Yola çıkıldı
Artık bu imzaları gerekli yerlere ulaştırıp takipçisi olacağız. Korku duvarı aşıldı. Üretici emeğine ve ürününe sahip çıkacağını gösterdi.
Bir önceki yazıda “Çay Meclislerinden” bahsetmiştik. Artvin’den başlayıp Giresun’a kadar çayın yetiştiği, yani tarımının yapıldığı bölgede çay üreticilerinin sorunları üzerinden örgütlenme çalışmalarından söz etmiştim.
Üzerinden on beş gün gibi süre geçti. Üreticiler bulundukları her yerde bir araya geldiler, toplantılar yaptılar. Sorunları ortaktı. Sorunlar ortak olunca talepler de ortak oluyordu haliyle.
Bu yüzden dolayı hızlı ilerdi işler. Kıvılcım atılmıştı, ateşin büyümesi hiç de zor olmadı. Ekonomik krizin özelikle gübre fiyatları üzerinden ağır darbe vurduğu çay üreticisi bu ateşi harladı.
Önce meclislerini kurdu birer birer vadilerinde, köylerinde, mahallelerinde. Bu meclislerini şehirlere, ilçe merkezlerine taşıdı. Çay sezonu gübreleme ile başlamıştı. Bu nedenle acelesi vardı. Çünkü gübre alacak parası yoktu.
Gübre fiyatları geçen yıla oranla dört kat artmıştı. Gübreye ulaşmak kolay değildi. Pek çok üretici önünü görebilecek durumda değildi. Hatta yarısından fazlası gübrelemeyi bir çay hasadından sonraya ertelemiş, yaş çaya hükümetin açıklayacağı fiyata göre davranmayı seçmişti.
Küçük bir kısım üretici ise her yıl kullandığı gübrenin yarısı kadar gübre kullanmıştı. Üretici kendisi için ölüm çanlarının çalmaya başladığını anlamış, bu çanların sesini yakından duyar olmuştu.
Çünkü kendisinden önce şeker, tütün, ayçiçeği vb. çiftçisinin başına neler geldiğini çok iyi biliyordu. Ama bir türlü kendisine sıranın geleceğine inanmak istemiyordu. Artık farkındaydı sıra kendisine gelmişti.
ÇAYKUR Varlık Fonu’na devredilmiş, düzenli bir şekilde zarar ettirilmeye başlanmıştı. Üretici kendisinin sigortası olarak gördüğü bu kurumun özelleştirileceğini ve artık güvencesiz kalacağını anlamıştı.
Bütün bu tehlikelerin farkına varan üretici örgütlenmek için birilerinin işaret fişeğini ateşlemesini bekliyordu sanki. Ve öyle de oldu. Öne çıkan, sorumluluk alan bir kısım üreticiler bu işaret fişeğini ateşlediler ve öncü oldular.
Kısa süre içerisinde bölgede yapılan meclis toplantılarında sorunlar belirlenip aşağıdaki taleplerde ortak karar çıkınca bölgede hızlı bir şekilde imza kampanyası başladı:
1. Yaş çayda taban fiyatı uygulanmalıdır. Yaş çay taban fiyatı 9 TL olmalıdır. Organik yaş çay fiyatı konvansiyonel çayın iki katı olmalıdır.
2. Çay gübre fiyatlarının yüksekliğinden kaynaklı üretici enflasyon oranında sübvanse edilmelidir.
3. Çay üreticisi özel sektör karşısında korunarak, taban fiyatın altında yaş çay alımı yasaklanmalıdır.
4. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’ne hazırlatılan, özel sektörü koruyan ve üreticiden saklanan yaş çay yasa tasarısı geri çekilerek üreticilerle yeniden hazırlanmalıdır.
5. Çayda kota ve kontenjan uygulamaları kaldırılmalıdır.
6. Mevsimlik işçiler kadroya alınmalıdır.
Bu talepleri içeren imza kampanyası bölgede büyük bir ilgi gördü ve üretici tarafından sahiplenilerek dalga dalga bütün vadilere yayıldı.
Artık bu imzaları gerekli yerlere ulaştırıp takipçisi olacağız. Korku duvarı aşıldı. Üretici emeğine ve ürününe sahip çıkacağını gösterdi.
Sonrası mı?
Onu da göreceğiz. Hele yola çıkıldı.