Türkiye’deki gericilikle Bosna’daki gericiliğin kardeşten de öte bir ilişkiye sahip olduğunu burada sıklıkla yazıp çiziyoruz. Çözümümüz de aslında o kadar basit: Türkiye ve Bosna’daki gericilerin işbirliği bu kadar sıkıysa, iki ülkenin işçi sınıfının dayanışması da o kadar elzem.
Bu konuda önümüzdeki dönemde daha güçlü, daha sağlam adımlar atılacaktır. TİP kuruluş etkinliğinde Bosna-Hersek Komünistler Birliği’nin katılımı bu anlamda önemlidir.
Her yeni yıldan önce olduğu gibi İslamcı meczupların memleket sathında “Müslüman yeni yıl kutlamaz” bildirileri malumunuz. Sosyal medyada sıklıkla yer alan doğru bir klişeyi tekrar etmekte sakınca görmüyorum: Yolsuzluklardan, tarikat yurtlarındaki tacizlerden, tecavüzlerden hatta katliamlardan rahatsız olmayanları yine bir yeni yıl tasası aldı.
Yaklaşık iki sene önce Saray Rejimi’nin dinle arasına mesafe koymaya başladığından dem vurmuştuk.1 Hatta Yön’de, geçtiğimiz yaz başında RTE’nin “İslam’da güncelleme” tartışmasını başlatmasının gerekçesinin de Saray Rejimin büyük inşaatlarla, otoyollarla, havalimanlarıyla oluşturduğu meta fetişizminde dinî saiklere yer olmadığının altını çizmiştik.2
Saray Rejimi’nin kapitalizmi, burjuva devletin bile iç hukukunu ihlal ederek büyümeye devam ediyor. Bu süreçte artık “yeni yıl”dan rahatsız olan İslamcılara düşen ise Saray Rejimi’ne ayak bağı olmadan, dini sermaye düzenine uygun bir biçimde yaşamak. İslamcı meczupların yeni yıl kutlamalarına karşıtlığını da buradan okumak gerekiyor. Yeni yıl yerine koyulabilecek, tüketim toplumunu var edecek yeni alanlar, yeni ritüeller elbette var: Dinî bayramlar, Şeb-i Arus törenleri ve daha nice dinî içerikli etkinliği gayet de başarılı bir şekilde pazara eklemleyebildiler.
Dedik ya, Bosnalı ve Türkiyeli gericilerin işbirliği bilinen bir gerçek. Bosnalı gericilerin Türkiyeli gericileri yakın takip ettikleri, hatta profesyonel propaganda desteği aldıklarına dair emareler var. Bir yandan yandaş sermayedarları daha da varsıllaştıran inşaata dayalı iktisadî büyüme, seçim öncesi erzak paketleri ve bir de şimdi bu “Müslüman yeni yıl kutlamaz” hezeyanı…
Bosna’da yılbaşı bir gün değil, bir süreçtir. Katoliklerin, Müslümanların, Ortodoksların bir arada yaşadığı Bosna’da 25 Aralık Katoliklerin Noel’idir, 1 Ocak’ta yeni yıl kutlanır, 7 Ocak’ta da Ortodokslar Noel’i kutlar, sonra da 14 Ocak’ta Ortodoksların yeni yılı vardır. Yaklaşık 3 haftaya yayılan bir yeni yıl süreci… Çeyrek asırdır dinciliğin, milliyetçiliğin bu kadar kışkırtıldığı bir ülkede, onca şovenizme ve yükselen dinci bağnazlığa rağmen, Bosnalılar farklı dinî inanca sahip komşularının, dostlarının yeni yıllarını, Noel’lerini kutlarlar hâlâ. Böylesi bir ülkede “Müslüman yeni yıl” kuıtlamaz hezeyanı ise ülkenin sosyal ve kültürel yapısıyla ters.
Geçtiğimiz hafta haber ajanslarına Tuzla’da bir yaya geçidine asılan pankartın fotoğrafı düştü: “Mi smo Mulsimani i ne slavimo novu godinu” (Biz Müslümanız ve yeni yılı kutlamayız).
Pankartın Tuzla’da asılmış olması da ilginç. Maden ve ağır sanayi kenti olan Tuzla, Sosyalist Yugoslavya’dan önce bile Bosna’nın Mostar’la birlikte en kızıl iki kentinden birisi olarak bilinir. Hatta kırmızı-kara renkleriyle kentin takımı Sloboda Tuzla’yı (Özgür Tuzla) komünist partili işçiler kurmuştur 1919’da. Genelde ateşli gençlerin aşklarını yazdıkları pankartların asıldığı bu üst geçide asılan bu pankart uzun bir süre kalmadı. Polisler indirdi ve Bosna’nın gündeminde tartışılmadı bile. Bosnalı gericiler için küçük ama anlamlı bir adım olarak hafızalarda kaldı sadece.
Yolsuzluk sıralamasında ve yoksullukta, yüksek işsizlikte Avrupa’nın en dibindeki ülkelerden biri olan Bosna’da savaştan bu yana 800 bin kişi daha iyi bir hayat aramak için ülkeden kaçtı. Savaştan değil, dinci-şovenist siyasetin savaştan daha da beter bir şekilde harap ettiği ülkeden kaçtılar.
Ama Bosnalı gericilerin dertleri yeni yıl!
Öte yandan, aslında bizim de derdimiz Bosnalı emekçilerle aynı: Daha özgür ve eşit bir dünya istiyoruz. Yeni yılı ise kutluyoruz. Umudumuzu, özgürlüğümüzü diri tutarak yeni yıla gülümseyerek giriyoruz.
Mutlu yıllar!
Özgür Dirim Özkan’ın İleri Portal’dan önce yayınlanan yazıları için:
Bazı yazıların İngilizce çevirileri için:
Dipnotlar:
1. “Uhrevi alanın mahcup muhafazakalrığı” başlıklı yazı için: http://ilerihaber.org/yazar/uhrevi-alanin-mahcup-muhafazakarligi-69785.html
2. “İslam’da güncelleme tartışmalarına katkı”, Yön, Mayıs 2018, Sayı: 15, sayfa: 68-72.