Yeşil Sol Eş Sözcüsü Uçar: Akbelen'deki mücadelenin ortağıyız
Çiğdem Kılıçgün Uçar, partisinin grup toplantısında konuştu.
Meclis'teki grup toplantısında konuşan ve ülkenin birçok noktasında devam eden çevre katliamlarına dikkat çeken Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, "Akbelen'deki mücadelenin ortağıyız ve oradaki talana izin vermeyeceğiz" dedi.
Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Muğla'da Akbelen Ormanı'nı korumak için devam eden direnişe destek veren Uçar, Kaz Dağları ve Cudi'de yaşananları da hatırlattı ve ülkenin birçok noktasında kıyım yapıldığını söyledi.
AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Akbelen direnişçileri için kullandığı "marjinal" ifadesine tepki gösteren Uçar, "AKP-MHP iktidarının kendisi marjinaldir" dedi.
Provokasyon suçlamalarına da yanıt veren ve gaz sıkanlar ile ağaçları kesenlerin provokasyon yaptığı kaydeden Uçar, "Direnen kadın arkadaşlarımıza sözümüz olsun. Akbelen'deki mücadelenin ortağıyız ve oradaki talana izin vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
'AKBELEN'DE ARKADAŞLARIMIZ ŞİDDETE VE GÖZALTI GİRİŞİMİNE MARUZ KALDI'
Evrensel'in aktardığına göre Uçar'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Meclis bugün Akbelen için olağanüstü bir gündemle toplanıyor. Acil kamulaştırma kapsamında birçok yer kamulaştırılıyor ve orada yaşayan halklar uzun süredir direniyorlar. Bu direnişi selamlayarak başlamak isterim. Zeytinlikleri Koruma Yasası'nın çiğnendiği bir durumla karşı karşıyayız.
Akbelen'de yaşayanların ve dayanışmaya gidenlerin çok önemli bir mücadelesi var. 24 Temmuz'da devlet; askeriyle, TOMA'sıyla, jandarmasıyla alana girerek hem kömür ocağının açılışını hızlandırmak hem de ormanı talan etmek için elinden geleni ardına koymadı. Arkdaşlarımız İbrahim Akın, Perihan Koca, Burcugül Çubuk da Akbelen'de su ve gazla karşı karşıya kaldılar, şiddete ve gözaltı girişimine maruz kaldılar.
'KAZ DAĞLARI'NDA, CUDİ'DE, AKBELEN'DE KIYIM YAPILIYOR'
Bu toplantının bir sonuca ulaşması gerekir. Gerekirse Meclis bir bütün Akbelen'de de Cudi'de de toplanmayı göze alabilmeli. Eğer bugün Akbelen ile ilgili Cudi ile ilgili Dikmece ile ilgili bir sonuç çıkmayacaksa, bu Meclis toplanmasın. Kaz Dağları'nda Cengiz Holding'in kendisi, Cudi'de devletin bizatihi kendisi, Akbelen'de ise yandaş şirketler eliyle bir kıyım yapılıyor. 3 isim saydım ama bunun dışında kıyım ve talanın yapıldığı birçok yer olduğunu biliyoruz.
'AKP-MHP İKTİDARININ KENDİSİ MARJİNAL'
Ülkenin her yerine çökmüş bir talan var ve bu talanın sahibi de bugün mücadeleyi marjinal kesimleri mücadelesi olarak tanımlayan iktidarın, mevcut Cumhurbaşkanı'nın sözüne karşı açık ifade edelim. Biz hepimiz buradayız. Akbelen'de direniş belli, Dikmece'de direniş belli, Cudi'de direniş belli. Meclis olağanüstü toplanıyor. Bu toplumsal gerçeklikte direnenler değil AKP-MHP iktidarının kendisi marjinaldir.
'SUÇLU GÜN GİBİ ORTADA'
Bir yandan Muğla'da yangınlar devam ederken bunu fırsat bilen mevcut devlet, iktidar ve kolluk güçleri; sabahın 05.30'unda daha kuşlar uykudayken ormana gidip, ağaç kesimine başlamış oldu. Depremi hepimiz hatırlıyoruz. Hiçbir felakette, hiçbir yıkıma bu kadar hazırlıklı gitmeyen devlet, bu kadar hazırlıklı gitmeyen iktidar hem Akbelen'e hem Dikmece'ye çok hızlı bir şekilde gitti. Sırf buradan bile baktığımızda suçlunun kim olduğu gün gibi ortada ve bütün dünya bunu da görebiliyor. Örneğine az rastlanır bir insanlık sınavıdır Cudi'de, Akbelen'de yaşanan.
'Orada mesele ağaç değil' diye buyuruyor zamanın gerisinde kalan siyasetçiler. Orada dayak yiyen köylüden de utanmıyorlar. Ağaca sarılan 88 yaşındaki Zehra anneden de utanmıyorlar. 'Ağaçlar kesileceğine kolum, bacağım kesilsin' diyen anneden de utanmıyorlar. Direnen köylülerden de utanmıyorlar. Bir yandan marjinallik bir yandan da 'Oradaki mesele ağaç değil' diyorlar. Tam tersine oradaki mesele ağaç, oradaki mesele ağaca sarılan insanlarımız. Oradaki mesele, Türkiye'nin geleceği ve geleceğimizi savunmaya, direnen herkesle devam edeceğimizi ısrarla belirtelim.
'PROVOKASYONU YAPANLAR GAZ SIKANLAR VE AĞAÇLARI KESENLERDİR'
Muğla Valisi'nin açıklamasını da duymuşsunuzdur. Güvenlik güçlerini engelliyormuş, mücadele eden ve direnen arkadaşlarımız. 'Bir provokasyon var' diye ifade ediyorlar. Orada bir provokasyon var, doğru. Bu provokasyonu yapanlar gaz sıkanlardır, ağaçları kesenlerdir. Bu provokasyonu yapanlar ağaçlara kıymakla birlikte geleceğimizi elimizden alanlardır elbette ki.
'AKBELEN'DEKİ MÜCADELENİN ORTAĞIYIZ VE TALANA İZİN VERMEYECEĞİZ'
Limak'a bağlı YK Enerji, ağaç kıyımına ve doğa katliamına destek veren başta iktidar olmak üzere onun bütün yandaşları bu işte suçludur. İkizköylülerin yürütmeyi durdurma başvurusunu reddeden mahkeme suçludur. Emniyet, vali, İçişleri suçludur. Yani bir bütün devlet mekanizmalarını yöneten bu hükümet suçludur. Yeşil Sol Parti olarak Akbelen'de işlenen suça ortak olmayacağız. Direnen kadın arkadaşlarımıza sözümüz olsun. Akbelen'deki mücadelenin ortağıyız ve oradaki talana izin vermeyeceğiz. Bir dönüm için bile olsa geri adım atmayacağız. 'Burada doğduk, burada öleceğiz. Her şeyi göze alıyoruz' diyen Akbelenlilerin yanındayız."