_{İllüstrasyon- Gayle Kabaker}

Ayça Hazar

Marx, Alman İdeolojisi'nde "Egemen sınıfın fikirleri, her çağın egemen düşünceleridir" der. Egemen sınıf taraftarlarını bu düşünceler etrafında yaratır ve besler, kendi çeperi dışında kalanı da düşman ilan edip şeytanlaştırır. Biraz somutlaştırarak anlatmak gerekirse olay aslında çok basittir. Bugün Türkiye'de iktidarda olan AKP, gerici-muhafazakar zihniyet etrafında seçmenlerini yaratıp beslerken dışında kalan tüm Cumhuriyetçi ve Laik seçmenleri şeytanlaştırır. Şeytanlaştırdığı bu seçmenler, sandıkta ve sokakta saflarını sıklaştırıp, iki taraf arasındaki çizgiyi de keskinleştirmeye devam etmektedir.

Marx'ın Alman İdeolojisi'nden alıntıladığım sözünü biraz değiştirerek farklı bir çıkarımda da bulunabiliriz. Şöyle ki; egemen sınıfın cinsiyeti, her çağın egemen cinsiyetidir. Kadınların bu zamana kadar elde ettiği tüm kazanımları, elinde olsa tek bir fermanla yürürlükten kaldıracak olan AKP iktidarının meşrulaştırdığı cinsiyet, erkek odaklıdır. Düşüncelerini de bu odak üzerinden yükseltip, araçlarını oluşturan iktidar, odağını din ile beslemeyi de listesinin başına yazmıştır. AKP, kadının öz haklarına yılmadan ve bıkmadan saldırarak, her alanda meşrulaştırdığı erkek şiddeti sayesinde de gerici rejimini kadınların üzerinden kurmak istediklerini açıkça belli etmektedir. İşte bu yüzden fütursuzca kadının öz hakları hakkında konuşan iktidar kliği ya da doğrudan Erdoğan artık bizi şaşırtmamaktadır. Şaşıran tek taraf onlardır çünkü 15 yıldır saldırarak, kurmak istedikleri gerici rejimi kadınlar üzerinden var etmek isteseler de kadınlar bir adım bile geri durmamış, itaat etmemiştir. Bu durum onlar için can sıkıcı bir hal almış olsa bile bir sonraki adımlarını yumuşatacakları anlamına gelmemektedir. Aksine her yenilginin ardından daha fazla öfkelenip, tüm araçlarıyla bizi yıkmaya çalışmaktadırlar.

Şimdi 2017'nin bitmesine birkaç hafta kalmışken yeni yıla kadın alanında yükseltmemiz gereken temel mücadele başlıklarımızı hatırlayarak girmenin faydalı olacağını düşünüyorum.

- Hayatımızın dinsellikle kuşatılıp,dinin bir belirleyen olmasına karşı LAİKLİK.

- Şimdiki haklarımızı korumak ve dahasını da kazanabilmek için DEVRİMCİ CUMHURİYET.

Uzun zamandır hayatımızın merkezinde olan ve bir süre daha dilimizden düşmeyecek gibi duran bu kavramlar büyük önem taşımaktadır. Laiklik ve Devrimci Cumhuriyeti ete kemiğe bürüyüp, güçlendireceğimiz mekanları da hatırlamakta fayda var. 

- Birlikte olmayı sevdiğimiz GECELER, SOKAKLAR ve MEYDANLAR.

- Bolca vakit geçirdiğimiz OKULLAR, İŞ YERLERİ ve MAHALLELER.

Baskıyı ve şiddeti hissettiğimiz bu mekanlarda sesimizle, dayanışmamızla zorbalığı yıkıp geçmeliyiz. Biliyoruz ki kadının halinden kadın anlar ve iktidarın tekelinde yükselen erkek odaklı düşünce bu zamana kadar bizleri ayrı gayrı düşürmeye çalışsa da KADINLAR BİRLİKTE GÜÇLÜ diyerek şahane dayanışmamızla onları korkutmaya devam edeceğiz.

2018 yılında da mücadelemizi, şen kahkahalarımızla ileriye taşıma dileğiyle, tüm kadınlara sevgilerle...