Seneler önce Belgrad'ta bir öğrenci Sırpların Sırplardan başka dostunun olmadığını, dünyanın geri kalanının Sırbistan'ın bölünmesi için elinden geleni yaptığını, yapmaya da devam ettiğinden bahsetmişti. Titremiştim.
Sırbistan garip bir ülke...
Vatandaşları Sırbistan’ın üzerindeki kara bulutların sorumlusu olarak hep dış mihrakları ve Sırbistan’ın bölgesel güç haline gelmesini istemeyen hainleri görüyorlar. Çok enteresan. Bunu yaparken siyasî liderlerinin milliyetçi azgınlığını, yarattıkları etnik terörü ve “Büyük Sırbistan” şiarının Yugsoavya’da yarattığı milliyetçi tepkileri göremiyorlar. Yuıgoslavya’yı asıl bölenlerin kendi milliyetçi liderlerinin olduklarından bîhaberler.
Yugoslavya’yı parçalayan içsavaşlar üzerinden neredeyse çeyrek yüzyıl geçti. O döneme ilişkin bazı gerçekleri Sırbistan halkı yeni yeni öğreniyor ve 25 yıl önce ülkelerinde gerçekleşen olayların aslını şimdi öğrenince çok şaşırıyorlar. Mesela Bosna’da olup bitenden, toplama kamplarından, Saraybosna’da sinek avlar gibi insan vuran keskin nişancılardan, tecavüz kamplarından, toplu mezarlardan, soykırımdan haberleri yokmuş. Haberleri olsaymış savaşa karşı çıkarlarmış...
Aslında yaklaşan savaşı hisseden, milliyetçi politikacıların Yugoslavya’yı nereye götürdüğünü gören, bilen yaklaşık 100.000 Yugoslav vatandaşının Bosna Savaşı’nın arefesinde Belgrad’da barış için, savaşa karşı bir gösteri yaptıkları biliniyor. Olan bitenin farkında olan Yugoslav vatandaşlarının bu tepkisi devletin ideolojik manipülasyonuyla altedilmiş. Savaşa karşı çıkan aydınların evleri teker teker paramiliter gangsterler tarafından basılmış. İnanılması çok güç: Düşünebiliyor musunuz? Bir aydın, sırf savaşa karşı olduğu için baskı altına alınıyor, saldırıya uğruyor, cezaevine atılıyor. Üstelik de 20. Yüzyıl arefesinde böyle bir şey gerçekleşiyor!
Haberlerde söylenilen herşeye inanmış Sırplar. Vukovar’da devletin ve milletin bölünmez bütünlüğüne karşı yapılan operasyonda kenti harabe haline getirenlerin ayrılıkçı teröristler olduğundan şüpheleri olmamış. Vukovar’daki yıkıma karşı çıkan, yüzlerce sivilin hayatını kaybettiği ordu operasyonuna karşı çıkanlara da hemencecik Ustaşa (Hırvat faşisti) etiketi yapıştırılmış.
Bosna’da Radovan Karadziç liderliğindeki Sırp milliyetçilerinin asıl amaçlarının Bosna’daki Sırpları korumak olduğuna inanmışlar mesela. Radovan Karadziç ve Ratko Mladiç gibi kahramanlar olmasa Bosna’daki Sırplar dış mihraklar tarafından desteklenen Boşnaklar tarafından katliama uğrayacağına inanmışlar. Bosna’da yeni doğan bebeklerin pişirilip yendiğine bile inanmışlar. Bosna’yı İslam cumhuriyeti haline getirmek isteyen köktendincilere karşı verilen mücadelede Sırp paramiliter güçlerin çete reislerini kahraman olarak bellemişler. Bu çeteler, yakıp yıktıkları köylerde duvarlara “Ovo je Srbija” (Burası Sırbistan) yazmalarıyla, her tarafa sprey boyayla Sırp milliyetçiliğinin sembolleriyle doldurmalarıyla bilinir. “Kızlar biz geldik yoktunuz” gibi yazılarla doldururlar.
Fakat, bu vahşiliğe karşı çıkmak ne kelime, Sırplar büyük Sırbistan için yapılan bu vahşiliklere göz yumacak kadar, hatta bu vahşilikleri destekleyecek kadar gemi azıya almışlar. Durumun vehametinin farkında olanlar ise gıklarını bile çıkaramamış, sıranın kendilerini gelmesini savuşturmak için.
Bosna’da şehirler bombalanır, çocuklar öldürürlürken, kadınlara tecavüz edilirken hemen yanıbaşındaki Sırbistan’da bütün bu olan bitenler görmezden gelinmiş.
Düşünebiliyor musunuz, aynı şeyler, benzer olaylar Türkiye’de yaşanacak ve bizim haberimiz olmayacak?
Yok daha neler!
http://yugoslavyayazilari.blogspot.ba/