Otorite güç üzerine kuruludur. Ancak bu gücün kullanılması, otoritenin sarsıldığına işaret eder. AKP, 2013’ten beri her yıl gücünü tekrar göstermek zorunda kalıyor.
Herkes yazdı, tekrar etmekte sakınca yok; büyük burjuvalar ve onların medyası 15 Temmuz ve 16 Temmuz’da AKP’yi tam kadro desteklediler. Bu kadroya cihatçı çeteleri de katabiliriz [1]. Ya sokaklara çıkan halk? Onları katamaz mıyız? Sahi, 16 Temmuz’da sokağa çıkanlar kimler?
Cevap vermeden önce bir noktaya açıklık getirmek gerekiyor. Devletin, 15 Temmuz gecesi görece paralize edilmiş bir kurumu hariç, tüm kurumları AKP’nin arkasına dizildiler. Darbe olmasına rağmen televizyonlarda Abdülkadir Selvi’nin hiçbir birikim ve bilgiye dayanmayan sallama yorumlarını hala izleyicilere dayatabiliyor olması 15 Temmuz darbesinin devrileceğini gösteren, belki de, en önemli sinyaldi. Gece yarısından itibaren açık ve netlikle seçilebilen bu durumu camiilerde sela okuyanlar ve AKP zamanında 17 katına çıkan örtülü ödenekten pay kapanlar da gördü [2]. Çoğu esnaftan oluşan örgütlenmelerini ve kafaladıklarını harekete geçirdiler [3][4]. Özel harekat timlerinin, polislerin ve, pek muhtemel, kontrgerillanın [5] eşlik ettiği bu yığın, gencecik erlerin üzerine salındı.
Tayyip Erdoğan ve arkadaşları darbe yenilmesine rağmen bu kitlenin sokakta kalmasını istedi; otorite yeniden tahsis edilmeliydi. Ancak bir, bu kalabalık o kadar da büyük değildi; medya büyük gösteriyor ve sosyal medya abartıyordu. Solun görece örgütlü olduğu her mahalleden sopalarla kovalandılar. Belli meydanlarda gösteri/talan yapabildiler [6] Moda’da, Tuzluçayır’da, Armutlu’da, Gazi’de, Okmeydanı’nda polisten uzaklaştıkları anda dayak yediler [7]. Dayak yemeyenleri arabalarından çıkmadan kornaya bastı, mehter marşı açtı.
Genel resme dönersek, bu noktadan sonra AKP baskılarını arttırabilir, Fatih Yaşlı’nın sözleriyle, “alacakaranlık kuşağının birkaç ton daha koyu bir aşamasına” ilerlemeye çalışabilir. Ancak bir gerçek gün gibi ortada duruyor: Popüler bir referansla, nasıl ki kral olduğunu hatırlatmak zorunda olan kral, kral değildir; her yıl gücünü hatırlatmak zorunda olan iktidar da güçlü değildir.
NOTLAR:
[1] http://www.abcgazetesi1.com/kaideden-akpye-tebrik-mesaji-21950h.htm
[2] http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/464671/iktidar__ortulu__harcamayi_sevdi.html
[3] http://www.haberturk.com/gundem/haber/198832-savci-ozun-kontrgerilla-raporu-haberturkte
[4] Nuh Köklü’nün öldürülmesi olayında da devletin esnaf içinde örgütlenmesinin hala devam ettiği görüldü (http://sendika10.org/2016/01/nuh-kokluyu-oldurunce-raporluyum-bana-birsey-olmaz-demisti-durusma-rapor-icin-ertelendi/).
[5] 16 Temmuz’da kontrgerilla eğitimi verdiği iddia edilen Osmanlı Ocakları adı verilen yapı da (http://www.birgun.net/haber-detay/at-ciftliklerinde-kontrgerilla-egitimi-iddiasi-92484.html) sokağa çıkmıştır.
[6] http://t24.com.tr/haber/izmirde-tarihi-saat-kulesinin-taslari-sokuldu,350311
[7] http://ilerihaber.org/icerik/askeri-darbe-girisiminden-seriatci-kalkismaya-56858.html