Bosna'da Ekim 2013'te gerçekleştirilen fakat o zamandan bu yana siyasî ihtilaflar nedeniyle açıklanamayan sonuçlar, geçtiğimiz hafta kamuoyuyla paylaşıldı. Sonuç: Bosna nüfusunun trajik bir biçimde azaldığı ve savaştan bu yana Bosna nüfusunun coğrafî olarak kutuplaştığı, yerleşim yerlerinin etnik olarak daha da homojenleştiği.
Bundan önce Bosna'da yapılan son nüfus sayımı 1991 yılında gerçekleştirilmişti ve Bosna'nın nüfusu %43'ü Bosnalı Müslüman (Boşnak); % 31'i Bosnalı Sırp ve %17'si Bosnalı Hırvat olmak üzere 4,4 milyon olarak tespit edilmişti. Ülke nüfusunun %5,5'i ise etnik aidiyetini yitip giden bir ülke ile özdeşleştirmiş ve “Yugoslav“ olarak tanımlamıştı.
2013 nüfus sayımıyla Bosna nüfusunun %19 azalarak 3,5 milyona düştüğü görüldü. Savaş öncesine göre 824.000 daha az. Son nüfus sayımna göre ülke nüfusunun %50'si Boşnak (Bosnalı Müslüman); %31'i Bosnalı Sırp, %15'i de Bosnalı Hırvat.
Bosna Savaşı'nda çoğu Bosnalı Müslüman (Boşnak) yaklaşık 100 bin Bosnalı katledilmişti. Yaklaşık iki milyon kişi de yerinden edilmişti. Yerinden edilen kişilerin önemli bir kısmının yeniden eski evlerine dönemedikleri son nüfus sayımı ile belli oluyor.
Grafiklerde 1991'deki ve 2013 yılındaki sayıma göre Bosna'da etnik grupların dağılımı görülüyor. Yeşille belirtilen bölgeler Bosnalı Müslüman (Boşnak); turuncu ile belirtilenler Bosnalı Hırvat, mavi ile belirtilenler ise Bosnalı Sırpların büyük çoğunluğu oluşturduğu bölgeler. Renk koyulaştıkça, o renkle belirtilen bölgede yaşayan etnik grubun nüfus içindeki ağırlığı da artıyor.
1991 ve 2013 nüfus sayımlarının grafikleri arasında ilk dikkati çeken şey Doğu Bosna'daki “etnik temizlik“in oldukça başarılı olduğu. Savaştan önce Bosnalı Müslümanların yoğun olarak yaşadığı, hatta çoğunluğu oluşturduğu Foça, Rogatitsa, Vişegrad, Vlasenitsa, Bratunats, Zvornik gibi bölgelerde hemen hemen hiç Bosnalı Müslüman kalmamış. Bu bölgede etnik temizlik yapıldığı, soykırım yapıldığı Lahey Adalet Divanı kararıyla da tescilli.
İki harita arasında dikkat çeken bir başka nokta da, renklerin iyice “koyulaşmış“ olması. Yani, Bosnalı Müslüman, Bosnalı Sırp ya da Bosnalı Hırvatların çoğunluğu oluşturdukları bölgelerde diğer etnik grupların hemen hemen kaybolmuş olması dikkati çekiyor. Daha da ötesi, yavaş yavaş coğrafi yoğunlaşmaların olduğu da görülüyor. 2013 yılındaki durumu betimleyen grafikte çok açık bir şekilde ülkenin kuzey ve doğusunda Bosnalı Sırp nüfusun, orta ve kuzeybatı kısmında Bosnalı Müslümanların, güneybatısında ise Bosnalı Hırvatların yoğunlaştıkları görülüyor.
İşin ilginç kısmı, etnik grupların yoğunlaşma alanları Dayton Barış Anlaşması'yla belirlenmiş olan siyasi harita ile örtüşüyor. Savaşı bitiren, Bosna'yı iki farklı cumhuriyete, 10 ayrı kantona bir de özel statülü bölgeye ayıran Dayton Barışı'nın Bosna'daki etnik bölünmeyi meşrulaştırmaktan başka birşeye yaramadığına bu köşede sıklıkla değinmiştik.
Savaştan önce nüfusun %5,75'i kendisini Yugoslav olarak tanımlamıştı. Asıl “soykırım“ ise bu gruba yapılmış gibi...
Son sayımda ise nüfusun %3,65'i kendini “öteki“ olarak tanımladı. Kendini öteki olarak tanımlayanların bir kısımı Roman, Musevi ya da Arnavut toplumu başta olmak üzere sayıları fazla olmayan azınlıklar. Çoğu kendisini Boşnak, Hırvat ya da Sırp değil de sadece Bosnalı olarak tanımlayanlar. Aslında bu rakamın daha yüksek çıkması bekleniyordu. Nüfus sayımından bir yıl önce yapılan bir kamuoyu araştırmasında Bosnalıların yaklaşık %35'inin kendisini Bosnalı ve (ya da) Hersekli olarak tanımladığı, yani herhangi bir etnik aidiyete referans vermeden, coğrafi bir kimlikle, etnik kimlikler üstü tanımlanan, bütünleştirici, birleştirici bir kimlik olarak Bosnalılıkla tanımladığı biliniyor. Fakat, nüfus sayımı sürecinde üç tarafın da milliyetçi-şovenist politikacıları yürüttükleri ideolojik-politik kampanyayla herkesin kendini etnik bir kimlikle nüfus kaydını yapmaya zorladı.
Nüfus sayımı sonuçlarına ilk itiraz Bosnalı Sırplar'dan geldi. Yaklaşık 200 bin kişinin Bosna'da ikamet etmediği halde nüfus sayımında kayıt altına alındığını iddia eden RS yöneticileri, nüfus sayımının geçersiz olduğunu söylüyorlar. AB istatistik ofisi Eurostat ise sayımdaki metodolojinin uluslararası standartlara uygun olduğunu onaylamış durumda. Bosnalı Sırp yöneticilerin sıkıntısı ise %30 nüfusla toprakların %50'sine sahip olmalarına ilişkin ileride ortaya çıkacak bir itiraz. Boşnak yöneticiler sonuçtan memnun. Artık nüfusun yarısından fazlası Boşnak ve bunu kendi başarıları olarak görüyorlar.
Aslında nüfus sonuçları kimse için şaşırtıcı olmadı. Bosnalılar ortaya çıkan bu sonuçların farkındaydı. Nüfus sonuçları ile ilgili detaylı bir analiz bazı gerçekleri ortaya çıkaracaktır. Nüfusun temel dinamikleri olan doğum, ölüm, göç gibi etkenlerin Bosna'da ne ölçüde etkili olduğu istatistiksel olarak incelenecek ve nüfus sayımının asıl korkutucu tarafı, yani Bosna nüfusunun çok ciddi bir kayıp yaşadığı ve nüfus azalmasının önemli bir kısmının yurtdışına çıkan (kaçan) Bosnalılardan oluştuğu ve ortalama herhangi bir göç hareketinde olduğu gibi, yurtdışına giden Bosnalılar'ın en eğitimli, en dinamik Bosnalılar'dan oluştuğu ortaya çıkacaktır. Bosna nüfusu komşularına göre hala genç sayılır ama eğitim düzeyi en düşüğü aynı zamanda. İşsizliğin %45, genç işsizliğin %65 civarında olduğu Bosna'da, gençler ülkeden adeta kaçıyor. Çalışanlar bile daha iyi koşullarda çalışmak ve yaşamak için Bosna'yı terkediyor. Örneğin, uzun zamandır Bosna hastanelerinde doktor bulabilmek büyük bir sıkıntı haline gelmiş durumda. Çok ciddi bir beyin göçü yaşanıyor. Zaten zor durumda olan ülkenin geleceği daha da zor ve karanlık.
Siyasilerin ise bunlar umurunda değil. Tek düşünceleri, nüfus sayımı sonucunda mevkilerinde bir değişiklik olup olmayacağı.