IŞİD'in Suriye içine militan akışını gerçekleştirdiği güzergahta en önemli geçiş kapılarından biri olan Menbiç'te çatışmalar kızıştı. Menbiç'in IŞD'den geri alınması için Fransa'nın da geçen hafta asker göndermeye karar verdiği operasyonlar ikinci haftasını doldurdu.
Bu yazıda, hem Suriye'deki savaşın aktörlerine kısaca değinip, Menbiç operasyonu ve sonrasının olası gerilimli başlıklarına bakacağız.
Yaklaşık 6 yıl önce rejim karşıtı eylemler ile başlayan durum dünyanın en kanlı terör örgütlerinin varlık gösterdiği bir iç savaşa dönüştü. Son günlerde Batı Esat karşıtı tutumunu her ne kadar yumuşatsa da bugüne kadar somut bir çözüm önerisinde bulunmadığı gibi krizin daha da büyümesine yol açtı.
ABD’nin ve Türkiye-Katar-Suudi Arabistan üçlüsünün Suriye iç savaşının bitirilmesi konusunda samimi olmadığı bir gerçek. El Nusra ve Ahrar-ur Şam gibi örgütlere örtülü desteğini sürdüren Batı, ülkede terörle mücadeleyi yavaşlatan en önemli etken. Geçen hafta Rusya ABD’nin kendilerinden El Nusra hedeflerini vurmamalarını istediğini açıkladı. Uluslararası bir komployla karşı karşıya kalan ülkede neredeyse bütün altyapı çöktü. Ülke göçler ve ölümlerle ciddi bir insan gücü kaybına uğrarken milyonlarca Suriyeli ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Konuştuğum Suriyelilerin pek çoğu savaş bitse de ülkenin yeniden inşasının on yıllarca süreceğini ve bu yüzden bir daha geri dönmeyeceklerini söylüyorlar.
İç savaşın ilk günlerinden bu yana Rusya, İran ve Lübnan Hizbullahı Suriye’ye siyasi ve askeri desteğini sürdürüyor. Suriye iç savaşı özellikle Rusya’nın müdahalesiyle birlikte farklı bir konuma geçmekle birlikte Esad’ın meşruiyetini güçlendiren Rusya hava harekatlarıyla pek çok şehir ve kasabanın yeniden hükümetin kontrolüne geçmesini sağladı. Palmira’nın kurtarılması Suriye iç savaşında özellikle psikolojik açıdan önemli bir dönüm noktasıdır.
YPG ve Suriye Demokratik Güçleri savaş alanında özellikle Suriye’nin kuzeyinde önemli aktörlerden. Rojava’nın IŞİD’den kurtarılmasında büyük başarılar sergileyen YPG bölgede küçük çatışmalar dışında kontrolü sağlamış durumda.
Yaklaşık bir hafta önce ABD Özel Kuvvetlerinin ve YPG’nin Rakka’ya doğru ilerleyeceği haberlerinin ardından ABD destekli SDG birlikleri Menbiç’e yöneldiler. Cerablus-Azez hattında bulunan Menbiç, bölgede en stratejik bölgelerden birisi. Suriye iç savaşında adını sık sık duyduğumuz Cerablus, Azez, Mare, Afrin ve Menbiç aslında büyük şehirler olmamakla birlikte Halep’e bağlı stratejik öneme sahip ilçeler. Menbiç Türkiye sınırında Karkamış ilçesinin karşısında Cerablus’un güneyinde yer alıyor. Türkiye sınırına 40 kilometre mesafede bulunan Menbiç bugüne kadar stratejik önemi nedeniyle cihatçı örgütlerin hakimiyet mücadelesi verdiği bir bölge oldu. IŞİD Suriye içlerine militan akışını bu bölge üzerinden yürütüyor.
Geçtiğimiz hafta Fransa Savunma Bakanlığı yaptığı bir açıklamayla Suriye’nin kuzeyinde SDG ile birlikte hareket ettiğini duyurdu. Sahada SDG birliklerine danışmanlık yaptığını açıklayan Fransa aynı zamanda Kobane’de askeri bir üs inşa ediyor. Bu durum Suriye hükümeti tarafından sert bir şekilde eleştiriliyor.
Menbiç’e yapılan operasyonun hedeflerinden birisi de IŞİD’in Türkiye sınırıyla bağlantısı kesmek. Böylece IŞİD Avrupa’ya açılan tek kapısını kaybedecek. Türkiye’yi ikna etmek için SDG güçleri arasında YPG’nin az sayıda askerle yer aldığı ve kurtarılan bölgelerin Araplara bırakılacağı operasyon öncesi SDG tarafından açıklandı. Fırat’ın batısını kırmızı çizgi olarak gördüğünü sık sık belirten iktidar ABD’yi karşısına almak istemediği için mevcut duruma tepkisel yaklaşmak yerine izlemekle yetiniyor. Sünni Arap, Kürt ve Süryanilerden oluşan SDG’nin geçtiğimiz günlerde düzenlediği operasyonla 17 köy IŞİD’den kurtarıldı. Til-um Serrac tepesinin de SDG tarafından ele geçirilmesiyle Menbiç-Rakka karayolu kapatılmış oldu.
Öte yandan Suriye Arap Ordusu Rus Hava Kuvvetlerinin desteği ile Rakka vilayetine bağlı pek çok köy ve kasabayı IŞİD’den kurtardı ve Rakka şehir merkezine doğru ilerlemeye devam ediyor. Rakka’nın tamamen IŞİD’den kurtarılması iç savaşın seyrini değiştireceği gibi ülkede hükümetin ve ordunun konumunu daha güçlü bir noktaya taşıyacak.
Aynı zamanda Halep’in kurtarılması için şehrin kuzey batısına birliklerini gönderen Suriye Arap Ordusu pek çok cephede savaşmaya devam ediyor.
Suriye sorunu içinde çözülmesi zor pek çok denklem barındırıyor. Halep’in kuzeydoğusundan SDG ve güneydoğusundan Suriye Arap Ordusu’nun yürüttüğü operasyonların temel amacı Cerablus-Azez hattındaki bölgeyi IŞİD’den tamamen temizlemek ama sonrası pek çok soru işaretine gebe. YPG ve Suriye Arap Ordusu arasındaki gerilimin azalması kısa vadede mümkün görünmüyor. Savaşın başlarında kuzeyde ayrı bir cephe daha açmak istemeyen Suriye hükümeti YPG ile savaşmak yerine bölgeyi onların kontrolüne bırakmayı tercih etmişti. Yan yana gelmeseler de karşı karşıya gelmeyerek farklı cephelerde IŞİD ile savaşlarını sürdürdüler. Fakat Rusya ve İran’ın askeri desteğini alan Suriye hükümeti YPG’ye pek sıcak bakmıyor. Zaman zaman YPG ve Suriye Arap Ordusu arasında silahlı çatışmalar yaşanıyor. Federalizm talepleri ve ABD desteği Suriye hükümetinin YPG’ye mesafeli durmasına sebep oluyor. SDG’yi YPG’nin alt birimi olarak gören Suriye hükümeti Cerablus-Azez hattında SDG’nin Amerikan Özel Kuvvetleriyle birlikte ilerleyişinden memnun değil fakat mevcut askeri durum şimdilik somut bir tepki vermesini engelliyor. Daha çok alt düzey Suriyeli yetkililerin bölgede tek meşru askeri gücün Suriye Arap Ordusu olduğu yönünde açıklamalarıyla karşılaşıyoruz.
Önümüzdeki günler, Suriye’de bir yandan IŞİD’e karşı operasyonların, öte yandan iktidarla YPG arasındaki ilişkilerin seyrini belirleyecek.