Enflasyon, OECD ülkeleri arasında bir tek bizde sorun değil!..

Bizi gerçekten çok ama çok soğuk bir kış bekliyor!..

Kendimi bildim bileli enflasyon ve hayat pahalılığı, Türkiye’nin en yakıcı sorunlarından olmuştur. Ama ülkeyi yönetenlerin uygulama ve söylemlerine baktığımızda sanki enflasyon ve hayat pahalılığı bizim dışımızda, bütün dünyanın sorunu; onca hengameye, global krize, pandemiye, Rusya-Ukrayna savaşına rağmen bizi hep “teğet geçmekte” ve geçecek de!..

Rakamlara bak, anla gerçeği:

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Eylül 2022 enflasyon verilerine göre yıllık bazda, tüketici fiyatları yüzde 83,45; üretici fiyatları ise yüzde 151,50 artmış durumda. Üretici ve tüketici enflasyonu arasında tamı tamına 67,96 puanlık bir fark oluşmuş durumda. Ekim ayları enflasyonlarının genellikle yılın diğer aylarına oranla daha fazla gerçekleştiği gerçeğini anımsadığımızda öyle görünüyor ki, bir sonraki ayda bu rakamlar daha da yükselecek; üretici-tüketici enflasyonu arasındaki makas da daha fazla artacak. Bu gerçeklere karşın iktidar enflasyonla mücadele konusunda hiçbir şey yap(a)mamakta, sadece ve sadece Aralık 2022’de gerçekleşecek baz etkisine bütün ümidini bağlamış durumda. Oysa anlamadıkları ya da anlamak istemedikleri bir gerçeklik var: Aralık 2021’deki yüzde 13,58’lik aylık enflasyon endeksten çıkacak ama yerine yenilerinin gelmeyeceğinin bir garantisi yok.

OECD ülkeleri arasında en yüksek enflasyon bizde:

İzleyen grafikte Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyesi ülkelerde[1] Eylül 2022 için çeşitli enflasyon rakamları yer almaktadır: Tüketici, Gıda, Enerji ile Gıda ve Enerji hariç enflasyonlar.

Grafiğe bakınca insan ne diyeceğini bilemiyor: Halimize bakıp ağlasak mı, yoksa yetkililerin ülkemizdeki ve diğer ülkelerdeki enflasyon ve hayat pahalılığı ile ilgili açıklamalarına bakıp  gülsek mi? Hangi enflasyona bakarsanız bakın, maşallah, yanımıza yaklaşan yok. Keşke bu görüntüyü diğer iktisadi, siyasi ve sosyal göstergelerde de yakalasak. Bir tek enerji enflasyonunda Hollanda bize yaklaşmış. Onlarla da aramızda 32,1 puanlık fark var. Fark bununla da kalmıyor: O ülkelerde, ülkeyi yönetenler; enflasyonun, hayat pahalılığının ve ülke paralarını pul etmenin ne olduğunun bilincine vararak enflasyonla mücadele etmek için her şeyi denerken; bizde ülkeyi yönetenler enflasyonla mücadele etmek bir yana, enflasyonu azdırmak için -politika faizinin düşürülmesi gibi- her türlü “akla ziyan” kararlara imza atıyorlar ve öyle görünüyor ki atmaya devam edecekler. Oysa, enflasyonla mücadele edilse de edilmese de, eninde sonunda “o ballandıra ballandıra” anlatılan, fakat bizim “aş, iş yaratmayan büyüme süreci” dediğimiz sürecin sekteye uğrayacağını bilmiyorlar. Dahası, enflasyonla mücadele etmeme nedeniyle ortaya çıkacak çıktı ve istihdam kayıplarının, enflasyonla mücadele edip fiyat istikrarını sağlamaya oranla daha fazla olacağını hayal bile edemiyorlar. Çünkü enflasyonla mücadele; kararlılık, özveri ve süreklilik ister. Bütün bunların da her zaman bir siyasi bedeli olur. Buna karşılık, önümüzde bir seçim var ve büyüme ile istihdamı artırır gibi göstermek seçimleri kazanmak için olmazsa olmazlardan.

Enerji enflasyonundaki gelişmeler her şeyi açıklıyor:

AKP iktidarı her başarısını “yerli ve milli” olarak adlandırırken her başarısızlığını başkalarının, özellikle muhalefet ve “dış güçlerin” oyunu ve hatası olarak göstermeye çalışmaktadır. OECD üyesi ülkelerde ortalama enerji enflasyonu ile Türkiye’de enerji enflasyonunun  son dönem gelişmelerini gösteren  izleyen grafik ise bu çabaların ne kadar gerçeklikten uzak olduğunun iyi bir kanıtını oluşturmaktadır.

Grafikten de görüldüğü gibi; “nas” gerekçesiyle, ama özünde finans-kapitale yarenlik etmek için, politika faiz oranı “düşürtülünceye” kadar üç aşağı beş yukarı OECD ortalamalarına yakın bir enerji enflasyonumuz varmış. Ama olan, politika faiz oranı düşürtüldükten sonra olmuş: OECD ülkelerinden ciddi biçimde olumsuz yönde ayrışmışız. Enerji; bilindiği gibi OECD üyesi diğer ülkelerin de yoğunlukla ithal ettiği, kontrolünde olmayan önemli bir girdi. Ne hikmetse, Ağustos 2022’de OECD ortalama enerji enflasyonu yüzde 30 artarken bizim enerji enflasyonumuz yüzde 133 artmış. Eylül 2022’de ise ağustos ayına göre 13 puan aratarak yüzde 146 olmuş. Bizi gerçekten çok ama çok soğuk bir kış bekliyor!..


[1] OECD’nin 2021 yılı itibarı ile 38 üyesi vardır. Türkiye, ABD, Fransa, Kanada, Avusturya, İngiltere, Belçika, Almanya, İtalya, Hollanda, İsveç, İspanya, Portekiz, Norveç, İzlanda, İsviçre, Danimarka, Yunanistan, İrlanda ve Lüksemburg OECD’nin kurucu üyeleri iken; Japonya, Güney Kore, Finlandiya, İsrail, Letonya, Kolombiya, Litvanya, Avustralya, Estonya, Yeni Zelanda, Çekya, Macaristan, Slovenya, Polonya, Kosta Rika, Şili, Slovakya ve Meksika OECD’ye daha sonra katılmıştır. Eylül 2022’ye ait enflasyon verisi olmayan ülkeler grafiğe dahil değildir.