Yine üniversite sınavı yine AKP

Yine üniversite sınavı yine AKP

AKP yine ve yeniden öğrencilerin binlerce sorununu çözmek yerine bir başka paradigma ekleyerek iktidarını sağlama almaya çalıştı. Milyonlarca öğrenciyi buhrana, sınav dönemlerinde intiharlara sürükleyen AKP bu hamleyle geleceksizlik ve işsizlik krizimizi derinleştirdi.

Selin Erhan

Eğitim sistemi ülkemizde klişeleşen ölçüde en çok konuştuğumuz konulardan birisi haline geldi. AKP tek adam rejimi eğitim konusunda da büyük bir istikrar yakalamakta, şayet iktidarları boyunca hiçbir lise öğrencisi liseye girdiği yılki eğitim ve sınav sistemiyle mezun olmadı. Doğal olarak öğrenciler okuduğu müfredattan tutun da lise sonu gireceği sınava kadar endişe ve güvensizlik içerisinde geçirdiği 4 senelik bir eğitim hayatı var.

AKP saray rejiminin tek sözü ile sınav tarihi değiştirmesi, pandemide göz göre göre binlerce öğrenciyi YKS’ye sokmasının ardından yaptığı ilk hamle barajları kaldırmak ve sınav süresini uzatmak oldu. AKP yine ve yeniden öğrencilerin binlerce sorununu çözmek yerine bir başka paradigma ekleyerek iktidarını sağlama almaya çalıştı. Milyonlarca öğrenciyi buhrana, sınav dönemlerinde intiharlara sürükleyen AKP bu hamleyle geleceksizlik ve işsizlik krizimizi derinleştirdi.

EĞİTİM PATRONLARIN ELİNDE

AKP saray rejimi, kapitalizmin tüm dünyada hırçınlaşan üretim modelinin Türkiye’deki öncü temsilcisi. Halkın yarattığı zenginlik ile bir avuç para babasının ceplerinin dolmasını sağlayan hatta özgün bir modelleşmeyle kendisini de bu para babalarına dönüştüren devlet modelinde yaşıyoruz. Hal böyle olduğunda vergilerle halkın ihtiyaçlarını karşılamakla görevli olan aygıt, halkı karşılaştığı her zorlukta yalnız bırakmakla kalmayıp IBAN numarası paylaştı. Her alanda özelleştirme politikalarıyla, belirli bir test etme, ölçüp biçme kaygısı taşıyan bir sınavın insanlardan "Nasıl daha fazla para kazanırım?" düşüncesiyle kurulmasından dolayı sınav bir ölçme değerlendirme yöntemi olmaktan çıkıp bir para kazanma aracına dönüşüyor.

MÜŞTERİ DEĞİL ÖĞRENCİYİZ

Barajın kaldırılması ve sürenin uzatılması ilk bakışta yılgın bir hoşgörü ile bize bahşedilmiş nazik haklar gibi görünse de aslında işsizliği gizlemek için kurulmuş bir kumpas olduğu çok zor olmayacak bir şekilde fark ediliyor.

Öğrencilerin üniversite kazanması, farklı şehirlere öğrenci istihdamı YÖK ve patronlar tarafından salyalarını akıtacak bir kâr kapısı olarak görünüyor. Bu durumu eğitimdeki eşitsiz gelişimle bir arada düşündüğümüzde günlük hayatını, ders çalışmakla değil de çalışırken geçiren, binlerce baraj altında kalan emekçi ailelerin çocukları, üniversiteye sokularak işsizlik sayısının spekülatif bir değişikliğe gidilmesi hedefleniyor. Doğalında işsiz ordusuna katılan milyonlarca emekçi çocuğunu, apartman üniversitelerine sokarak okur şeklinde gösterilmek isteniyor. Baraj engelini aştığı için üniversiteye giren emekçi çocukları, maddi yetersizlik yaşıyor ve okurken iş bulmak zorunda kalıyor. Devlet hiçbir şekilde bir üniversite öğrencisinin okuması için gereken desteği vermiyor. KYK  bursunun azlığı sebebiyle tarikat yurtlarına mahkum bırakıyor. Yani AKP kendi yarattığı krizi derinleştirmek için elinden geleni ardına koymuyor.

ÜNİVERSİTELER NİTELİKSİZLEŞTİRİLİYOR

Baraj sisteminin uygulanmamasının bir diğer sonucu olarak karşımıza üniversitelerin niteliksizleşmesi çıkıyor. Araştırma yapılan ve bilgi üreten kurumlara 0.5 puan alan öğrencilerin yerleşmesi ise üniversitelerin niteliksizleşmesini kanıtlar nitelikte. Bir diğer konu ise Saray rejiminin dört kolla sarılarak koruduğu İmam Hatip Liselerinin başarı yüzdesinin düşük olması ve öğrencilerin "üniversite vaat etmeyen" liselere olan tercihlerinin azalmasıyla birlikte yapılan baraj sisteminin kaldırılması hamlesi İmam Hatip Liselerine azalan ilgiyi arttırmayı da hedeflemekte.

Üniversite eğitimi sıradanlaştırılıyor ve AKP eğitime darbe vurmaya devam ediyor. Daha öncesinde 15 net yapan öğrenciler lisans programlarına yerleşirken şimdi 0.5 net yapan öğrenciler üniversitelere girecek ve bilim üretmesi beklenecek. Öğrenciler eğitime, bilime teşvik edilmiyor, ucuz iş gücü sağlanmaya çalışılıyor.

Eğitimden adalete, adaletten ekonomiye her geçen gün halka başka şekillerle saldıran AKP saray rejimi artık bir ikna imkanının kalmadığını biliyor. Bizlerin ise AKP'yle geçirecek tek bir günümüzün daha olmadığını bilmemiz, anlatmamız ve örgütlememiz gerekiyor. AKP ister seçimle ister seçimden önce veya sonra gitsin karşısında onu gönderen milyonlarca genç olmadığı takdirde yaşamlarımız bu karanlığa bir sarmal gibi geri dönmeye mahkum olacak. Bizden başka kurtarıcı arayamayız! Memleketimizi, ona sülük gibi yapışmış kan emicilerden temizlemek ve aydınlık, özgür, eşit bir ülke kurmak için bize biz yeter de artarız.

DAHA FAZLA