3 gün öncesine ait bir haber.
Adana'da intihara kalkışan Şahin Yıldız adında bir baba, karşısındaki polislere şunları söylüyor:
“Size bir soru soracağım, senin iki çocuğun var, birinin adı Sena, diğeri Nisanur, onlarla beraber olduğunda, manavın yanından geçerken meyveleri görüp, canları çeker, isterler diye montunun önünü açıp gözlerini kapatarak götürüyor musun? Ben öyle yapıyorum. Başka çarem kalmadı.”
Belli ki dini bütün bir baba. Çocuklarına Kuran'dan isimler koymuş.
Yoksulluk nedeniyle eşinden ayrılmış. Çocuklarını göremiyor.
İnandığı din intiharı yasaklıyor belki ama ya onuru?
Onur bu... Çoğu kez din min dinlemiyor.
Ve iktidarın yayın organı Yeni Şafak gazetesi sayesinde öğreniyoruz ki, Erdoğan'ın milyar dolarlık kaçak sarayında en çok tüketilen içecek beyaz çaymış.
Türkiye'nin İslamcı Cumhurbaşkanı, milyar dolarlık sarayında kilosu 4 bin liralık çay içip, hacetini altın kaplamalı helada gideriyor.
Türkiye'nin yalın gerçeği artık bu:
İslam zenginlerin ideolojisidir.
Yoksullar mı?
Din min kurtaramadı, çocuklarını da yitirdiler.
Savaşta, dağda, sokakta, madende, inşaatta, sefalette...
Ellerinde bir onurları kaldı, bir de kaçıp gidemeyecekleri yurtları.