Sömürüde ‘MEB’ güvencesi: ‘Düzenli işçilerin yarısı kadar bile ücret almıyorum’
16 yaşındaki gencin aktardıkları, MEB öncülüğündeki sömürü koşullarını gözler önüne serdi.
İleri Haber
Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) kapsamında bir fabrikada sürdürdüğü çalışma deneyimini İleri Haber’e anlatan 16 yaşındaki gencin aktardıkları, sanayi havzalarında, fabrikalarda ve atölyelerde çocuk işçilerin maruz kaldığı sömürü koşullarını, yaşadıkları eziyeti ve kural tanımaz hak gasplarını tüm çıplaklığıyla bir kez daha gün yüzüne çıkarttı. Ağır sömürü koşulları altında çalışan işçilerin sahip olduğu haklara bile sahip olmadıklarının altını çizen genç, “Düzenli işçilerin yarısı kadar bile ücret almıyorum” ifadelerini kullandı.
Çocuklar iktidarın teşviğiyle sermayenin inşa ettiği kölelik düzenine esir ediliyor. Eğitimlerine devam etmesi gereken gençler de ciddi riskler barındıran ağır iş yükünün altında eziliyor ve iş cinayetlerinde yaşamlarını yitiriyorlar. Türkiye’de “vasıflı iş gücü” yetiştirmek için kurulmuş Meslek Liseleri işlevini giderek yitirirken, bu eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) öncülüğünde, MESEM aracılığıyla adeta ucuz ve harcanabilir, devasa bir işçi yatağı olarak sermayeye peşkeş çekiliyor.
Okul sıralarında olması gereken yaşta, MESEM kapsamında bir fabrikada çalışan 16 yaşındaki genç, maruz kaldığı sömürü koşullarını İleri Haber’e anlattı.
Meslek Lisesi veya Anadolu Lisesi’nde eğitime devam etmek yerine, MESEM programı kapsamında çalışmayı tercih ediyorsun. Nedenlerinden kısaca bahseder misin?
- Sınıfta meslek lisesine devam ediyordum. Bir yıl sonra MESEM programını öğrendim. MESEM kapsamında hem para kazanıp hem de mesleki eğitimimi tamamlayacağımı düşündüm. Programa başvurdum.
İşe başladığın fabrikada MESEM kapsamında çalışan kaç kişi bulunuyor?
Fabrikada benim gibi çalışan herhalde 80-90 kişi vardır. Bu grup yaklaşık 7-8 aydır burada çalışmaya devam ediyor.
‘AİLEMİZE DESTEK OLMAK İÇİN OKULUMUZU MECBUREN BIRAKTIK’
Yakın çevrende MESEM kapsamında eğitim alan ve çalışan arkadaşların da var mı? Onlar neden bu programı tercih ettiler?
Evet, var. Benzer gerekçelerle MESEM’e başvurdular. Örneğin, çok yakın bir arkadaşımla birlikte başvurduk. Kurs almaya devam ederken sanayide çalışıyoruz. Ailemizin paraya ihtiyacı var. Aileye destek olmak için düz veya mesleki liseye devam eden arkadaşlarım ve ben okulumuzu mecburen bıraktık. Cebimize para girer hem de bir meslek kazanırız niyetiyle MESEM aracılığıyla fabrikalarda çalışmaya başladık.
MESEM’de aldığın eğitimden memnun musun?
Hayır, kesinlikle memnun değilim. İşyerinde bize gösterdikleriyle ile kursta öğretilenler arasında ciddi fark var. Sınavlarda karşımıza soru olarak geliyor ama yapamıyorum. Sınavda sorduklarını bilmek için işte de bunları görmen, pratik etmen gerekiyor. Fakat fabrikalarda bunları bize öğreten kimse yok.
Haftanın kaç gününde işe gitmen ve kaç gün eğitim alman gerekiyor?
Haftada sadece bir gün, salı günleri MESEM eğitimine gidiyorum. Geriye kalan dört günde ise çalışmak için fabrikada olmalıyım.
‘DÜZENLİ İŞÇİLERİN YARISI KADAR BİLE ÜCRET ALMIYORUM’
MESEM programında seni rahatsız eden koşullar nelerdir, biraz bahseder misin?
Öncelikle işçilere eşit ücret vermiyorlar. Fabrikada düzenli çalışan bir işçiyle aynı işleri yapmama rağmen, MESEM kapsamında işe alındığım için, düzenli işçilerin yarısı kadar bile ücret almıyorum. Ücretleri de sanki bize bir lütuf yapıyorlarmış gibi veriyorlar.
Kendimi geçtim, daha çok sanayide çalışan arkadaşlarım adına üzülüyorum. Sanayide sigortasız, herhangi bir güvencesi olmadan, aylık 3-4 bin TL ye çalışan arkadaşlarım var. Biz MESEM altında işe girdik. Bizim ek mesai yapmamız veya vardiya düzeninde çalışmamız aslında yasak. Ancak, bazı arkadaşlarım üç farklı vardiyada çalıştırılıyor. Sanayideki bazı işyerlerinde arkadaşlarıma saat 22:00 – 23:00’e kadar mesai yaptırılıyor.
‘13-14 YAŞINDAKİ ARKADAŞLARIMI SANAYİDE ÇALIŞTIRIYORLAR’
Mahalleden tanıdığım, daha 13-14 yaşındaki arkadaşlarımı sanayide çalışıyorlar. Bu yaştaki çocuklardan ne fayda sağlayabilirler, vallahi anlamıyorum. Üstelik yalnız kaldığımızı hissediyoruz. Etrafımızda bizlere yapılan eziyete karşı çıkacak, hakkımızı savunacak kimse yok, bir başımıza kaldığımızı düşünüyoruz. Fabrikada bir sorun yaşadığımızda patrondan, amirden şunları işitiyoruz: “Sizi göndermek kolay sanayide çalışanları görmüyor musunuz? Bir dilekçeye bakar, hemen işten atarız”. Herhangi bir sıkıntımızı söylediğimizde bu türden ağır söylemlerle tehdit ediliyoruz. Dolayısıyla, yaşadığımız sorunları dile getirmeye korkuyoruz. Çoğumuz argo laflar işitiyor, küfürlü konuşmaların muhatabı oluyoruz. Maruz kaldığımız hakaretlere karşılık vermekten çekiniyoruz.
MESEM’deki işçilere iş yükü ağır ve tehlikeli işlere vermeleri aslında yasak. Fakat bizi zorla bu türden işlere koşuyorlar. Hiç kimse de itiraz etmiyor, MESEM’den fabrikaya gelip de çalışma koşullarını denetleyen kimse de yok. Nadiren birisi gelse bile fabrika yönetiminden birileriyle sohbet ediyor, bizimle konuşmadan çekip gidiyor.
‘REVİRE GİTTİĞİM İÇİN HAKKIMDA TUTANAK TUTULDU’
Fabrikada iş kazası geçirdin mi veya birlikte çalıştığın arkadaşlarından iş kazasında yaralanan oldu mu?
İşyerindeki bir usta beni yere itti ve belimi çok kötü vurdum. Sorumlu şef olaya tanık olmasına rağmen ustaya müdahale etmedi. Öfkelendim ve ağlamaya başladım. Üzerine bir de şeften azar işittim. Belim ağrıyordu ve işi bırakarak revire gittim. İşin başında olmadığım için bir de hakkımda tutanak tutuldu. Arkadaşlarım “Niye revire gittin, artık bizi burada çalıştırmazlar” diye bana çıkıştılar. En ufak sorunda işten atılma tehdidi yaşıyoruz. Arkadaşlarım da haliyle bir sorun olduğunda, işten çıkartılırız diye korkuyorlar.
‘BİZE VERİLEN PARANIN BİR KISMINI YÖNETİCİLER KENDİ ARALARINDA PAYLAŞIYOR’
Ücretlerin ödenmesinde herhangi bir sorunla karşılaştınız mı?
Ücretlerimiz hep geç yatıyor. Bu ay sonunda devletin koyduğu en alt sınırda ödeme alacağımızı söylediler. İşe girerken asgari ücret alacağımızı açıkladılar ama fabrikalarda kimse sözünde durmuyor. Bir yönetici son aldığımız ücretin fazla yattığını söyleyerek, bir kısmını kendi banka hesabına havale yaptırdı. İtiraz ettiğimizde veya bu konuyu soruşturunca yine kovmakla tehdit ettiler.
Bize verilen paranın bir kısmını yöneticiler kendi aralarında paylaşıyor. İş yerindeki sendika temsilcisine bu durumu sorduğumuzda, elinden bir şey gelmediğini söyledi. Sendikanın bile bizi savunmaya hakkı yokmuş.
‘MOLALARDA İÇTİĞİMİZ BİR BARDAK ÇAYIN BİLE HESABINI YAPIYORLAR’
Bununla da kalmıyor. Fabrikada amirden, şeften, ustadan sürekli baskı yiyoruz. Molalarda içtiğimiz bir bardak çayın bile hesabını yapıyorlar. Yemekhanede bize “Az ye, bu kadar içme” diye karışıyorlar. Sanki yediğimiz lokmayı sayıyorlar.
Hafta içi sadece bir gün kursa gidiyorum. Buna rağmen iki günlük yevmiye kesiyorlar. Günlük yevmiyemizin nasıl hesaplandığını bize anlatmıyorlar. Geçenlerde amirden baret ve iş ayakkabısı istedik. Zorla verdi. İş kıyafetlerimiz yıpranıyor, bazen kayboluyor. Tekrar istediğimizde ise “yok size” diyorlar. İki tane kıyafeti, bir çift ayakkabıyı vermemek için ellerinden ne gelirse yapıyorlar.
Düzenli çalışan işçilerin aldığı sosyal haklardan yararlanabiliyor musunuz?
Biz MESEM kapsamındayız diye düzenli işçilere verilen herhangi bir sosyal haktan yararlanamıyoruz.