TİP İstanbul il Örgütü'den 'Can Atalay'a özgürlük' eylemi
Yargıtay 3. Ceza Dairesi geçen hafta Gezi Davası kapsamında Can Atalay, Mine Özerden, Osman Kavala, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman’ın cezalarını onamıştı.
İleri Haber
TİP İstanbul İl Örgütü tarafından Yargıtay’ın Gezi Davası’nda verdiği kararlar ve Hatay Milletvekili Can Atalay’ın hukuksuz biçimde cezaevinde tutulması yapılan eylemle protesto edildi. Yapılan açıklamada, “Yargıtay kararının arkasındaki siyasi irade, milyonlara, Türkiye halkının demokratik tercihlerine saldırma cüreti gösterdiğini bilmelidir. Cezaevindeki siyasi tutsaklar, gazeteciler, kayyumlar ya da en basit demokratik haklarını kullanması engellenen emekçiler bu zorbalığın açık kanıtlarıdır. Bu saldırganlık ve zorbalık, yanıtını mücadelemizle alacaktır” denildi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi geçen hafta Gezi Davası kapsamında Can Atalay, Mine Özerden, Osman Kavala, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman’ın cezalarını onamıştı.
Bu kararın ardından Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş tarafından Hatay’dan Ankara’ya “Özgürlük Yürüyüşü” başlatılmıştı.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul İl Örgütü bugün Gezi Davası’nda verilen karar ve TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın hukuksuz biçimde cezaevinde tutulması Kadıköy Süreyya Operası önünde yaptığı eylemle protesto etti.
'KARAR YOK HÜKMÜNDEDİR'
Burada yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin verdiği kararlar Türkiye siyaset ve hukuk tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Osman Kavala’nın cebren ve şiddete başvurarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs; Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman ve Mine Özerden’in ise teşebbüse yardım suçlamalarıyla aldıkları cezalar hem kanuni açıdan hem de Gezi’ye katılan milyonların ve halkın vicdanı bakımından yok hükmündedir.
Saray yargısı, karar ilamında yazdığı gibi millet adına değil halk düşmanları adına, Gezi’den korkanlar adına, özgürlüklerimize ve emeğimize savaş açanlar adına karar vermiştir.
Gezi, Türkiye’nin bütün kentlerinde özgürlükleri için, doğa için, hakları için yürüyen, hükümeti istifaya davet eden milyonların eseri ve onurudur. Yargıyı siyasetin basit bir aleti haline getirenler şunu iyi bilsin. Halk yargılanmaz. Saray ve onun siyasi çıkarlarına alet olanlar er ya da geç işledikleri suçların bedelini öder.
Yargıtay kararının Türkiye İşçi Partisi Hatay milletvekili Can Atalay’ı ilgilendiren kısmı, halk iradesini gasp etmeye dönük bir başka hukuk katliamıdır. Can Atalay, on binlerce Hataylının oylarıyla seçilmiş, ömrünü toplumsal davalara adamış bir hukuk ve mücadele insanıdır. Anayasa Mahkemesi’nin Atalay hakkındaki başvuruya ilişkin görüşme takvimini açıkladığı gün Yargıtay tarafından verilen karar halk iradesine AYM’ye ve Hataylılara karşı açık bir tehdit, boyun eğdirme girişimidir. Yaptığınızı görüyoruz ama geri adım atmayacağımızı ilan ediyoruz. Yargıtay kararıyla kesinleşen hüküm, Saray’ın halk düşmanlığıdır.
Halk iradesini gasp etmeye çalışmak darbeciliğin en açık ispatıdır.
‘ZORBALARA MEYDAN OKUYORUZ’
Can Atalay ve Gezi Davası meselesi, ne bir avuç insanın, ne Hatay halkının ne de sadece TİP’in konusudur. Mesele tüm Türkiye’ye, emekçilere, milyonlara aittir. Yargıtay kararının arkasındaki siyasi irade, milyonlara, Türkiye halkının demokratik tercihlerine saldırma cüreti gösterdiğini bilmelidir. Cezaevindeki siyasi tutsaklar, gazeteciler, kayyumlar ya da en basit demokratik haklarını kullanması engellenen emekçiler bu zorbalığın açık kanıtlarıdır. Bu saldırganlık ve zorbalık, yanıtını mücadelemizle alacaktır.
Zorbalara, halk düşmanlarına meydan okuyoruz.
1 Ekim’de Özgürlük Yürüyüşümüzü başlattık.
Herkes bilsin; bu yürüyüş yalnız TİP’in, yalnız TİP Genel Başkanı Erkan Baş’ın, yalnız yürüyüşe fiilen katılan kişilerin değil.
Hatay’dan Ankara’ya kadar, özgürlüklerimiz için, halkın demokratik iradesini ortaya koymak için, onurumuz olan Gezi için yürüyoruz.
Ama yalnız bunlar için değil… Deprem suçları ve suçlularını ifşa etmek için, emekçilerin hakları için, kadınlar için, doğanın talanına dur demek için, gençler için, barış için, sanatçılar için, gazeteciler için, Cumhuriyet’in ikinci yüz yılına emeğin ve özgürlüklerin damga vurması için yürüyoruz.
Yanımızda yüzler, binler, arkamızda milyonlar olarak yürüyüşümüzü sürdürüyoruz.
İl, il, ilçe ilçe, köy köy özgürlük ateşini büyütmek için yürüyoruz.
Saray’ın korkusunu gerçek kılmak için, direnen tüm dostlarımızla, toplumsal mücadelenin tüm güçleriyle yürüyüşümüzü gerçekleştireceğiz ve kazanacağız.
Halk kazanacak, Gezi kazanacak!