Vitrin: Yeni Çıkanlar

Vitrin: Yeni Çıkanlar

Haftanın öne çıkan kitapları arasından sizlere özel bir derleme yaptık. Keyifli okumalar ve iyi pazarlar dileriz.

Hazırlayan: Deniz Burak Bayrak

KADIN HAKLARININ GEREKÇELENDİRİLMESİ – MARY WOLLSTONECRAFT

Feminist külliyatın bugün hâlâ başvurulan bu ilk ve en temel eseri, kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmaları, daha kapsamlı bir eğitim görebilmeleri, çalışmaları ve sonuçta özgürleşmeleri gibi, yazıldığı dönemde bir kadın tarafından ağza alınması bile imkânsız görünen konuları içerir. Kadın hakları savunucusu Wollstonecraft, kadını sistematik bir şekilde maruz bırakıldığı aşağılanmadan kurtarmak uğruna, dünyaca ünlü yazarlara, dönemin saygın din adamlarına, politikacılarına korkusuzca verip veriştirir. Çağdaşlarının aksine, okuma yazma öğrenmeden eline iğne ipliği alıp nakış işlemeye başlayan kız çocuklarını takdirle değil endişeyle izleyen feminist yazar, kadınların eğitimini yalnızca ev işleriyle sınırlandıran milli eğitim raporunu da görünce, hırsla kadını bu noktaya getiren tüm görüşleri akıl yürütmeye dayalı açıklamalarla çürütmeye koyulur ve kadının, erkeğin imkânlarına sahip olduğunda toplumun kazanabileceği değerleri savunur. Kadınların eğitim, evlilik, çalışma gibi farklı alanlarda yapması gereken devrimin detaylarıyla anlatıldığı eser, hem Wollstonecraft’ın içten yazımını deneyimlemek hem de günümüzde kadın haklarının ve toplumsal cinsiyetin geldiği noktayı görebilmek açısından önemlidir.

KÜNYE: Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi, Mary Wollstonecraft, çeviren: Burcu Şahinli, Can Yayınları, 2022, 312 sayfa.

SON EMEL – MEHMET RAUF

Aman Yarabbi, Köprü, Köprü... Bunu şimdi birdenbire ne kadar, ne kadar sevdi. O üzerinden binlerce defa geçmiş olduğu yer; bu serilmiş, ölmüş hayatıyla, elini kaldırmanın bile acı verdiği şu haliyle orası; şimdi erişilmez bir saadet gibi uzak, imkânsız ve temas edilemez geliyordu.

“Son Emel’deki hikâyelerde Mehmet Rauf edebiyatının önde gelen unsurlarından kadın ve aşk hemen göze çarpar. Kadınlar ve erkekler arasındaki sohbetler, bu sohbetlerin kadınlar, aşk, cinsellik ve evlilik üzerinde dönmesi de onun edebiyatında çok rastladığımız unsurlardandır. Özellikle bu kitapta Mehmet Rauf, son emeline doğru koşan bireylerin ruh hallerini anlatmak için senfoniye benzeyen bir yapı oluşturmuştur.” Seval Şahin

KÜNYE: Son Emel, Mehmet Rauf, Can Yayınları, 2022, 152 sayfa.

HACILAR YOLU – ABDULRAZAK GURNAH

Hacılar Yolu, aşk ve ırkçılık gibi iki uzak ucu aynı merkezde buluşturmayı başaran bir başyapıt.

İngiltere’deki hayatında aşağılanmayla, yoksullukla mücadele eden Daud, bir yandan da Tanzanya’daki acı dolu geçmişinin bıraktığı kalıntıları mercek altına alıyor. Hizmetli olarak çalıştığı hastanede hemşire Catherine’le tanışmasıyla ve kendini gerilimli bir aşkın içinde buluşuyla, Daud’un hayatı yeni bir safhaya geçiyor. Çok az kişinin zihnini büsbütün arı tutabildiği ayrımcılık karşısında âdeta hissizleşiyor Daud, ama yeni direniş yöntemlerinin peşine düşmekten de vazgeçmiyor.

2021’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Abdulrazak Gurnah, sömürgecilik sonrası edebiyatın özgün ustası olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

KÜNYE: Hacılar Yolu, Abdulrazak Gurnah, çeviren: Mehmet Deniz Öcal, İletişim Yayınları, 2022, 268 sayfa.

DEVRİM OKUMALARI – EDWARD HALLETT CARR

Devrim Okumaları, Britanyalı tarihçi Edward Hallett Carr’ın, devrimler tarihinin önemli isimleri, eserleri ve süreçleri üzerine kaleme aldığı bir dizi makalesini bir araya getiriyor.

Eser, “öncü” olarak nitelenen Saint-Simon’a dair bir makaleyle başlıyor. Bunu, Komünist Manifesto’yu, Manifesto’nun yazılış sürecini ve elbette yazarları Marx ve Engels’i konu edinen bir makale takip ediyor. Akabindeyse, devrimler tarihinin iz bırakmış diğer pek çok ismi ele alınıyor: Proudhon, Herzen, Lassalle, Plehanov, Lenin, Sorel, Gallacher ve son olarak kendisine iki makaleyle yer verilen Stalin. Bundan başka, eserde, 19. yüzyılın kimi Rus düşünürleri ile ilgili, Alman Komünist Partisi ve Almanya’da başarısızlıkla sonuçlanan devrim süreci ile ilgili yazılar da bulunuyor.

Toplamda 14 makaleden oluşan Devrim Okumaları, devrimler tarihine ilişkin hem önemli bir kaynak hem de sağlam bir giriş kitabı olma özelliğine sahip.

KÜNYE: Devrim Okumaları, Edward Hallett Carr, çeviren: Elif Gazioğlu, Yordam Kitap, 2022, 192 sayfa.

DÜŞÜMDE VE DIŞIMDA – ORHAN DURU

“Düşümde ve Dışımda”, klasik öykünün kalıplarını bozarak yeni bir anlatı dili geliştiren 1950 Kuşağı’nın ele avuca sığmaz yazarı Orhan Duru’nun dokuzuncu kitabı.

Tıpkı kentin karmaşası gibi, birbirinin içine geçmiş olaylarla, olgularla, durumlardan ve sözcüklerden üreyen yeni çağrışım ve sıçrayışlarla örülü Duru’nun öyküleri. Seçimlerden kokorece, küreselleşmeden dürüme, iletişimden özelleştirmelere, iklimden arkeolojiye, sokaklardan evlere, kısacası günlük yaşamın içinde olup da değinmediği konu yok neredeyse.

Orhan Duru’nun yaşadığımız çağa ilişkin bu düş gücü, ironi ve hiciv dolu metinlerini keyifle okuyacaksınız.

“İstanbul olimpiyatlarını düşünüyorum gözlerim kapalı. Bir yerde start veriliyor. Göstericiler ile polis arasında yarışma ve çatışma başlıyor. Molotofkokteylleri atılırken Samaranch gelip sporcularımızı yanaklarından öpüyor. Koşularda yarışmacılar pistteki çukurlara düşüyor. Üç adım atlamada mehter takımı araya giriyor alkışlar arasında. Ardından İbo sahneye çıkarak tüm dünyaya barış ve lahmacun mesajı veriyor ve tüm bunları CNN canlı olarak yayınlıyor. Habitat’ta deneyimimizi artırdığımız için atletlerimizin enerji açığını kapatmaya uğraşıyoruz. Bu arada sular kesiliyor ve yarışı ter içinde bitirmiş atletler duş yapamadıklarından Cağaloğlu Hamamı’nı açıyoruz onlara, kese, sabun ve birer peştamal.”

KÜNYE: Düşümde ve Dışımda, Orhan Duru, Yapı Kredi Yayınları, 2022, 160 sayfa.

MÜSİLAJ-AĞIT MI UMUT MU? – MUSTAFA SARI

Marmara Denizi’ni kapladığında varlığından haberdar olduğumuz müsilaj, denizle kurduğumuz yanlış ilişkinin sonucu. Denizi sihirbaz zannettik. Yıllardır 25 milyon insanın evsel atıklarını, Türkiye’nin yarısına hizmet sunan endüstrinin atıklarını, denizcilik faaliyetleri sonucu ortaya çıkan atıkları ve yoğun tarımsal üretimden kaynaklanan atıkları yeterince arıtmadan denize boca ettik. Denizin can damarı olan akarsuları birer atık kanalı haline getirdik. Yanlış avcılık teknikleriyle dibini kazıdık. Orijinal yapısının aslında kırılganlığının da bir göstergesi olduğunu dikkate almadık. Nedeni insan olan iklim değişiminin yıkıcı etkilerinin denizleri de ısıtacağını düşünmedik. Sonra müsilaj ortaya çıkınca suçlu aramaya başladık. Oysa müsilaj, kirlenen ruhlarımızın, denize karşı kaybettiğimiz saygının bir dışavurumuydu aslında. Eğer denizle olan ilişkimizi doğru bir temele oturtmazsak zamanı meçhul, tekrarı kesin yeni müsilaj kâbuslarıyla yüzleşeceğiz. Yol ayrımındayız. Ya denizin müsilajla verdiği mesajı alıp denizimizi kurtaracağız ya da vazgeçeceğiz.

Bu kitap müsilajı tüm yönleriyle ele alıyor. Müsilajın oluşumunu, nedenlerini, kirlilik kaynaklarını akıcı bir dille açıklıyor. Müsilajla ilgili akla gelebilecek bütün soruları hepimiz adına sorarak cevaplıyor. Ağıt yakmayı bırakıp, müsilajdan yaptığı yuvasında neslini devam ettirmeye çalışan çırçır balığının yaktığı umut ışığının peşine düşmeyi öneriyor. Suçu başkalarına atmak yerine bireysel olarak yapabileceklerimizi bize hatırlatıyor.

KÜNYE: Müsilaj-Ağıt mı Umut mu?, Mustafa Sarı, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2022, 208 sayfa.

KAVRAMLAR TARİHİ: ÖZGÜRLÜK – ARMAĞAN ÖZTÜRK, C. CENGİZ ÇEVİK

Özgürlük aynı anda hem ontoloji ve teoloji hem de siyaset felsefesiyle ilgili bir meseledir. Bu kavramın işaret ettiği durum ilk bakışta apaçıktır. İnsanın engellenmeden veya sınırlandırılmadan istediğini seçebilmesi, yapabilmesi veya hareket edebilmesi özgürlüğü anlatır. Ancak işin içine determinizm, yazgı, arzu, irade ve seçim gibi unsurlar girince insanın özgürlüğüne dair tartışma daha karmaşık bir kerteye doğru dönüşüme uğrar.

Tarih boyunca pek çok düşünür ve ideoloji insanın hem özgür olup hem de siyasal toplumun bir üyesi olarak yaşamasının mümkün olup olmadığı sorusuna yanıt aramaya çalışmıştır. Bu son hatırlatma bağlamında özgürlük, yurttaşın devlet ve bireyin toplumla kurduğu ilişkinin nirengi noktasını oluşturur. Özellikle modern toplumların örgütlenme biçimi bağlamında özgürlüğün yokluğu devleti meşru, toplumsal yaşantıyı ise anlamlı olmaktan çıkarır.

Armağan Öztürk ve C. Cengiz Çevik tarafından derlenen bu çalışma özgürlük kavramının düşünce tarihindeki serüvenini bir dizi makale aracılığıyla soruşturmakta. Filoloji, felsefe, siyaset bilimi, sosyoloji ve tarih bilimlerine ait birikimleri metinleştiren çalışmaların ortak noktası ise ele aldıkları düşünür, düşünce akımı veya dönemde özgürlüğün içeriğini sınırlarıyla birlikte ayrıntılı bir şekilde ortaya koymaktır.

KÜNYE: Kavramlar Tarihi-Özgürlük, Armağan Öztürk, C. Cengiz Çevik, Doğu Batı Yayınları, 2022, 684 sayfa.

HAZ – REVAN LEILANI

İlk kitabı Haz’ı yayımladığında siyah kadın edebiyatına bomba gibi düşen Leilani, ressamlığının da etkisiyle düzyazısını farklı tonlar ve ıstırap dolu fırça darbelerini çağrıştıran renklerle dolduruyor. Dilinin ihtişamı, cümlelerinin sürprizleri ve keşfedilmemiş yönleriyle insanı sarmalıyor. Haz, kapitalizmin, ırkçılığın ve cinsiyetçiliğin cenderesine sıkışmış, istikrar ve şefkat isteyen zorluk içindeki genç bir kadını merkezine alıyor.

Edie yirmili yaşlarında hayatta tökezlemeye başlıyor. Vasat bir apartman dairesinde yaşıyor, işine gidip geliyor, doğru kişiyi bir türlü bulamıyor. Aynı zamanda, içinde kaynayan sanata ara sıra da olsa can veriyor. Kurallar çerçevesinde açık bir evlilik yaşayan Eric ve Rebecca ile tanışıyor. İşsiz kaldığında Eric’in evine davet ediliyor. Rebecca için tereddütlü bir müttefik ve evlatlık kızına fiili bir rol model hâline geliyor.

Jilet gibi keskin, kurnazca komik ve fazlasıyla sürükleyici olan Haz, çalkantılı bir çağda hayatını –açlığını, öfkesini– anlamlandırmaya çalışan genç bir kadının portresi.

KÜNYE: Haz, Revan Leilani, çeviren: Aslıhan Kuzucan, İthaki Yayınları, 2022, 208 sayfa.

BEZELYE ÇORBASI DEDEKTİFLİK TAKIMI – RIEKE PATWARDHAN

Öğretmeni tarafından “uyumlu” olarak nitelendirilen Nils, yanına oturan Evi’nin sırasını işgal etmesine de sesini çıkaramaz. Üstelik birlikte takım kurmaktan başka seçeneği de yoktur. Sınıfa yeni gelen Lina’nın aralarına katılmasıyla kurdukları takımın görevi de belli olur: Lina’ya dillerini öğretecek ve entegrasyonu için yardımcı olacaklardır.
Ama işler planladıkları gibi gitmez. Nils’in dedesiyle büyükannesi son zamanlarda tuhaf şeyler yapmaktadır:
Lezzetli yemeklerin yerini yanmış patatesler almış ve evin her köşesine bezelye çorbası konserveleri yığılmıştır. Bezelye Çorbası Dedektiflik Takımı’nın yeni görevi Nils’in büyükannesinin sırrını çözmektir. Hem de azılı rakipleri 22 Soru İşareti Takımı’na rağmen!
Arkadaşlığın koruyucu gücü hakkında zekice kurgulanmış derinlikli bir roman!

KÜNYE: Bezelye Çorbası Dedektiflik Takımı, Rieke Patwardhan, çeviren: Semra Peltek, Kırmızı Kedi Çocuk, 2022, 136 sayfa.

HERKESE İYİ GECELER – CHRIS HAUGHTON

Güneş batıyor ve herkesin gözünden uyku akıyor. Aslında biri hariç herkesin. Küçük Ayı’nın gözünde uykudan eser yok… 
Eserleri 25’ten fazla dile çevrilen Chris Haughton’ın kitapları, Türkçe çevirileriyle okurlarıyla buluşuyor. Herkese İyi Geceler, bebeklere ve çocuklara tatlı rüyalara dalmadan önce okuyabileceğiniz, uykuya hazırlanan hayvanlarla birlikte bol esnemeli, sevgi dolu bir hikâye. 

“Uykudan önce okunacak rengârenk, sakin bir ninni; yıldız gibi parlayan bu mükemmel kitabı okurken anne babaların esnemekten çenesi düşecek…”
Guardian Gazetesi

KÜNYE: Herkese İyi Geceler, Chris Haughton, çeviren: Şiirsel Taş, Redhouse Kidz Yayınları, 2022, 40 sayfa.

DAHA FAZLA