Sağlık meslek ve emek örgütlerinden güvencesiz çalıştırılmaya karşı eylem

Sağlık meslek ve emek örgütlerinden güvencesiz çalıştırılmaya karşı eylem

Sağlık meslek ve emek örgütleri, ASM’lerdeki sözleşmeli personel çalıştırılmasına karşı tepki göstermek için İl Sağlık Müdürlüğü önünde eylem düzenledi.

Ersan Kınık

İstanbul’da sağlık meslek ve emek örgütleri, aile sağlığı merkezlerinde (ASM) sözleşmeli personel çalıştırılmasına tepki göstermek için İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde bir araya geldi.

İstanbul Tabip Odası adına konuşan Dr. Saffet Ercan, “Nitelikli sağlık hizmeti üretebilmesi için Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan hekim ve diğer sağlık çalışanlarına; kamu görevlisi statüsünde, toplu sözleşme ve grev hakkı içeren, güvenceli/güvenli çalışma ortamının sağlanmasını istiyoruz” dedi.

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde yapılan eyleme Aile Hekimleri Çalışanları Sendikası, DİSK’e bağlı Dev Sağlık-İş, KESK’e bağlı Sağlık Emekçileri Sendikası, Birlik ve Dayanışma Sendikası ve İstanbul Tabip Odası üyeleri bir araya geldi. Eylemde “ASM’lerde iş güvencesiz çalışmak istemiyoruz” yazılı bir pankart açıldı.

Eylemde ilk olarak İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Saffet Ercan söz aldı. Güvenceli bir çalışma ortamının oluşturulmasını ve kamuda sözleşmeli istihdam modelinin tamamen ortadan kaldırılmasını talep eden Ercan, şu sözleri kaydetti:

“Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, ‘Avrupa medyasında 15 milyondan fazla insan pratisyen hekime ulaşmakta zorluk yaşıyorken Türkiye’de yılın ilk on ayında Aile Sağlığı Merkezlerimizde 248 milyon 335 bin muayene yapıldı. Günlük ortalama muayene sayısı 827 bin 783 oldu’ dedi.

Öncelikle belirtmek isteriz ki; bir ülkenin sağlık kuruluşlarına yapılan başvuru sayısı o ülkenin sağlık hizmetlerinin kalitesini göstermesi açısından tek başına asla bir kıstas olamaz. Hatta bazen o rakamların yüksekliği koruyucu sağlık hizmetlerinin yetersiz kaldığının dolaylı bir itirafı da olabilir.

‘SAĞLIK BAKANI BU TABLOYLA DA ÖVÜNÜYOR MUDUR?’

Peki, kendince bir övünç vesilesi olarak gördüğünden olsa gerek, bu açıklamayı yapan Sayın Bakan, Aile Sağlığı Merkezlerinde bu övündüğü hizmeti üreten çalışanların yıllardır işsiz kalma korkusuyla, iş güvencesiz bir statüde, yani sözleşmeli olarak çalıştıkları tabloyla da övünüyor mudur acaba?

Biz İstanbul Tabip Odası olarak bu tablodan çok rahatsızız Sayın Bakan. İstanbul’daki Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan yaklaşık 1000’e yakın aile hekimi ve 1100 hemşire ile bir o kadar sayıda diğer sağlık personelinin kamu kadrosu kapsamına alınmasını, güvenceli bir şekilde çalışma ortamının oluşturulmasını ve kamuda sözleşmeli istihdam modelinin tamamen ortadan kaldırılmasını talep ediyoruz.

‘BU UYGULAMAYI ADİL BULMUYOR, REDDEDİYORUZ’

Yine başka bir statüde; kadrosu kamuda olmak üzere Aile Sağlığı Merkezlerinde sözleşmeyle çalışan meslektaşlarımız ve aile sağlığı çalışanı ebe ve hemşire arkadaşlarımızın iki yılda bir imzaladıkları sözleşmelerin tarihi bu günlerde dolmakta. Bu arkadaşlarımız 2022-2024 yılları için sözleşme imzalamaya Sağlık Müdürlüğü’ne çağırılmaktadırlar. Tek taraflı bir biçimde sözleşme koşulların oluşturulduğu, sözleşme değil de adeta bir dayatma olan bu uygulamayı da yıllardır eleştiriyoruz, kabul etmiyoruz. Sözleşme imzalanıp imzalanmayacağının, imzalanmıyorsa neden imzalanmadığının bilinemediği, sürecin bütünüyle müdürlüğün tasarrufunda olduğu bu uygulamayı demokratik ve adil bulmuyor, reddediyoruz.

‘DÜN OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE MÜCADELE EDECEĞİZ’

İstanbul Tabip Odası olarak da sözleşmesi yenilenmeyecek bir Aile Hekimi olursa onun hemen yanı başında olacağımızın; her türlü yasal ve demokratik hakkını savunacağımızın ve meslektaşlarımızla birlikte böyle bir adaletsizliğin önünde duracağımızın bilinmesini istiyoruz.

Dün olduğu gibi bugün de kötü çalışma koşullarına karşı insanca çalışma ortamı için meslektaşlarımızla, nitelikli sağlık hizmeti ve sağlık hakkı için de toplumla birlikte olacağız, mücadele edeceğiz.

Nitelikli sağlık hizmeti üretebilmesi için Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan hekim ve diğer sağlık çalışanlarına; kamu görevlisi statüsünde, toplu sözleşme ve grev hakkı içeren, güvenceli/güvenli çalışma ortamının sağlanmasını istiyoruz. Sözleşmeli çalışmaya, güvencesiz istihdama hayır!”

‘DAHA DÜŞÜK MAAŞA BASKI VE SÖMÜRÜ İLE ÇALIŞTIRMAK İŞİNİZE Mİ GELİYOR?’

Dr. Ercan’ın ardından Birlik ve Dayanışma Sendikası Marmara Şube Başkanı Dr. Ahmet Mahlepçi söz aldı. Mahlepçi şu sözleri kaydetti:

“Tüm Türkiye’de ASM'lerde hem hekim hem ebe hemşire eksiği devam etmektedir. 400 bin kişiye kadro müjdesi verilirken, kamu dışında çalışan bu arkadaşlarımız bilerek mi unutuldu? Tabii ki evet. Bu kadro çalışmaları yapılırken Sağlık Bakanlığı, Maliye Bakanlığı'ndan 3 bin yeni kamu dışı kadrosu talep etmesi çok manidar değil mi? Daha düşük maaşa, daha eksik özlük haklarına, işten atarım korkusu salarak baskı ve sömürü ile çalıştırmak işinize mi geliyor?”

‘AMASIZ FAKATSIZ TÜM SAĞLIK EMEKÇİLERİNİN KADROYA GEÇİRİLMESİNİ İSTİYORUZ’

Sağlık Emekçileri Sendikası adına söz alan Şişli Şube Eş Başkanı Fadime Kavak ise şöyle konuştu:

“29 Kasım’da Cumhurbaşkanı’nın kabine toplantısı sonrası sözleşmelilerle ilgili yaptığı açıklama sonrası kamuda çalışan bir kısım personel kadro dâhiline geçti. Ama ne yazık ki daraltılmış bir kadro dahil oldu. Biz şunu söylemek istiyoruz ki; amasız, fakatsız, kamuda çalışan, sağlık alanında çalışan tüm emekçilerin derhal kadroya geçirilmesini istiyoruz. Güvenceli bir istihdam şeklinin sadece seçim öncesi vaat olarak değil bundan sonra uygulanacak bir istihdam modeli olarak kabul edilmesini istiyoruz.”

‘İNSANCA YAŞAMAYA YETECEK ÜCRET ALANA KADAR MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ’

Dev Sağlık – İş Genel Sekreteri Erdoğan Aktaş ise “Biz bu doğruları haykırmaya, sağlık işçilerini güvenceli çalışmaya, insanca yaşamaya yetecek kadar ücret alana kadar mücadelemize devam edeceğiz” dedi.

‘ÜVEY EVLAT MUAMELESİ GÖRMEKTEN ÇOK SIKILDIK’

Eylemde son sözü alan Aile Hekimleri Çalışanları Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Nükte Taşlar ise şu ifadeleri kullandı:

“Aile hekimliği her zaman olduğu gibi yeni düzenlemelerde de kapsam dışı bırakılmıştır. Üvey evlat muamelesi görmüştür. Biz artık bundan çok sıkıldık ve birinci basamakta aile hekimliğinde çözülmeyen birçok sorunumuza günden güne çözüm önerileriyle çözüm getirileceği yerde, sorun üzerine sorun eklenmektedir.”