SÖYLEŞİ | Cendere Sanat Müzesi'nde çağdaş sanat sergileri
Cendere Sanat Müzesi, İstanbul için önemli bir çağdaş sanat merkezi olma niyetiyle karşımıza çıkıyor. Burada birçok sanatçı buluşup ortak paydalarda projeler oluşturuyorlar.
İnsel İnal
Birçok kişinin gözünden kaçmış olabilir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İstanbul'un unutulmuş tarihi mekânlarını restore edip, toplumsal işlevlerle kamunun hizmetine açıyor. Müze Gazhane, Metrohan, Habitat Sanat, Taksim Sanat, Haliç Sanat/Fener evleri gibi mekânların içinde en ilgi çekeni, eski adı Cendere Hamidiye Pompa İstasyonu olan Cendere Sanat Müzesi. 1902 yılında Fransa'dan getirilen usta ve mühendisler tarafından inşa edilmiş bu binanın o zamanki amacı, sarnıçlarda toplanan suların İstanbul'a dağıtılması.
Sarıyer Ayazağa'da inşa edilen bu yapı bir hayli haşmetli. 35 metre genişlik ve 25 metre yüksekliğe sahip bu yapı İsviçre'den getirilen kazanlarla şehire su dağıtmış. 1960 yılında elektrikli su pompalarına geçilmiş ve bu su pompaları şehirdeki 126 çeşmeye su pompalamış. 1990'larda ise sadece 4 çeşmeye kadar düşen bu dağıtım sistemi, yavaş yavaş işlevsiz hale gelmiş. Sonrasında da bakımsızlıktan bacası yıkılan bina, iyice unutularak, kaderine terk edilmiş yapılardan biri haline dönüşmüş.
2000'de İSKİ'nin isteğine bağlı olarak su depolarının tamirleri, yapının güçlendirilmesi ve sonradan yapılan eklerin kaldırılarak binanın orijinal haline dönüştürülmesi için İstanbul 1 numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 2001 yılında onaylanan kararı doğrultusunda çalışmalar başlamış. Bu çalışmalar doğrultusunda oluşturulan projede ana bina sergi, seminer, harita ve kütüphane odaları ile idari birimleri içeren bir yapıya dönüştürülmüş.
2006 tarihinde ‘İstanbul Su Medeniyetleri Müzesi’ adıyla 2009 yılında bitecek başka bir restorasyon çalışması başlamış fakat maalesef bu müze restorasyonu her ne kadar tamamlanmış ve müze izni alınmış olsa da, muhtemelen bürokratik nedenlerle bir türlü açılamamış.
2022 yılında ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İBB Miras Ekipleri tarafından yeniden restore edilip, çevresi düzenlenen yapı, Cendere Sanat Müzesi olarak açıldı.
Sanatçı: Dilara Akay
Cendere Sanat Müzesi, İstanbul için önemli bir çağdaş sanat merkezi olma niyetiyle karşımıza çıkıyor. Burada birçok sanatçı buluşup ortak paydalarda projeler oluşturuyorlar.
Sanatçı: Burçak Bingöl
Bu projelerin oluşturulmasında yer alan Küratör Derya Yücel ile bu coğrafyaya ait endüstriyel tarihinin bir parçası olan, temsiliyetleri kuvvetli binayı ve bu mekanda çağdaş sanatla kurulması planlanan ilişkileri üzerine konuştuk.
'ÇAĞDAŞ SANAT ALANINDA EMEK VEREN İSİMLERLE İŞ BİRLİĞİNE AÇIKLAR'
İstanbul, Cendere Sanat Müzesi ile çok kuvvetli bir şekilde sanat alanlarında konuşulan ve takip edilen bir mekana daha kavuştu. Siz de burada küratöryel bir çalışma yaptınız. Biraz sizi tanıyabilir miyiz?
Sanat Yönetimi (lisans), Müzecilik (yüksek lisans) ve Sanat Tarihi (doktora) eğitimi aldım. 2005 yılından itibaren yerel ve uluslararası çok sayıda bağımsız küratöryal sergi gerçekleştirdim. Proje bazlı ve free-lance olarak kurumlarla da çalışıyorum. Sergilerim arasında “Kore-Türkiye Çağdaş Sanat Değişim sergileri” Incheon/Seul/İstanbul 2006-2007, “Save As” Milano Trienale Bovisa İtalya (2008), “28. Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi” Akbank Sanat İstanbul (2009), “Nil Yalter” Viyana Galerie Hubert Winter (2011), “Reunion...Buluşma” Sabancı Müzesi İstanbul (2015), “Formsuz”, İstanbul-Belgrad (2014-2015), “Göremediğimiz Tüm Işıklar” Galerist İstanbul (2017), “Aşk’la Semiha Berksoy” O’Art (2017), “EV” Müze Evliyagil Ankara (2017), BASE Yeni Mezunlar Platformu Sergileri (2017-2022), “Zamansızlık Şarkısı” Zindankapı Sanat Bursa (2021), “Muğlak” Vision Art Platform İstanbul (2022), “İcra ve Zarafet” Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi, Ankara (2022), “Normalliğin Deliliği” Kun Art Space Adana (2022) bulunmakta. Nazlı Gürlek ve Fırat Arapoğlu ile birlikte 2018 Mayıs’ında gerçekleşen 4. Mardin Bienali küratörlüğünü üstlendim. 2006-2017 yılları arasında İstanbul Kültür Üniversitesi, 2009 yılından itibaren İstanbul Bilgi Üniversitesi Sanat ve Kültür Yönetimi Bölümünde öğretim görevlisi olarak çalışıyorum. 2015 yılından itibaren Sabancı Üniversitesi Kasa Galeri sergiler programını yürütüyorum.
Sanatçı: Çağrı Saray
İBB'nin sanat ve kültür ile ilgili hassasiyetlerinden ve projelerinden bahsedebilir misiniz?
İBB Miras ekibi, İstanbul’da var olan taşınmaz, somut ve soyut kültür varlıklarının korunması, projelendirme, bakım, onarım ve restorasyon faaliyetlerini yürüten oldukça donanımlı ve profesyonel uzmanlardan oluşmakta. Endüstri mirası sayılan birçok yapıyı restore ederek kültür sanat alanına kazandırdılar. Çağdaş sanat alanında emek veren, çalışan ve üreten isimlerle iş birliğine oldukça açıklar. Yaratıcı, eleştirel, güncel sanat pratiklerini takip ediyorlar ve kapsayıcı projelere destek oluyorlar. Müze Gazhane, Metrohan, Habitat Sanat, Taksim Sanat, Cendere Sanat, Haliç Sanat/Fener evleri dışında yakında açılacak olan Yedikule Gazhane, Feshane, Botter Apartmanı gibi projeleri mevcut.
Sanatçı: Gülçin Aksoy
'AKIŞIN TANIĞI...'
24 Ekim’de açılmış olan ve 30 Nisan’a kadar da gezilebilecek olan ‘Akışın Tanığı’ sergisinden biraz bahsedelim mi? Kimlerle bu sergi oluşturuldu? Küratörlü bu serginin tema içeriğinden, sanatçı seçiminden ve mekan-sergi ilişkisinden bahsetmen mümkün mü? Ve tabii İBB’nin sergiyle kurduğu ilişki, sponsorluk düzeyinde ne seviyede gerçekleşti acaba?
1902 yılında, Osmanlı Dönemi’nin sonlarında inşa edilen Cendere Su Pompa İstasyonu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Varlıkları Dairesi Başkanlığı’na bağlı İBB Miras ekiplerinin yürüttüğü işlevlendirme ve restorasyon sürecinin ardından, sanat müzesi olarak kapılarını açtı. Cendere Sanat Müzesi genel konsepti İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat başkanlığında İBB Miras ekibi ile birlikte Emre Zeytinoğlu, Esra Aliçavuşoğlu, Ebru Yetişkin, Marcus Graf ve benden oluşan bir danışma kurulu tarafından geliştirildi. Açılış sergisi olan “Akışın Tanığı” ve etkinlik içerikleri ise yine ben, Ebru Yetişkin ve Marcus Graf olarak üç küratör tarafından şekillendirildi. Cendere Su Pompa İstasyonu’nun hem mimarisi hem de tarihsel belleği ve işlevi sergi konseptinin çıkış noktası oldu. Suyun sonsuz akışı, mitolojide, kültlerde, teolojide, felsefede, edebiyatta ve sanatta güçlü bir alegori olarak karşımıza çıkıyor. Günümüzde iktidarın, savaşın, göçün ve ekolojik yıkımın neden olduğu tahribatı da çağrıştıran bu kavram, doğanın dinamizmi ile birlikte kültürün kalıcı değişimini de ifade ediyor. Su, insanlığa olduğu kadar doğaya da yön veriyor. Bu nedenle suyun akışı, çağlar boyunca dünyamızdaki sürekli değişim durumunu tanımlayan bir metafor olarak ortaya çıkıyor. Serginin sanatçıları, toplumumuzu şekillendiren akıntının gücünü kişisel perspektiflerinden ortaya koyuyor. Serginin başlığındaki “tanıklık” vurgusu da ilhamını bahçede bulunan 400 yaşındaki anıt çınardan alıyor. 22 sanatçının resim, heykel, yerleştirme, video, fotoğraf gibi disiplinler arası üretimlerinin izlendiği sergi, her bir küratörün davet ettiği sanatçıların kimi var olan kimi de bu sergi için yeni üretilen eserlerinden oluşuyor. Sergide eserleri yer alan sanatçılar; Alper Aydın, Burçak Bingöl, Çağrı Saray, Dilara Akay, Ebru Döşekçi, Elçin Acun, Elmas Deniz, Fırat Bingöl, Genco Gülan, Gizem Renklidağ, Gözde Mimiko Türkkan, Gökhan Avcıoğlu, Gülçin Aksoy, Gülhatun Yıldırım, Hüsamettin Koçan, İrem Tok, Onur Mansız, Pınar Öğrenci, Silvia Bener, Uğur Cinel, Volkan Aslan ve Yasemin Özcan.
Sanatçı: Hüsamettin Koçan
Sergiye ilgi nasıl? Bu mekanın sonraki projeleri hakkında bilgi vermeniz mümkün mü? Çünkü gördüğüm kadarıyla mekan çevresi ile de ayrıca görmeye değer. Sadece sergi görmek için değil, bir gün geçirilebilecek de bir mekan.
İstanbul’un enerjisine, kültür ve sanat yaşamına özgün ve etkileyici bir katkı sunmak üzere yola çıkan Cendere Sanat, disiplinlerarası bir anlayışla günümüz sanatını merkeze alan, kapsayıcı bir mekân olarak tasarlandı. Bu hedefin daha ilk sergide yerini bulduğunu gözlemlediğimi belirtmek isterim. Lokasyon olarak fazla bilinmediği halde özellikle hafta sonları çok sayıda izleyicinin mekanda zaman geçirdiğini gözlemledim. Mekan, metro gibi toplu taşıma araçlarıyla ulaşılabilir bir lokasyonda ve çevresinden çok sayıda ziyaretçi ağırlıyor. Bahçesindeki kafe, kitapçı, dinlenme alanları ve atölye alanı gibi sergi dışında da zaman geçirilebilir bir konsept olmasının etkisi büyük. Cendere Sanat Müzesi konseptinin, özgün ve sürdürülebilir bir kavramsal bütünlük içinde, disiplinlerarası bir anlayışla kültür ve sanat hayatına enerji katacak bir çerçevede olmasını hedefledik. Bu bağlamda günümüz sanatını merkeze alan dönemsel sergiler ve etkinlikler ile desteklenen bir içerikte, İBB Miras ve danışma kurulunun işbirliğinde gerçekleştirilecek bir program üzerinde çalışıyoruz. 6 Ay sürecek biçimde yılda 2 sergi ve bu sergiler çerçevesinde paneller, konferanslar, atölye çalışmaları, sergi turları, gösteriler ve performansları içeren programı dışında çevresiyle ve izleyicilerle kuracağı ilişkileri güçlendirecek eğitim etkinlikleri ile günümüz estetik içeriklerinin incelenmesi, araştırılması ve yorumlanmasına öncelik veriyor olacak. Tüm etkinlikler ve takvimleri Cendere Sanat sosyal medya hesaplarından takip edilebilir.
Sanatçı: Ebru Döşekçi
Bu söyleşi için çok teşekkür ederim. Ayrıca bu hafta sonu pazar günü gerçekleştirilecek olan etkinliği de duyurmak gerekir. Küratör ekibinin konuşması ve sonrasında da sanatçı Gülhatun Yıldırım’ın bir performansı olacak. Öyle değil mi?
Evet umarım herkes gelebilir. İleri Haber aracılığıyla da duyurmuş olalım.
Sanatçı: Fırat Bingöl
Bu yeni mekanlar umarız uzun yıllar, kültür ve sanat konusunda sürdürülebilir bir alan açmaya devam eder. Tekrar teşekkürler.