Kada se govori o bratstvu/sestrinstvu Bosne i Turske, spominje se kulturno i istorijsko naslijeđe. Osim ovog klišea politički lideri obje zemlje:
- Iskorištavaju vjerska uvjerenja naroda, a ne prezaju ni od toga da iskorištavaju i ono što samo od Allaha može biti dato ljudim (kul hakkı/nafaka);
- Koriste anti-zapadni diskurs u svakoj prilici, a prednjače u saradnji sa imperijalizmom čineći najbolje što mogu kako bi postali vojnici imperijalističke agresije;
- Tvrde da su dio naroda, ali piju iz zlatom optočenih čaša.
Bosni, a naročito Bakiru Izetbegović nedostaje nešto. Bosna je mala država i moć Bakira Izetbegovića je ograničena veličinom Bosne, stoga ovaj procjep popunjava Erdogan sa svojoj podrškom.
Bosna je mala država. Mala država sa velikim problemima i zasigurno podrška države koja broji 80 miliona stanovnika je značajna za Bosnu. Nažalost, postoji i veliki razdor između snova i realnosti. Režim nad kojim Izetbegović bdije je moćan jedino onda kada ugnjetava vlastiti narod. On ih ne hrani i ne nudi dobar život. Moć režima ne počiva na pravdi i pravima, već na korupciji, pritiscima i lažima.
Snaga koja bi učvrstila bratstvo između Bosne i Turske leži u nečem drugom. To je snaga koja proizlazi iz bratstva radničke klase, a ne i onih koji iskorištavaju ljude. Ona je ta koja ne samo da će donijeti bratstvo u Bosnu i Tursku, već i na cijelom planetu.
Čujte ovaj glas iz Turske. Pratite našu borbu u Turskoj. Mi pratimo Vašu.
* Baba-oğul değil, kardeşiz!
Bosna ve Türkiye’nin kardeşliğine değinenler genellikle ortak kültürel ve tarihsel değerleri vurgularlar. Bu klişe vurguyu bir yana bırakalım, son dönemde iki ülkenin de siyasî liderleri yeni ortak değerlerde buluştular:
- Halkın dinî duygularını sonuna kadar istismar eden, ama kul hakkı yemekten de çekinmeyen,
- Batı karşıtı söylemden geri durmayan, ama emperyalizmle işbirliği yapmak, emperyalistlerin çavuşu olabilmek için deli divane olan,
- Hesapta halk adamı olan ama altın varaklı bardaklardan su içen yönetici sınıf.
Bosna’nın ve özellikle Bakir İzetbegoviç’in bir eksikliği var. Bosna küçük bir ülke ve İzetbegoviç’in gücü de Bosna’nın büyüklüğüne oranla oldukça kısıtlı. İşte o eksikliği Saray Rejimi’ne yancılık yaparak doldurmaya çalışıyor.
Bosna küçük bir ülke, büyük sorunlarla boğuşan küçük bir ülke ve elbette ki 80 milyon nüfuslu güçlü bir Türkiye’nin Bosna’ya destek olması Bosna için çok önemli. Fakat ne yazık ki gerçekler ve hayaller arasında çok ciddi bir uçurum var. İzetbegoviç’in yancılık yaptığı rejimin gücü ancak kendi halkını ezmeye, baskı altına almaya yetiyor. Kendi halkını doyurmaya, insanca bir yaşam sunmaya yetmiyor. Gücü hak, hukuk, adalete değil, yolsuzluğa, baskı ve yalana dayanıyor.
Oysa Bosna ve Türkiye’nin kardeşliğini pekiştirecek güç başka. Halkı sömürenlerin değil, emeğiyle geçinenlerin kardeşliğinden doğan güç sadece Bosna ve Türkiye halklarına değil, bütün dünyaya kardeşliği getirecektir.
Sevgili Bosnalı kardeşlerimiz. Geçen hafta misafir ettiğiniz zat, sizin ülkenize barış, huzur ve refah getirmeyecektir. Kendi ülkesine getiremedi. Size de getiremeyecektir. Var olan sorunlarınıza sorun ekleyecektir.
Size ve bize barış, huzur ve refah getirecek şey alın terimizin hakkı için birlikte yürüteceğimiz mücadeledir.
Türkiye’den gelen bu sese kulak verin. Türkiye’deki mücadeleyi takip edin.
Özgür Dirim Özkan’ın İleri Portal’dan önce yayınlanan yazıları için:
http://yugoslavyayazilari.blogspot.com.tr/
Bazı yazıların İngilizce çevirileri için:
http://lettersfromyugoslavia.blogspot.com.tr/