1980 sonrası uygulamaya konulan neo-liberal politikalar, devleti dönüştürmeyi amaçlayan düzenlemeleri uygulamaya geçirdi. Bu düzenlemelerin temel hedefi, devletin etkin olduğu ve devlet tarafından düzenlenen ekonomik ve sosyal alanların sermaye birikimine açılması yönünde yeniden düzenlenmesiydi.
Sermaye birikiminin ihtiyaçları doğrultusunda ülkemizde de başlayan dönüşümlerden sağlık sistemimiz de nasibini aldı. Kâr odaklı bu dönüşüm rantı da tüm kurumların merkezine yerleştirdi, eğitim ve sağlık başta olmak üzere birçok alanı piyasalaşmaya sundu.
Ülkemizde AB ve DB (Dünya Bankası) güdümüyle başlayan bu süreç, bugün sağlık hizmetlerinin ticarileşmesine neden oldu. Yurttaşların müşteriye dönüşerek ekonomik gücü doğrultusunda sağlık hizmeti almasını temel alan bir anlayış ortaya çıktı. Anayasal hak olan sağlığa erişim hakkı, piyasaya terk edilerek kâr kaygısı insan sağlığının önüne geçti.
Bu anlayış üzerine inşa edilen şehir hastanelerinden Trabzon da nasibini aldı, projenin ihalesi 22/09/2020 de yapılarak yandaş bir firmaya verildi. Bu proje sağlık bakanı ve il milletvekilleri tarafından Trabzonlulara müjde olarak sunuldu.
Zaten tartışmalı projeler olan şehir hastaneleri Trabzon’da da siyasiler ve diğer kurumlar arasında tartışma ve karşılıklı atışma konusu. Yapılacağı yer konusu da problemli olan bu hastane ile ilgili ilk açıklama Trabzon Tabip Odasından geldi.
Trabzon Tabip Odası Başkanı Dr. Kibar Yaşar Güven, Trabzon'da ihalesi yapılan şehir hastanesi ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Şehir Hastanesi Gerçeği isimli bir basın açıklaması yayınlayan Trabzon Tabip Odası Başkanı Dr. Kibar Yaşar Güven, "Trabzon’daki hastaneler güçlendirilirse Şehir Hastanesi’ne ihtiyaç yoktur" ifadelerini kullandı.
Açıklamada "Son günlerde gündeme gelen şehir hastanesi konusunda birkaç noktaya değinmek gerekir.
Örneğin KTÜ Tıp Fakültesi yanındaki Çocuk Hastanesi’ne bütçe yetmezken ve bir türlü bitirilememişken yeni bir hastaneye nereden para bulunulacağı tartışılmalıdır. Madem para var, o zaman hastaneler yatırım yapılarak bu sorun çözülebilir.
Hemşehrilerimiz ve sağlık personeli açısından açılmak istenen hastane büyük sorunları da beraberinde getirecektir.
Var olan hastanelere şehrin bir alışkanlığı vardır. Bu kadar insanı şehrin dışında bir yere götürebilmek mümkün ve makul görünmüyor. Hem insanların ulaşımı hem sağlık personelinin ulaşımı toplu taşımanın yapılamadığı Trabzon’da çok zor.
Akyazı dolgu alanında yapılması planlanan hastanenin bütün sorunlar bir yana, ulaşım konusunda sıkıntılarının olması ve şehrin batı çıkışında bulunması aynı zamanda bu alanda Şenol Güneş Spor Kompleksi’nin bulunması zaten zor olan ulaşımın üzerine bir de maç günlerinin yoğun trafiği eklenince büyük sorunlar yaratacağı çok açık.
Her mahalleye bir cami projesi planlayan AKP, şehrin içinde var olan ve neredeyse yürüme mesafesinde olan 4 hastaneyi kapatarak vatandaşın sağlık hizmeti almasının önüne bir de ulaşım engeli koymuştur. 900 yatak kapasiteli olacak şehir hastanesi yüzünden şehir merkezinde bulunan 4 hastane kapatılacak.
Camiye gitmek için vatandaşın ayağına cami getiren AKP iktidarı, sağlık hizmeti almak durumunda olan vatandaşı zora koşmayı planlamaktadır. Diğer yandan, hasta garantili olarak inşa edilen bu hastaneler gerekli sayıya ulaşamazsa ileride ilçelerde bulunan hastanelerinde kapatılma tehlikesi var.
Bu tartışmalara ortak olan İYİ Parti il başkanının hastane projesini eleştiren sözlerine AKP il başkanı Haydar Revi’nin cevabı “FETÖ” eleştirisi üzerinden oldu. Planlanan ve uygulamaya konulan projeleri eleştirmeyi “vatan hainliği” ile eş değer gören AKP Trabzon il örgütü, yapılan eleştirilere sözleri olmayınca her zaman yaptıkları gibi konuyu “FETÖ, PKK ve DHKP-C” üzerinden savundu.
AKP’nin yaptığı yanlışlara eleştiri getirenler ülke genelinde nasıl eleştiriliyorsa yerelde de aynı dil kullanılıyor. Kendilerinden olmayan herkesi terörist ilan eden bu anlayış Trabzon’da da şehir hastanesi eleştirilerine aynı şekilde yanıt veriyor.
AKP rant projeleri ve hamaset dolu söylemleri ile saldırmaya devam ederken Trabzon’da da tüm yurtta olduğu gibi itirazlar ve tepkiler yükseliyor.