Kadınlar, çocuklar ve hayvanlar…
¨Sorun zekâ ile çözülseydi birkaç bin yıldır özgürce yaşıyor olurduk. Çocuklarınızı onurlu, namuslu ve vicdanlı olarak yetiştirin, zekâ kendisini ifade edebileceği gerçek alanı bulursa zaten serpilip gelişecektir.¨
Ernest Hemingway bir yerde “Başkalarından üstün olmanın onurlu bir yanı yoktur; asıl onur kişinin eski halinden üstün olmasıdır” der. Ama başkalarına karşı üstünlük kurma savaşını hayatın hemen her alanında görüyoruz ve sonuçları da oldukça acı oluyor işte.
Antalya’da geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olay yine kadın cinayetlerini gündeme getirdi. Gerçi neredeyse her gün yaşanan kadın cinayetleri sürekli bir gündem oluşturuyor artık. Bu da onlardan sadece bir tanesi ama benim örnek olarak seçmemin nedeni başka: Emrah Akgül Antalya’nın Kepez ilçesinde evli olduğu Rukiye Akgül’ü oturdukları evin giriş kapısı önünde öldürdü. Erkek Akgül, cinayeti her zamanki mazeretlerden biri nedeniyle işlediğini söyledi: Kıskançlık. Bir cana kıymak için hangi mazeret anlamlı olabilir ki? Ama konumuz bu da değil.
Gaziantep’te 4 yaşındaki Asiye Ateş pitbull cinsi iki köpeğin saldırısı sonucu ağır yaralandı Antalya’ya sevk edildi, tedavisi sürüyor. Olayın ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Beyaz Türkler, köpeklerinize sahip çıkın” açıklamasından sonra ise yandaş belediyelerde sokak hayvanlarını toplama seferberliği ilan edilirken bir kısım basın yayın organlarında sokak hayvanlarına yönelik düşmanca söylemler aldı yürüdü.
Bütün yaşananlar bir mürekkep lekesi gibi aslında. Uygun bir zemin bulduğunda bir zerresi bile tüm alanı mahvetmeye yeter. Peki, bu uygun zemin nasıl oluşur ve kimler bu zeminin oluşmasına destek olur ve neden?
Son zamanlarda en çok duyduğum ve beni fazlasıyla rahatsız eden bir durum ise şudur: Aileler çocuklarını sonu gelmez bir yarışın içine sokmak zorunda bırakıldıklarından beri çocukların zekâsını ölçtüğünü savunan firmaların ve hastanelerin de önünde kuyruklar oluşturmaya başladılar. “Benim oğlanın zekâsını ölçtürdük bilmem şu hastanesinde, vallahi dahi bu çocuk dediler”, “Kardeş benim kız gizli dahi diye bişey çıktı ne yapsak bilemedik vallahi”, “Öğretmeniyle görüştüm geçen gün, sizin çocuğu bir zekâ testine sokun diye tavsiye etti önümüzdeki hafta ona gideceğiz biz de”.
Cinayet işleyenler cahiller midir? Eğitim tek başına bunları ortadan kaldırmaya yeter mi? Zekâ vicdanlı olmayı sağlar mı?
Özellikle saldırgan olarak sınıflanan hayvanların hangi koşullar altında eğitildiklerine bir göz atarak başlamak gerekir. Bu hayvanlar doğdukları andan itibaren kapalı ve asla güneş almayan bir yerde tutularak eğitilmeye başlıyorlar; yaşadıkları her an onların saldırganlıklarını tetiklemek için kullanılıyor. Elektrikli kırbaçlarla kırbaçlanıyor, çiğ etle saldırganlıkları oranında ödüllendirilmek için besleniyorlar. Ortaya çıkan sonuç ise 4 yaşındaki bir kızımızın hayatını karartan iki köpek.
Kadın cinayetlerinde genel bir görüntü oluşturmak için çalışan sosyologların işi de oldukça zor. Bu failler, üniversite mezunundan profesörüne, iş adamından köylüye kadar çok farklı bir profil çiziyorlar. Ortak noktaları ise erkek egemen bir toplumun erk kurucuları olmaları.
Yani sorun köpeklerde değil, onları vahşice eğitip sokaklarda güç gösterisi için kullanan başka çeşit hayvanlarda.
Yani sorun tek başına cinayeti işleyenlerde değil, onları bu cinayeti işleyebileceğini, toplumda o kadar da fazla yadırganmayacağını, mahkemelerde kravat takarsa iyi hal indirimi alabileceğini, kadınların yerinin evi olduğunu söyleyen devlet kurumları ve hükümet biçimleridir. ¨Türkiye’de her zaman kadın cinayetleri oluyordu¨ savunusu yapanlar olabilir ama doğru soruyu sormamış olurlar. Şimdi neden bu kadar çok, pervasız ve zalim bir hale büründü? Çünkü bunun olabileceğini ve normal olduğunu düşündürten bir iktidar var.
Sonuç olarak; Hitler için belki söylenebilir ama Goebbels ve Göring’in hatta Albert Speer’in aptal olduğu söylenebilir mi? Atom bombasını yapanlar dünyanın en zeki bilim insanları değil miydi? Şimdi fabrikalarda, ofislerde vb. başınızda yönetici olarak gördüğünüz takım elbiseli, kravatlı adamlar veya şık elbiseli yönetici kadınların faşizmin ruhuna Fatiha okutacak yaratıklar olabildiklerini görmüyor musunuz?
Sorun zekâ ile çözülseydi birkaç bin yıldır özgürce yaşıyor olurduk. Çocuklarınızı onurlu, namuslu ve vicdanlı olarak yetiştirin, zekâ kendisini ifade edebileceği gerçek alanı bulursa zaten serpilip gelişecektir. Evcil hayvanlara, sokak hayvanlarına hakları ve canları olan bireyler olarak davranın, vahşi eğitim işkencelerine son verin, köpekleri değil bu tip eğitim veren sahipleri barınaklara yönlendirin. Erkek evlatlar değil, vicdanlı ve karşı cinse kendisi kadar değer veren evlatlar yetiştirin. Ne kadar zeki olduğu değil, ne kadar insan olduğu önemli.