Serhan Kayır yazdı: İnsan ticaretinden uyuşturucuya IŞİD'in finansal kaynakları
IŞİD kaçakçılık, yasadışı petrol satışı, fidye, tarihi eser kaçakçılığı gibi pek çok yasadışı faaliyeti olan gerçek bir suç örgütü...
Tarihin en kanlı terör örgütlerinden IŞİD’in önlenemeyen yükselişi 2013 yılında başladı. Pek çok cihatçı örgüt ya IŞİD tarafından yok edildi ya da silahları ve paralarıyla birlikte biat ederek IŞİD’e katıldı. IŞİD’in insanın kanını donduran barbar eylemlerinin birileri tarafından destekleniyor olması mantığa aykırı görünse de örgütün silah, mühimmat, lojistik ve militanlarının geçimi için oldukça ciddi bir finansmana ihtiyacı var.
Bu kadar geniş bir alanda faaliyet gösteren binlerce militanı olan bir örgütün elbette yüksek miktarda paraya ihtiyacı vardır. IŞİD kaçakçılık, yasadışı petrol satışı, fidye, tarihi eser kaçakçılığı gibi pek çok yasadışı faaliyeti olan gerçek bir suç örgütü.
PETROL GELİRLERİ
IŞİD, ele geçirdiği bölgelerdeki petrol rafinerilerinden milyonlarca dolar para kazanıyor. Piyasanın üçte biri fiyatına sattığı petrolden gelen kazanç, ana gelir kaynaklarının başında geliyor. Günlük ortalama 3 milyon dolar civarı petrol satışı gerçekleştiren IŞİD, bu satışın bir kısmını Suriye iç pazarında gerçekleştiriyor. Komşu ülkelere de yasadışı yollarla petrol sokan IŞİD, profesyonel bir dağıtım ve pazarlama ağına sahip. Kilometrelerce uzunluğundaki tanker kuyrukları defalarca koalisyon güçleri ve Rusya tarafından yok edilse de IŞİD’in petrol ticareti devam ediyor.
TARİHİ ESER KAÇAKÇILIĞI
En önemli ikinci gelir kaynağı ise tarihi eser kaçakçılığıdır. Irak ve Suriye topraklarında önemli arkeolojik alanları ele geçiren IŞİD, taşınır ve satılabilir olan eserleri satarken taşınabilir olmayan insanlık tarihinin en büyük mirası olan pek çok arkeolojik kalıntıyı ise barbarca yok etmiştir. Palmira kentinde bombalayarak yok ettiği Baalşamin Tapınağı ve Bel Tapınağı bunlardan bazıları. Tarihi eserler daha çok yasadışı yollarla ülke dışına çıkarılarak İngiltere’de el altından satılıyor. Bugüne kadar binlerce eserin Suriye ve Irak’tan kaçırıldığı tahmin ediliyor.
Suriye ve Irak’tan çıkan eserler ilk olarak Türkiye ve Lübnan’da tarihi eser kaçakçılarına satılıyorlar. Türkiye ve Lübnan’da ki kaçakçılar ise eserleri yasadışı olarak Almanya ve İsviçre’de ki bağlantılarına satıyorlar. Bu eserlere daha sonra Basel ya da Cenevre’de sahte evraklar hazırlanıyor ve bu evraklarla tarihi eserlerin asıl pazarı olan Londra ve New York’a gönderiliyor. Burada tarihi eserler, müzayedelerde ya da küçük antika dükkanlarında değerine göre alıcılarıyla buluşuyor. İnsanlık tarihi mirasına verilen hasarın gerçek boyutunu asla öğrenemeyeceğiz.
İNSAN KAÇAKÇILIĞI
Pek çok raporda belirttiği üzere IŞİD kurduğu pazarlarda Yezidi ve Şii Türkmen kadınları ve çocukları seks kölesi veya -aynı anlama gelmek üzere- evlilik amacıyla satmaktadır. Suriye’de ele geçirdiği köylerden birinde 14 yaşından büyük erkek ve çocukları öldüren örgüt daha sonra anneleri ve kızlarını birbirinden ayırmış, kızlarını soyarak ‘bekaret testi’ yapmış, göğüs ölçüsü ve güzelliklerine göre kızları ayırarak satılmak üzerek Rakka’ya yollamıştır. Şeyhler, emirler ve cihatçılar hiyerarşik yapı içerisinde bu kızları önce kendilerine ayırmaktadır. Her biri 3-4 kız alan örgüt elemanları bir ay sonra sıkıldıktan sonra satılmak üzere tekrar köle pazarına yollamaktadır.
Kurtulan kızlardan birisi bu insan pazarlarında 22 kez alınıp satıldığını ifadesinde belirtmişti. Bu insan ticaretinin boyutları bugüne kadar hala net olarak belirlenememiştir. Suriye iç savaşının en iğrenç yönü ilkel çağlarda bile karşılaşamayacağımız bu manzaralardır. Fakat bu ticaretten binlerce kadın ve çocuk etkilenmiştir.
VERGİ VE HARAÇ
IŞİD vergilendirme ve haraç ile servetini artırmaktadır. Ele geçirdiği bölgelerde yaşayanlardan vergi toplayan IŞİD telefon, gaz ve elektrikten gelir elde ettiği gibi ithal edilen ürünlerden de gümrük vergisi alıyor. Hıristiyanlardan ve yabancılardan cizye adı altında vergi alırken, tır şoförlerinden de haraç toplamaktadır. Kimi zaman iş yeri sahiplerini bombalamakla tehdit ederek de haraç alan örgüt banka ve kuyumcu soygunları ile servetini artırmaktadır.
Ele geçirdiği bölgelerde polis, asker ve öğretmenlerden geçmişte ‘dine aykırı bir rejim adına çalıştıkları için günahlarından arınma bedeli’ olarak 2500 dolar alan örgüt verdiği pişmanlık kimlik kartıyla bu insanların yaşamlarına devam etmelerine izin veriyor. Bu pişmanlık kimlik kartının yıllık yenileme ücreti ise 200 dolar.
UYUŞTURUCU TİCARETİ
Terör ve uyuşturucu her zaman birbiriyle bağlantılıdır. Tüm dünyada 500 milyar dolar yıllık hacim ile uyuşturucu satışı elbette pek çok terör örgütünün gelir kaynaklarından birisidir. IŞİD’in Afgan eroinini yasadışı yollar ile Türkiye ve Balkan ülkelerine gönderdiği ve bu ticaretten yılda yaklaşık 1 milyar dolar elde ettiği tahmin ediliyor.
Afgan eroininin yanı sıra örgütün Arnavutluk’ta esrar tarlalarını kontrol altında tuttuğu ve bu tarlalardan elde edilen uyuşturucunun Avrupa pazarında 4 milyar dolar gibi bir kazanç elde ettiği tahmin ediliyor. Bölgede pek çok militanı olan örgüt Arnavut ve İtalyan mafyasıyla çatışmaktan çekinmiyor. Eroin trafiğinden çok daha fazla geliri lojistik olarak daha uygun koşullara sahip olan Arnavutluk’tan elde ediyor.
TARIM
Dicle ve Fırat nehirlerinin kıyılarında Suriye’nin tahıl üretiminin yarısı Irak’ta ise üçte biri yetiştiriliyor. Bu bölgelerde hakim olan IŞİD, tarım gelirlerinden ise yılda yaklaşık 200 milyon dolar kazanç elde ediyor. Tarım ürünleri, savaştan yerle bir olmuş topraklarda dış pazara gitmeden tüketiliyor.
Ortadoğu’da derin yaralar açan, etkileri onlarca yıl silinip gitmeyecek bu vahşi kanlı örgütün finans kaynakları yok edilmeden, tek başına sahada askeri operasyonlar ile geriletilmesi mümkün görünmüyor. Bu örgütle savaşmanın anahtarı öncelikle finans kaynaklarının yok edilmesidir. IŞİD yalnızca Suriye ve Irak’ın değil bütün dünyanın sorunudur.