Hasan Sivri: 'Halep konusu bağlanmadan El Bab'daki tavırlar netleşmez'

Hasan Sivri: 'Halep konusu bağlanmadan El Bab'daki tavırlar netleşmez'

Araştırmacı, gazeteci Hasan Sivri, "ABD ile Rusya arasında Halep'te bir anlaşma sağlanmadan El Bab kentinde net bir tavır göremeyeceğiz" diyor. Sivri'ye göre, Suriye'deki Türk ve ÖSO varlığı gelecekte ABD tarafından Rusya-İran-Şam hattına karşı kullanılacak.


Erdoğan, Çin gezisinin dönüşünde Rakka'ya ABD ile ortak bir operasyonun sinyalini vermişti. Son günlerde hükümet yetkililerinden Türkiye'nin Suriye'de daha derinlere inen bir strateji izleyeceğini sık sık işitir olduk. 

Ortadoğu ve Suriye uzmanı gazeteci Hasan Sivri ile Cerablus operasyonunun geldiği aşamayı konuştuk. Türkiye, ABD, Rusya, Şam, IŞİD ve Kürtler'in pozisyonları bakımından El Bab ve Rakka'nın önemini anlatan Sivri'ye göre Halep üzerine bir anlaşma olmadan El Bab'da net tavırlar görmek çok zor. 

PYD'nin Cerablus konusunda ABD'den hiç beklemediği bir tavır gördüğünü söyleyen Hasan Sivri, Suriye'deki Türk ve ÖSO varlığının gelecekte ABD tarafından Rusya-İran-Şam hattına karşı kullanılacağını düşünüyor.

ÖSO'cuların IŞİD bayrağını öpmesini de sorduğumuz Sivri'ye göre, cihatçı örgütlerin zihniyet ve hedefleri aynı, tek fark ise yöntemler...

İşte Hasan Sivri'nin sorularımıza verdiği yanıtlar: 

IŞİD El Bab'dan çekiliyor mu?

El Bab IŞİD'in kalelerinden biri ve çekilmeleri çok beklenmedik bir durum. Ancak Cerablus operasyonundan önce çıkan haberlerin aynısı şimdi Bab için de dillendiriliyor. Bu IŞİD'e baskı da olabilir ama muhtemelen IŞİD oradan çekiliyor çünkü artık çok tutunamayacağını biliyor. Rakka'ya kaçabileceği bir koridor var bu koridor kapanmadan kaçmak istiyor olabilir.

El Bab üzerinden ne gibi pazarlıklar sürüyor?

Fırat Kalkanı Operasyonu'nun ikinci aşamada güneye doğru ilerlemesi ve Çobanbey'deki operasyonlar Türkiye'nin Bab'ı istediğini gösteriyordu. Fakat burada hâlâ pazarlıklar sürüyor. Her ne kadar Savunma Bakanı Fikri Işık 'Biz ABD'den, YPG'nin Fırat'ın doğusuna çekileceğinin sözünü aldık' dese de Suriye Demokratik Güçleri'nin komutanları Bab ve Menbiç'in Batısı için ABD'den söz aldıklarını söylüyorlar. Dolayısıyla bu dört pozisyon hâlâ net değil ABD tarafından.

HALEP BAĞLANMADAN EL BAB İÇİN NET TAVIR OLMAZ

İkinci olarak IŞİD her zaman ABD'nin sahada söz söylemesi için araç oldu. IŞİD'le mücadele açısından pratikte ABD uçaklarının söz sahibi olabileceği son kent Bab gibi duruyor. Dolayısıyla ABD ile Rusya arasında Halep'te bir anlaşma sağlanmadan Bab kentinde net bir tavır göremeyeceğiz. Ancak son açıklamalar çok büyük bir pazarlığın döndüğünü gösteriyor bize.

Nasıl bir pazarlıktan bahsediyoruz?

Türkiye daha da derinleri işaret ederek bataklığa çekiliyor. ‘Rakka'ya inebiliriz’ diyerek ‘Bab'ı istiyoruz’ mesajı da veriyor olabilir. Bu aynı zamanda YPG'ye de ‘Fırat’ın doğusuna çekil artık’ mesajı olabilir. Halep anlaşması sağlanmadığı için pozisyonlar net değil. Rusya-ABD arasında bu sene içerisinde birçok defa Lavrov ve Kerry'nin bir araya gelmesine neden olan Suriye krizinde en çok Halep konuşulmuştu. Dolayısıyla Halep atlanarak Bab konuşulmamalı. Halep'te anlaşma sağlanmadan ABD’nin ya da Rusya'nın tavrının çok net olacağını sanmıyorum Bab için.

[ih2]

RAKKA’YLA İLGİLİ SÖZLER BAB İÇİN PAZARLIK UNSURU

Rusya bugün olumsuz karşıladı ve böyle bir şeyin olmasını istemediğini söyledi. Özellikle Rakka için Türkiye'nin derinlere inmesinin sağlıksız sonuçlar getirebileceğini dile getirdi. Dolayısıyla Rakka ile ilgili ifadeler Bab'la ilgili bir pazarlığın işareti olabilir. "İsterse Rakka'ya inmemize neden olsun, Bab'ı alacağız" ısrarıdır bu. Türkiye “YPG'nin kantonları birleştirmesine kesinlikle karşı çıkacağız” mesajı da veriyor aynı zamanda…  Ve bunlar Türkiye açısından çok sağlıklı sonuçlar getirmeyecektir. Son iki yıldır Suriye'ye girmek istediklerini söylüyorlardı ve sonunda girdiler ama özellikle kendi siyasi hedeflerini gerçekleştirmeden ya da “bir istikrar sağlamadan” -ki bu tekfirci ve İslamcı, cihatçı güçlerle orada bir istikrar sağlayamazlar- oradan çıkmaları mümkün değil. Bu da Türkiye'nin uzun süreliğine bir bataklıkta kalacağını gösteriyor. İleriki zamanlarda Rusya-İran-Şam'a karşı ABD'nin güdümünde bu cihatçı güçlerin kalacağını düşünüyorum.

ABD ile Türkiye arasında El Bab pazarlığı olduğu iddiaları var. Kente Türkiye'nin, ÖSO'yu ABD'nin ise YPG'yi yerleştirmek istediği öne sürülüyor...

Bu iddialar var çünkü sahada da karşılıkları var. Bab için SDG'nin içerisinde yer alan bir meclis kuruldu fakat şunu da hatırlamamız gerekiyor ki Cerablus için de bir hazırlık vardı. Cerablus Askeri Konseyi kurulmuştu ve 'YPG Cerablus'u da alacak' deniliyordu. Tam tersi oldu. YPG ABD'den hiç beklemediği bir pozisyon aldı. Dolayısıyla Bab için de böyle bir pozisyon alabilir Amerika ve artık orada TSK gücü var. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere tüm yetkililer tarafından dillendirilen ‘biz bu koridorun tamamlanmasına izin vermeyeceğiz’ ısrarı var. Dolayısıyla TSK oradayken YPG'nin Bab'ı almasına izin vereceklerini sanmıyorum. TSK şu an ÖSO üzerinden SDF ile çatışıyor. Ama gerekirse Menbiç'te birkaç günlüğüne yaşanan çatışmaları burada da yapabilir. TSK güçleri ve tanklarıyla oradayken ben onlara izin vereceklerini sanmıyorum. Bu da siyasi hedeflerine ulaşamama durumu nedeniyle Türkiye'nin orada daha çok var olmasına neden olacak ve diğer silahlı örgütler olduğu gibi uluslararası güçlerin pazarlığında bir araç olacak.

RAKKA’YA KADAR ÖRÜLECEK DUVARIN SONUÇLARI…

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli'nin dün yaptığı ‘Rakka operasyonuna sıcak bakıyoruz’ açıklaması da bu durumdan mı kaynaklanıyor?

‘Rakka'ya sıcak bakıyoruz’ açıklaması bu konuda ne kadar ısrarcı olduklarının göstergesi. Yani Rakka'ya inmek demek Türkiye'nin sınırdan Rakka'ya kadar bir duvar örmesi demek. Bunun şimdilik tek hedefi YPG'nin önüne geçmek. Daha sonra tabii Suriye ordusuna karşı kullanılacak, daha sonra ABD tarafından Rusya ve İran'ın Suriye'deki varlığına karşı bir Türk varlığı olarak kullanılabilecek. Dolayısıyla ABD açısından böyle kullanışlı bir hamle olabilir. Türkiye açısından da YPG'ye karşı bir hamle olabilir. Ancak söylediğim gibi Halep'te anlaşma sağlanamadığı için ABD'nin tavrı belli değil. Canikli'nin bu açıklaması bu ısrarın ve bu hamlede ne kadar istekli olduklarının ABD'ye bir mesajıdır.

BİRİ HIZLI DİĞERİ YAVAŞ KAFA KESER; FARKLARI BUDUR

ÖSO’cuların Cerabus'ta IŞİD bayrağını öpüp alnına koymasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

ÖSO bayrağı alıp öpen ve sahiplenenler "mücahitlerimiz bu bayrağın asıl temsilcileridir ve bu bayrağın asıl temsilcileri La İlahe İllallah şiarına sahiptir ve bu şiarı hiçbir zaman bırakmayacaktır" diyerek açıklıyorlar durumu. Dolayısıyla Türkiye ‘laik bir Suriye istiyoruz’ derken, sahada hareket ettiği örgütler IŞİD'in bu bayrağını ve şiarlarını taşıdıklarını ifade diyorlar. ÖSO ya da hangi isim olursa olsun bu örgütlerin tabelasıdır. Her zaman aynı ideolojiye sahip olduklarını, aralarında sadece ton farkı olduğunu, birinin kafa kestiğini, diğerin hızlıca kafa kestiğini, bir diğerinin infazı silahla yaptığını söyleyebiliriz. Aralarındaki tek fark yöntemler; zihniyet aynı, hedef aynıydı: Suriye'de bir hilafet devleti kurmak. IŞİD bu konuda güçlü olduğu ve hızlı davrandığı için önce kurdu. Fakat diğer cihatçı örgütler önce Şam'ı düşürüp sonra bunu kuracağız hedefindeydi. Dolayısıyla bu örgütlerin bayrağı sahiplenmesi şaşırtıcı değil.
[ih3]