Soma Katliam Davası'nda adalet arayışı
Yaklaşık 4 yıl önce Türkiye tarihinin en büyük emekçi katliamı yaşandı. Hukuk mücadelesi ise tüm engellemelere, devlet-sermaye işbirliğine rağmen sürüyor.
Avukat İhsan Can Akmarul
13 Mayıs 2014’te Manisa ilinin Soma ilçesinde Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük maden katliamı yaşandı. Katliamda 301 işçi hayatını kaybetmiş, yüzlerce işçi yaralanmıştı. Yaklaşık 4 yıl önce sermaye, devlet ve sendika işbirliği ile 301 madenci göz göre göre katledildi. Katliam ile ilgili adalet arayışı ise tüm engellemelere rağmen halen devam ediyor.
Başlatılan soruşturma kapsamında 8 kişi tutuklandı ve sekizi tutuklu toplam 45 kişi hakkında düzenlenen iddianame Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek 13 Nisan 2015 tarihinde ilk duruşması yapıldı. Davanın bugün (26 Mart 2018) 68. Celsesi görülüyor. Bugün yapılan duruşma öncesi katledilen işçilerin aileleri ve avukatlarının davanın unutturulmaya çalışıldığı ve davaya müdahale edildiği yönünde haklı kaygıları bulunmaktadır. Duyulan endişenin sebebini ve yargılamanın başından bugüne kadar gelen süreci yazarak anlatmaya çalışacağız.
'301 CAN GİTTİ, 485 CAN YARALI'
Katliam haberi medyaya yansıdığından itibaren kamuoyunun gözü kulağı Soma’ya döndü. Onlarca siyasi parti, sivil toplum örgütü ve yurttaşlar haberi alır almaz doğrudan Soma’ya yardım ve destek amaçlı akın etti. Katliam sırasında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olan Taner Yıldız arama ve kurtarma çalışmaları sonucu 17 Mayıs tarihinde yapmış olduğu basın açıklamasında 301 işçinin hayatını kaybettiğini, 485 işçinin madenden çıkartıldığını ifade etti.
Katliam göz göre göre meydana gelmişti. Madeni işleten Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin, madeni şirkete peşkeş çeken devletin ve patron yanlısı sendikanın yaptıklarının ve yapmadıklarının katliamın gerçekleşmesine neden olduğu gün yüzüne çıkmıştı. Haklı olarak Türkiye kamuoyunda katliama sebep olan kurumlara yoğun tepki gerçekleşti. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Soma ilçesine gelerek katliamı “fıtrat” ile açıklamaya çalışmış, Soma’da bulunan yurttaşlar da asıl suçluyu biliyoruz diyerek kendisini protesto etmişti. Ancak devlet kurumları ve şirket katliamın sorumluluğunu kabullenmedi ve yaşanan ölümleri kader ile açıklamaya çalışarak suçtan kurtulmaya çalıştı. 301 işçinin ölümü üzerine bir tane istifa ya da görevden alma dahi gerçekleşmedi. Tam tersine Recep Tayyip Erdoğan kendisini protesto eden yurttaşlardan birini tokatladı. Başbakanlık müşaviri Yusuf Yerkel, protestocu madencilerden birini kamuoyunun hafızasından çıkmayacak şekilde tekmeledi. Yardım ve destek amaçlı Soma’da bulunan avukatlar ve yurttaşlar keyfi şekilde gözaltına alınarak spor salonlarında tutuldu. Çağdaş Hukukçular Derneği genel başkanı Av. Selçuk Kozağaçlı’nın gözaltı sırasında kolu kırıldı.
Savcılık tarafından başlatılan soruşturma kapsamında Soma Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru da içinde olmak üzere 8 kişi tutuklandı. Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianame 10 Kasım 2014 tarihinde Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu. İddianameyi inceleyen Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi şekli eksikleri gerekçe göstererek iddianameyi savcılığa iade etti. İkinci kez gönderilen iddianame 2 Mart 2015 tarihinde mahkeme tarafından kabul edildi. 230 sayfalık iddianamede tutuklu sanıklar için olası kastla insan öldürme, bilinçli taksirle insan öldürme suçlarından cezalandırılmaları talep edildi. Katliam davasının ilk duruşması 13 Nisan 2015 tarihinde görüldü. Davaya işçilerin aileleri, avukatlar ve yurttaşlarca yoğun katılım gösterildi.
YARGILAMA DURMA NOKTASINA GELDİ
Ülke tarihinin duruşma yoğunluğu bakımından en uzun süren davalarından biri devam ediyor. Bugün 68. Celse gerçekleşecek. Katledilen işçilerin aileleri, onların vekilliğini yapan avukatlar başta olmak üzere toplumun adalet arayışı devam ediyor. Saatlerce süren duruşmalarda sanıkların, mağdurların, tanıkların ifadesi alındı. Madene girilerek olay yerinde keşif yapıldı. Büyük bir bilirkişi heyetince bilirkişi raporu hazırlandı ve katılan avukatları esas hakkındaki beyanlarını mahkemeye sundu. Şirketin asıl patronu Alp Gürkan hakkında iddianame düzenlenerek davaya müdahil edildi. Her ne kadar hiçbir bürokrat yargılanmıyor olsa da karar aşamasına kadar rayında devam ediyor diyebileceğimiz yargılama süreci 2016 Aralık ayından itibaren durma noktasına geldi.
Yapılan yargılamada tutuklu olarak bulunan Can Gürkan savcılığa katliamın FETÖ ve DHKP-C sabotajı nedeniyle yaşandığını ileri sürerek savcılığa suç duyurusunda bulundu. Bunun üzerine Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sabotaj iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Akıl almaz bu soruşturma süreci sebebiyle katliam davasının savcısı esas hakkındaki mütalaasını vermeyerek sürekli erteledi. Sabotaj iddiasıyla başlatılan soruşturma dosyası kısıtlılık kararı gerekçe gösterilerek mahkemeden dahi bugüne kadar gizlendi.
Bu süreçte davaya çeşitli şekillerde müdahale edildi. Yargılamanın başından bu yana bütün dosyayı bilen, bütün kovuşturma işlemlerini gerçekleştiren üç kişilik mahkeme heyeti değiştirildi. 2017 yılı Temmuz ayında yayınlanan HSK Yaz Kararnamesi’nde mahkeme başkanı Hâkim Aytaç Ballı ve Üye Hâkim Esra Dokur’un görev yerleri değiştirildi. Mahkemenin karar vermesi beklenirken bu büyüklükteki bir dosyanın hâkimlerinin görev yerinin değiştirilmesi büyük bir şaibe yaratmıştır.
İŞÇİLERİ SAVUNAN 18 AVUKAT TUTUKLANDI
Davayı başından beri takip eden Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlar 2017 Eylül ayından itibaren başlayan gözaltı ve tutuklamalara maruz kaldı. ÇHD Genel Başkanı Av. Selçuk Kozağaçlı ve 18 avukat tutuklandı. Davayı sürekli takip edip büyük emekleri olan avukatların tutuklanması da yapılan yargılamaya müdahale edildiğini gösteriyor.
9 Ocak 2018 tarihinde görülen son duruşmada katledilen işçi ailelerinin avukatları 1 yıl önce yapmış oldukları esas hakkındaki beyan ve iddialarını tekrarladı. İşçi aileleri iki gün süren duruşmalarda mahkemenin karar vermemesine ve adaletin gecikmesine tepki gösterdiler, adalet yerini bulana kadar davanın takipçisi olacağını ifade ettiler. Katılan avukatların baskılarıyla Mahkeme heyeti Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan sabotaj iddiası ile başlatılan soruşturma dosyasının gönderilmesini istedi.
Son olarak Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma dosyasını Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Bugün başlayan duruşma ile savcılığın mütalaa vermesi ile sanıkların esas hakkında savunmalarını yaparak önümüzdeki süreçte karar verilmesi bekleniliyor.
Yukarıda anlattığımız üzere her ne kadar davaya müdahale de edilse, dava unutturulmaya da çalışılsa da katledilen işçilerin aileleri ve avukatları davaya sahip çıkmaya çağırıyor. Bu davaya sahip çıkıldığı sürece suçlular cezalandırılabilecektir.
Ailelerin, avukatların adalet arayışı sürüyor. Soma’nın hesabı sorulana dek adalet arayışı sürecektir.