK G(ö)REV etkinliğinin ikinci gününde Mersin sağlık örgütleri, Mersin Şehir Hastanesi ve Toros Devlet Hastanesi'nde önünde basın açıklaması düzenledi. Düzenlenen açıklamada, “Bizler böylesi önemli bir alanda, nitelikli hizmet üretmeye çabalarken, pandemi ile birlikte ekonomik krizin derinleşmesi, çalışma koşullarımızda yaşadığımız zorlukları artırmış, ekonomik haklarımız giderek gerilemiştir. İşlemeyen ve sağlıksızlık üreten sağlık sisteminin tüm yükünü bizler çekiyor ve emeğimizin karşılığını alamadan her geçen gün umutsuzluğa sürükleniyoruz. Ancak yaşadıklarımızın kader olmadığını biliyoruz. Emeğimiz için, haklarımız için, acil taleplerimize yönelik adım atılmadığı için 14 Mart’ta başlattığımız Büyük G(ö)REV bugün sürüyor, yarın da sürecek” denildi.

DAHA FAZLA