Vitrin: Yeni Çıkanlar

Vitrin: Yeni Çıkanlar

Haftanın öne çıkan kitapları arasından sizlere özel bir derleme yaptık. Keyifli okumalar ve iyi pazarlar dileriz.

Hazırlayan: Deniz Burak Bayrak

KENAR MAHALLE ÇOCUKLARI – PIER PAOLO PASOLINI

Ebedî şehir Roma’nın tozlu ve yıkık kenar mahallelerinde yetişen, kimsesizlik ve yoklukla sınanan, öfkeyle büyüyen ve beslenen Caciotta, Lenzetta, Begalone, Alduccio gibi çocuklar. Riccetto da onlardan yalnızca biri; onun şehirdeki ilk Komünyon’uyla başlayan ve 1950’lere uzanan hikâyesinde aileleri dünya ve Tanrı tarafından başıboş bırakılan bu çocukların ne pahasına olursa olsun hayatta kalma mücadelesine tanık oluruz. Kenar Mahalle Çocukları, filmleriyle İtalyan ve dünya sinemasında ölümsüz bir iz bırakmış Pier Paolo Pasolini’nin en ünlü eseri, onun sınırları sürekli zorlayan aykırı zihninden faydalanan bir neorealist başyapıt. Sanatın, kurumların ve toplumun arkasını döndüğü bir sınıfa adanmış sarsıcı bir kült roman.

KÜNYE: Kenar Mahalle Çocukları, Pier Paolo Pasolini, çeviren: Nazlı Birgen, Can Yayınları, 2022, 296 sayfa.

KAZI – ORHAN DURU

“Kazı”, klasik öykünün kalıplarını bozarak yeni bir anlatı dili geliştiren 1950 Kuşağı’nın ele avuca sığmaz yazarı Orhan Duru’nun onuncu öykü kitabı. Kitaba adını veren büyük öykü “Kazı”da yazar hüzünlü bir ruh haliyle geçmiş zamanın izini sürüyor; çocukluk ve okul yıllarının zaman ve mekânlarında yürüttüğü kazılardan çıkan yaşantıları öyküleştiriyor. Öbür öykülerdeyse günlük yaşamın düşlerle sarmalanmış parçaları büyük bir ustalıkla kristalize ediliyor.

“Büyük kentler iyi gelmiyor bana. Oralarda düşlerimi de yitiriyorum. Karanlık sokaklarda geziyorum, çöplükler arasında dolaşıyorum, kirli ve zehirli hava kokluyorum, yorgunluktan ölü gibi gelip yatıyorum ve sabah hiç düş görmemiş gibi uyanıyorum. Belki görüyorum ama anımsamıyorum. Anımsama düşün bir parçası. Bir düşü anımsamıyorsam neye yarar?”

KÜNYE: Kazı, Orhan Duru, Yapı Kredi Yayınları, 2022, 80 sayfa.

TAM AĞLAYACAKTIM ARKADAŞLAR DOKUNDU – DENİZ FARUK ZEREN

Deniz Faruk Zeren, kalabalıkların içinde kaybolmuş insanları sesliyor öykülerinde, resimliyor. Her biri kendi serüveninin içinde saklı, zuladaki dünyalarına götürüyor bizi. Toprak damlı evler, kara taşlarla örülmüş duvarlar, iç içe kurulmuş, dar, sıkıntılı, girintili çıkıntılı sokaklar, evlerin üzerinden tembel tembel yükselen sarı beyaz soba dumanları… Sonra mahpus damları, dağlar, kentler, sokaklar, okullar… Yaşadıkları yer neresi olursa olsun, renklerini örtmek zorunda kalmış insanlar.

KÜNYE: Tam Ağlayacaktım Arkadaşlar Dokundu, Deniz Faruk Zeren, Dipnot Yayınları, 2022, 132 sayfa.

NIBELUNG YÜZÜĞÜ 1-REN ALTINI – RICHARD WAGNER

Nasıl ki bir lanetle bana geldiyse, Aynı şekilde lanet olsun yüzüğe! Onun altını verdi bana ölçüsüz bir kudret, Şimdi onun sihri onu taşıyana ölüm getirsin! Hiçbir kısmetli ona sahip oldu diye sevinmesin Onun parıltısı, hiç kimseye mutluluk vermeyecektir, Kim ki onun sahibi, onun sorunu çok olacak Ve ona sahip olamayanı ise kıskançlık kemirecektir!

Alman besteci Richard Wagner tarafından bir opera olarak değil müzikli bir dram olarak kurgulanan Nibelung Yüzüğü (Der Ring Des Nibelungen), konusu itibariyle J.R.R Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi (The Lord of the Rings) romanına da ilham kaynağı olmuş eserler arasındadır. Nibelung Yüzüğü, kaynağını Yunan ve İskandinav mitolojilerinden alsa da Wagner’in felsefi eğilimlerinin yanı sıra müzik, şiir, dram ve dekorla birleşince ortaya yıllarca sahnelenecek bir opera klasiği çıkar. Yunan tragedyalarındaki baht dönüşünün, değişmez yasanın hükmünün yeniden kurgulandığı eserde kullanılan leitmotifler ve Wagner’deki Schopenhauer etkisinin sıklıkla görülebileceği alanlar bu eseri biricik kılan özellikler arasında yer alıyor. Şüphesiz ki Nibelung Yüzüğü I: Ren Altını, konusu ve biçimsel yeniliğiyle dikkat çeken, yüzlerce yıldır sahnelenen ve sahnelenmeye devam edecek olan bir klasik olma vasfını koruyor.

KÜNYE: Nibelung Yüzüğü 1-Ren Altını, Richard Wagner, çeviren: Gürkan Başay, VakıfBank Kültür Yayınları, 2022, 160 sayfa.

ZABEL YESAYAN YAŞAMI VE ESERLERİ – SOSİ ANTİKACIOĞLU

Sosi Antikacıoğlu’nun titiz bir araştırma sonucu kaleme aldığı Zabel Yesayan’ın (1878-1943?) sıra dışı yaşamını konu edinen ve tüm önemli eserlerinin incelemesini de içeren bu kitap, yazar hakkında yayımlanan ilk kapsamlı monografi olma özelliğini taşıyor. Batı Ermeni edebiyatının önemli isimlerinden Yesayan hayatı boyunca sınıfsal ayrılıkları olmayan bir topluma özlem duymuş, büyük idealler peşinde, kalemini adaletsizliklere karşı bir silah gibi kullanmış, inandığı eşitlikçi ütopyaları ve bireysel özgürlükleri gerçekleştirmek için çoğu kez kendi güvenliğini hiçe saymıştır. Yesayan, eserlerinde kurguladığı kadınların psikolojik durumlarını irdelerken kişisel özgürlükle geleneksel beklentiler arasındaki ikilemi dile getirmiş, toplumun her kesiminde eşitlik sağlanmadıkça kadın erkek eşitliğinin de mümkün olamayacağını özellikle vurgulamıştır.

Çağının ötesindeki fikirleriyle bir devrim yaratan bu olağanüstü kadının hayatı Antikacıoğlu’nun satırlarıyla bir destana dönüşüyor ve okurlarına mücadele içinde geçmiş onurlu bir hayatın portresini sunuyor.

KÜNYE: Zabel Yesayan Yaşamı ve Eserleri, Sosi Antikacıoğlu, İnkılap Kitabevi, 2022, 276 sayfa.

PALANDÖKEN – ÜSTÜN DÖKMEN

Heybetli, soylu, mağrur Palandöken’in eteklerinden, dirençli Erzurum’dan doğan bir hikâye... Büyük dede Karanfilli Hasan’dan doğma Ömer ile eşi Mahbube’nin 1900’lerde Erzurum’dan İstanbul’a taşınan yaşamı onlarca efsane ve merak uyandıran karakterler eşliğinde karşımıza çıkıyor. Yazarın anneannesi Zehra, Ömer ile Mahbube’nin kızıdır. Bir Ak Arap olan ve ilk gençliğine kadar Yıldız Sarayı’nda, haremde çalışan Vasfi ile evlenir Zehra. Vasfi ile Zehra’nın tek çocuğu Sabahat’ı da tanıyacağız... Ve Salih’i: Babası, daha o doğmadan Rus işgalinde şehit düşmüş, Erzurumlu Salih… Türkiye’de psikoloji biliminin en büyük isimlerinden, hem yüz yüze hem de ekran ve yazdıkları aracılığıyla farklı kesimlere temas etmeyi başarmış olan Prof. Dr. Üstün Dökmen’in köklerine bir yolculuk Palandöken. Üstün Dökmen’in biyografik roman türündeki bu son eserinde aile, aşk, ilişkiler, toplumsal meselelere bakış, çocukluk çağı kaygıları, gençliğin belirsizlikleri, tarihin kuytularından anlatılar, kişiselden çıkıp toplumsal olana uzanan analizler iç içe geçiyor. Palandöken’de Üstün Dökmen’i önce kendi köklerinin peşinde bir yetişkin, meraklı, sevgi dolu bir çocuk, sonra tutkulu bir genç, bir sanat ve tarih sevdalısı, bir âşık, özgürlükçü bir baba, bir aydın, bir eğitimci ve topluma incelikle yaklaşan bir düşünür olarak daha yakından tanıyoruz.

Palandöken hem bir aile öyküsü hem de psikolojik analizlerle örülü bir Türkiye romanı...

KÜNYE: Palandöken, Üstün Dökmen, Epsilon Yayınevi, 2022, 440 sayfa.

SİYASET SOSYOLOJİSİ – TOM BOTTOMORE

Siyaset sosyolojisinin konusunu, onu bilimsel bir araştırma alanı olarak oluşturan sorunları ve çözümleri, bu alanın bilgi ve tekniklerin birikimiyle veya bilimsel devrimlerle gelişmesini saptayabilmek için, farklı paradigmaları birbirleriyle yüzleştirmek ve bu paradigmaları, sadece bilimin farklı düşünür ve araştırmacı gruplarınca gerçekleştirilen ilerlemesini değil, bilimin dış çevresinin, ekonomik, siyasal ve kültürel değişimlerin bir sonucu olarak durmadan dönüşümünü de kapsayan bir tarihsel süreç bağlamında anlamak gerekir.

Siyaset sosyolojisinin Bottomore bu kitabı yazdığından beri epey gelişme katettiğini söyleyebiliriz. Ancak bir sosyal bilim disiplininin nasıl bir tarihsel seyir izlediğini görmek, onu etraflıca kavramak ve bugün gelinen noktadan disiplinin geçmişine dokunabilmek için bir kılavuza her zaman ihtiyaç vardır. Siyaset Sosyolojisi, alanla ilgili uzmanlaşmak ve derinleşmek isteyen öğrenciler için ders kitabı olmanın ötesinde, siyasi iktidarın toplum içerisinde nasıl örgütlendiğini ve pratik edildiğini totalitarizm ve milliyetçilik, devlet ve toplum ilişkileri bağlamında irdeleyen, günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş ama şu sıra tekrar alevlenmeye eğilimli vatandaşlık/yurttaşlık idealini hakkıyla araştıran çok kıymetli klasik metinlerin başında geliyor. Olguları yalnızca anlamak değil, aynı zamanda anlamlandırabilmek için retrospektif kıymeti haiz bir pusula…

KÜNYE: Siyaset Sosyolojisi, Tom Bottomore, çeviren: Erol Mutlu, İletişim Yayınları, 2022, 192 sayfa.

YOKSULLUK – COGITO

3 aylık düşünce dergisi “Cogito”nun bu dosyasında “Yoksulluk” odakta. Yaşamı geçim mücadelesine indirgeyen, insanın düşüncesini, ilişkilenmelerini, zihinsel faaliyetlerini felç edici bir gelecek kaygısına kıstıran yoksulluk, insanla birlikte toplumu da kötürümleştiren, geleceği gasp eden bir hak ihlali ve adalet meselesi. Yoksulluk dosyasında, emek rejimindeki ve devlet-yurttaş ilişkisindeki dönüşümler, yoksulluk araştırmalarındaki yaklaşımlar, refah devletinin çöküşü ve yeni işlevleri, kadın ve çocuk yoksulluğu üzerine yazı ve söyleşiler, 21. yüzyılda yoksulluk ve eşitsizliğin reel nedenleri, sonuçları ve çözüm arayışlarına odaklanıyor.

Dosyanın yoksulluğu özgürlük ve etik, politik ve ekonomik şiddet, kritik ve kriz, mekânın kuruluşu ve toplumsal bölünme, varsıllık ve yoksulluk, yasa ve iktidar ilişkileri ve gerilimleri üzerinden düşünmeye ve sorgulamaya davet eden yazıları da yaşamı kaplayan yoksulluk ve yoksunluk ağında felsefi sorgulamayla bir gedik açma, geleceği tekrar yaşam ufkuna yerleştirme uğraşının yoksulluk felsefesi açısından merkezi önemini öne çıkarıyor.

KÜNYE: Cogito (Yoksulluk), Sayı 105-106, Yapı Kredi Yayınları, Yaz 2022.

TAVŞAN PETER’İN MASALI – BEATRIX POTTER

Beatrix Potter’ın klasikleşmiş hikâyesi, yayımlandığı 1902’den beri dünyanın en sevilen ve okunan çocuk kitaplarından olmayı sürdürüyor. Yaramaz bir tavşanın, komşunun sebze bahçesine girince

başına gelenleri ve oradan heyecanlı kaçışını anlatan masalın olağanüstü çizimleri, zamanı hiç geçmeyecek hikâyeyi renklendirerek hayal gücüne eşlik ediyor.

“Hadi canlarım,” dedi Bayan Tavşan bir sabah, “tarlalarda gezebilir ya da patikayı takip edebilirsiniz ama Bay McGregor’un bahçesine sakın gitmeyin.”

KÜNYE: Tavşan Peter’in Masalı, Beatrix Potter, çeviren: Yeliz Üslü, Büyülü Fener Yayınları, 2022, 80 sayfa.

NINA İLE MILO BALIK TUTUYOR – MARIANNE DUBUC

Nina ile Milo inanılmaz bir macera yaşıyorlar. Balık tutmaya gittikleri gün sert bir rüzgâr Milo’yu uzaklara savuruyor, Nina da onu bulmaya çalışıyor. Haydi, biz de Nina’nın Milo’yu bulmasına yardım edelim! Maceranın nasıl gelişeceğine kendimiz karar verelim!

Ayrıntılarla bezediği illüstrasyonları ve öyküleriyle çok sevilen Marianne Dubuc, bu kez çocukları maceralı bir oyuna davet ediyor. Okurlar, yazarın sunduğu seçeneklerden birini seçerek kitabın nasıl gelişeceğine kendileri karar veriyor ama verdikleri hiçbir karar sonunda onları üzmüyor: Mutlu sona çıkan bir yol muhakkak bulunuyor! Nina ile Milo Balık Tutuyor, hem oyunlu öyküsü hem de betimleyici resimleriyle, okuma yolculuğunun başındaki çocukları da okumaya heveslendirecek, cesaretlendirecek nitelikte bir kitap.

KÜNYE: Nina ile Milo Balık Tutuyor, Marianne Dubuc, resimleyen: Marianne Dubuc, çeviren: Ece Nahum, Redhouse Kidz Yayınları, 2022, 44 sayfa.

DAHA FAZLA