Ahmet Cemal’in gidişi

Zeytindağı’ndan miras bastonu…

Cumhuriyet meşalesinin yaktığı sigarası…

Gezi gençlerinin işlediği kasketi…

Ve gitti.

 

Faşizmde yaşamı reddeden Zweig’ı, ’Adalet sarayları’nı onyıllar önce resmeden Kafka’yı Türkçeleştiren Ahmet Cemal, lanet olsun, faşizmi Türkçeleştiren bir iktidara kafa tutarak, okuyarak, yazarak, anlatarak, çalışarak yordu kalbini…

Ve gitti.

 

Tiyatroyu, edebiyatı, şiiri, eleştiriyi, çeviriyi öksüz bıraktı…

Ve gitti.

 

Bu gidiş bir bitiş değil.

Haziran’ı gördü ve umutla gitti.

Kültür Atölyesi’ni kurdu, hiç durmadan yazdı ve tohumlarını bırakarak gitti.

 

O tohumlar filizlenecek, ağaçlara, ormanlara dönecek…

Bunu gördü, öyle gitti.

 

Teşekkürler hocam…

Gidişin bir bitiş olmayacak.