TİP Adalar Adayı Gizem Gülen: Öz yönetim kavramını uygulanabilir hale getirmek istiyoruz

TİP Adalar Adayı Gizem Gülen: Öz yönetim kavramını uygulanabilir hale getirmek istiyoruz

Gizem Gülen, Adalar’da yönetim anlayışını kökten değiştirmeyi hedeflediklerini kaydetti.

İleri Haber

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Adalar Belediye Başkan Adayı Gizem Gülen, Adalar’da partisinin yerel yönetim anlayışına ilişkin yaptığı açıklamalarda, bir ideal uğruna seçimlere girdiklerini kaydederek “Yönetim anlayışını komple değiştireceğiz. ‘Öz yönetim’ kavramını gerçekten uygulanabilir bir hale getirmek istiyoruz” şeklinde konuştu.

TİP, 13 bin 600 seçmen sayısıyla İstanbul’un en az seçmene sahip ilçesi olan Adalar’da uzun yıllar Adalar’da yaşayan, bölgenin sorunlarını ve çözümlerini yerinde tespit eden mimar Gizem Gülen’i 31 Mart seçimleri için belediye başkan adayı göstermişti.

Seçim çalışmaları kapsamında, 23 Mart Cumartesi günü TİP Genel Başkanı Erkan Baş ile Adalılarla buluşacak olan Gizem Gülen, halk buluşması öncesinde 31 Mart seçimleri ve partisinin yerel yönetim hedeflerine ilişkin açıklamalarda bulundu.

‘SAHİP OLDUĞUMUZ BÜTÜNCÜL ANLAYIŞ ADA İNSANINI VE KÜLTÜRÜNÜ KORUMAYI KAPSIYOR’

Kamucu belediye anlayışıyla, Adalar halkı ve doğası için mücadele edeceklerini belirten Güven, belediye başkanlığının yanında belediye meclisinde çoğunluğu almayı da hedeflediklerinin altını çizdi.

Dünya çapında değere sahip Adalar’ın özgün dokusu, doğası ve biricikliğiyle korunması için çalışacaklarını belirten TİP Adalar Belediye Başkan Adayı Gizem Gülen, Adalar’ın imar planlarıyla tehdit altına girmiş özgün mimari dokusunun ranta kurban edilmemesi için mücadele edeceklerini vurgulayarak şunları kaydetti:

“Adalar kentsel, doğal ve arkeolojik sit alanı olmasına rağmen, halihazırda işlemeyen belediyecilik yüzünden çok büyük bir tehdit altında. Adalıların temel geçim kaynağı turizmin sürdürülebilir bir şekilde devam etmesi için ilçenin özgün yapısının korunması şart. Biz bu işi salt mekânı korumak olarak görmüyoruz. Sahip olduğumuz bütüncül anlayış ada insanını ve ada kültürünü korumayı da kapsıyor.”

‘HALKIN KIYILARA ERİŞİMİNİ ENGELLEYEN TÜM ÇİT VE PARMAKLIKLARI KALDIRACAĞIZ’

Adalar’da yaşayan yaşlı ve çocuk nüfusunun göz ardı edildiğine dikkat çeken Gizem Gülen, “İlçemizin nüfusunun büyük çoğunluğu yaşlılardan oluşuyor ancak yaşlı bakımı için herhangi bir hizmet bulunmuyor. Dört tarafı denizlerle çevrili ilçede, belediye tarafından desteklenen ada çocuklarının faydalanacağı herhangi bir su sporu faaliyeti yok” şeklinde konuştu.

Çözümü mümkün sorunların rant hesapları nedeniyle kangrene dönüştüğünü kaydeden Gülen, halkın kıyılara erişimini engelleyen tüm çit ve parmaklıkları, Kıyı Kanunu tarafından belediyeye tanınmış yetkiyle kaldıracağı sözünü vererek şunları kaydetti:

“Bu aslında çok kolay gibi görünen ama sorunların birbirinin içine geçmiş yapısı sebebiyle ayrıştırmaya kalktığımızda parçalanma riski taşıyan bir sorun. Kültürel mirasın tahribatı, kıyılar meselesi, ulaşım, ulaşım… Bunları birbirinden ayırmak çok doğru değil. Çünkü komple ele alınması gereken ve hiçbir zaman bu anlayışla ele alınmamış sorunlar.

Denize erişimi ve deniz görünümünü engelleyen tüm uygulamaları sonlandıracağız. Sıkı bir organizasyonla Adalar’ın tüm sokaklarında çöp sorunu hızlı bir şekilde çözeceğiz.”

‘ADA BOSTANLARI SAYESİNDE ADALILAR HEM UCUZ HEM DE SAĞLIKLI GIDAYA ERİŞECEK’

Adalar halkının, lojistik maliyet yüzünden tazeliğini yitirmiş, kalitesiz gıdaya anakaraya kıyasla çok daha pahalıya ulaştığını aktaran Gizem Gülen seçim sonrası planlarını şöyle sıraladı:

“Organik atıkların Adalar sınırları içinde dönüşümünü sağlayacağız. Adalar halkı tekrar bostanlarına kavuşacak. Ada Bostanları sayesinde Adalılar hem ucuz hem de sağlıklı gıdaya erişecek. Adalar’ın yıllardır çözülemeyen bir diğer sorunu ise trafik. Akülü araçlara denetim getirilecek; Ada sokakları yeniden Adalıların ve ziyaretçilerinin zevkle ve güvenle yürüyebildikleri sokaklar olacak. Adalar sınırları içindeki özgün mimari örnekler korunacak; yapıları özgün kılan mimari öğeleri özel koruma altına alacağız.”

‘ADALAR’DA SEÇİM TİP VE CHP ARASINDA GEÇECEK’

Farklı siyasi görüşlerden yurttaşların desteğini kazandıklarını kaydeden Gizem Gülen, iddialı oldukları her ilçede olduğu gibi Adalar’da da CHP’nin “oyları bölme” suçlamasıyla karşılaştıklarını ancak bunun bir gerçeklik payı olmadığını şu sözlerle aktardı:

“Seçim TİP ve CHP arasında geçecek. TİP; laiklik, özgürlükler, doğa ve emek konusunda çok hassas ve mücadele azmine sahip. TİP olarak adaylıklarımızı, bu kaygılar doğrultusunda ince eleyip sık dokuyarak belirlediğimizi rahatlıkla söyleyebilirim. Adalar’da durum diğer ilçelere göre oldukça farklı; burada bir AKP tehdidinden söz etmek mümkün değil. Adalar’da gerek Belediye Başkanlığı gerekse Belediye Meclisi seçimi TİP ve CHP arasında geçecek. 31 Mart günü oy kabinine girdiğinizde önünüze konan temelsiz korkuların değil; Adalar’ın geleceğine dair güzel hayalleriniz sizleri yönlendirsin. Biz inanıyoruz ki kazanacağız.”

‘SOSYALİSTLER EN ADİL, EN KATILIMCI, EN ŞEFFAF, EN HALKÇI ŞEKİLDE YÖNETİR’

Gizem Gülen’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Bu ülkede kutuplaştırılmış bir yönetim anlayışına mahkum edildik. O yüzden ada halkının da bu kaygıları taşımasını çok iyi anlıyorum. Fakat biz sürekli 2 parti tarafından yönetiliyoruz ve hayatımızda hiçbir şey değişmiyor. Bu yüzden olaya herhangi birini kaybettirmek penceresinden değil, tamamen Adalılara, adaya kazandırmak penceresinden bakıyoruz. Sahaya çıktığımızdan bu yana ada halkından da aynı tepkileri alıyoruz, onların da aynı pencereden baktığını görüyoruz. Çok farklı siyasi görüşlerden insanlar bizim varlığımızdan umut duyuyorlar. Hatta bu seçim özelinde asla sandığa gitmeyeceğini söyleyen insanlar coşkuyla karşılıyorlar ve onlara umut verdiğimizi görmek bize de güç kazandırıyor. Şimdi tüm bu olaylara karşılık bizim seçime girmememiz esas bir kayıp olurdu diye düşünüyorum. İşte bu yüzden değişmek şart diyoruz zaten.

En adil, en katılımcı, en şeffaf, en halkçı zaten sosyalistler yönetir. Bizler kendi çıkarlarımız için değil, bir ideal uğruna buradayız. Bu ideal, halkın pasifleştirilmediği, yaşadığı yerde olup biten her şeye bizzat dahil olabildiği, refleks gösterebildiği bir yaşam kurgusu, yani sosyalist belediyecilik.

‘ÖZ YÖNETİM KAVRAMINI UYGULANABİLİR HALE GETİRMEK İSTİYORUZ’

Yönetim anlayışını komple değiştireceğiz. Bu anlayışla birlikte gelen rehaveti, keyfiliği ortadan kaldıracağız. ‘Biz kimi koyarsak koyalım, nasıl olsa seçiliriz’ anlayışı, bu harika coğrafya ve Adalılara bir haksızlık. Bunu tamamen değiştirmek istiyoruz. ‘Öz yönetim’ kavramını gerçekten uygulanabilir bir hale getirmek istiyoruz. Adalılar diğer türlü anlayışla yıllarını kaybetti. Artık bunu tersine çevirmek bizim elimizde.

Belediye başkanlığının yanında belediye meclisi için alacağımız her oy, orada alınacak kararlarda ve elbette komisyonda söz sahibi olacağımız anlamına gelir. Ve bunun ada halkı için çok büyük bir anlamı var. Çünkü ilk defa bir şeyler kurgulanırken yönetime dahil olma şansı elde edecekler. Bu benim de özlediğim bir şey ve mecliste bunu sağlayabiliriz. 3-4 tane milletvekilimiz parlamentoyu nasıl sallıyorsa belediye meclisinde de üyelerimiz aynı etkiyi gösterecektir. Türkiye İşçi Partisi'nin meclis üyeleri sayesinde o meclisten Adalar halkının aleyhine hiçbir karar çıkamaz.

Adaların hak ettiği ve adalara en çok sahip çıkacak ekibin adaları yönetmesi gerektiğini düşünüyoruz. Alanında uzman, çok güçlü, adanın problemlerine son derece hakim ve zaten mücadelenin içinden gelen bir ekibimiz var. Bu liste karşısında adasını seven herkesin zaten bize oy vereceğini düşünüyoruz.”