Geçen hafta, İstanbul Barosu Başkanının avukatlara yazmış olduğu mektuba cevabı; "Bunca eleştiri sıralıyorsun peki sen ne öneriyorsun" diye sorduğunuzu duyar gibi oluyorum. ¨Mektubu uzattığımın da farkındayım, 'aynılar aynı yerde, ayrılar ayrı yerde' diyerek önümüzdeki hafta kaldığımız yerden devam etmeyi öneriyorum" diyerek bitirmiştim. Bu sefer mektup tadında olmayacak ama kaldığımız yerden devam edelim.
Baro siyasetine ilişkin kişisel önerilerde bulunmak yerine seçimlerde neden Çağdaş Avukatlar Grubu'nu desteklediğimizi açıklamak daha yerinde olacak. İstanbul'daki yaklaşık 50 bin avukatın büyük çoğunluğu artık işçi avukat olarak asgari ücretin biraz üzerinde seviyelerinde maaşlarla ve uzun mesai saatleriyle çalışarak geçinmeye çalışıyor. Her geçen gün daha da kötüye giden bu meseleye dair etkili hiçbir girişimde bulunmayan baro yönetimleri karşısında, Çağdaş Avukatlar olarak işçi avukatların haklarının yasal güvenceye kavuşturularak tip sözleşmenin zorunlu hale gelmesi için her düzlemde mücadele etmeyi önümüze koyuyoruz. Bir yıllık zorunlu staj dönemi boyunca stajyer avukatları ucuz emek gücü olarak görmeden onları hak savunuculuğuna hazırlayacak, sigortalı ve ücretli çalışmayı zorunlu kılacak yasal düzenlemeler yapılması noktasında etkin bir mücadeleyi öneriyoruz.
Avukatların yarısını oluşturan kadın avukatlar için baro yönetimi başta olmak üzere tüm kademelerde %50 kota uygulanmasını ve genç, işçi, LGBTİ+ avukatların da temsiliyetinin arttırılması için önlemler alınarak bu yönde düzenlemeler yapılmasını savunuyoruz. Katılımcılığın kurumsallaşması için gerekli tedbirlerin alınmasını, baro bünyesindeki merkez ve komisyonların yürütme kurulları ile başkanlarının atamayla belirlenmesine itiraz ederek demokratik bir işleyişi benimsiyoruz. Baro meclisinin, yönetimdeki grubun kendi çalıp kendi söylediği bir yer olmaktan çıkartılıp tüm grupların temsil edildiği, katılımcı ve demokratik bir işleyişe sahip bir yapıya dönüştürülmesini istiyoruz.
Konformist değil dayanışmacı bir baro hayali kuruyoruz. Makam arabalarına ve spor faaliyeti adı altında gereksiz yere harcanan yüz binlerce liranın yoksullaşan, hayatını idame ettirmekte zorlanan meslektaşlarımız yararına kullanılacağını ilan ediyoruz. Meslek örgütüne ait olan taşınmazları gece kulüplerine "kiralamak" ve şehre uzak baro bahçelerin lüks menülerine mahkum olmak yerine ucuz, kolay ulaşılabilen ve işlevli mekanlara ihtiyaç olduğunu söylüyoruz. Çağdaş Avukatlar Grubu döneminde kurulan ancak mevcut yönetimin 19 yıllık iktidarında angaryaya dönüştürülen CMK zorunlu müdafilik sistemini avukatlık asgari ücret tarifesi seviyesine çıkartmayı, ödemelerin baro tarafından yapılmasını ve kamusal bir hizmet olan CMK hizmetlerinden vergi alınmaması için mücadele etmeye söz veriyoruz.
Sıralanan başlıklarda söylediklerimizi hayata geçirmek için elimizde sihirli değnek olmadığını biliyoruz. Tıpkı bu çözümleri gerçekçi kılmanın yolunun "çılgın projelerden" geçmediğini ve tüm meslektaşların bir arada mücadele edebileceği katılımcı bir işleyişe sahip baro zemininin inşasıyla mümkün olduğunu bildiğimiz gibi.
Siyasi iktidarın ve onun Barolar Birliği koltuğunda oturan temsilcisinin ortak tasarımı olan çoklu baro düzenlemesinin iptal edilmesi için mücadele etmeyi ve bununla birlikte Barolar Birliğini de sarayın esaretinden kurtarmayı gündemimizin en üst sıralarında tutacağımızı ilan ediyoruz. Laiklik konusunda ise slogandan ibaret söylemler yerine adli yıl açılışına dualarla katılan ve yargıyı dinselleştirmek için yoğun çaba sarfeden Diyanet İşleri Başkanının karşısına dikilecek bir baro yaratmak istiyoruz.
Sadece meslek sorunlarıyla değil memleketin sorunlarıyla da mücadele eden bir baro olma sözü veriyoruz. Adalet mücadelesinin, eşitlik ve özgürlük mücadelesinden ayrılamayacağını üstüne basa basa söylemeye devam ediyoruz. Avukatlığı adliye ve ofislere sıkıştırmayan, fabrikada hakkını arayan işçinin, sokaklarda rahatsız edilmeden dolaşmak isteyen kadınların, üniversitelerde özgürlük isteyen öğrencilerin yanlarında olmayı kendimize pusula ediniyoruz. Emekten, kadınlardan ve LGBTİ+ lardan, çocuklardan yana olan, güçlüden değil haklıdan yana tavır alan, toplumsal olaylarda ve davalarda mücadele eden bir baro sözü veriyoruz.
Milliyetçiliği değil tüm yurttaşların eşitliğini, kardeşliğini ve toplumsal barışı savunan bir çizgiyi benimsiyoruz. Göçmenleri/mültecileri bir an önce geri gönderme hayalleri kurmuyor, insani koşullarda yaşam haklarının tanınması ve sağlanması için yanlarında duruyoruz. Evet kimliğimizi ve kendimizi saklamıyoruz. Çağdaş Avukatlar eşitlikçidir, özgürlükçüdür, adalet mücadelesinin yılmaz birer neferidir. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin, yaşanabilir bir dünya için ekoloji mücadelesinin ve emek mücadelesinin sesidir. Öğrencilerin özgürlük mücadelesinde yanı başında, kent ve çevre hakkı için direnen yurttaşların omuz başındadır. Ve yerimiz ülkede de baroda da tek adamlığın tam karşısıdır.
Genel kurula sayılı günler kala avukatlar olarak sadece birer seçmen olmadığımızı, hem ülkenin hem de baronun geleceğini değiştirmek üzere birer özne olduğumuzu göstermenin zamanıdır. Tüm meslektaşlarımızı genel kurula katılarak geleceğimizi kendi ellerimize almak için "Çağdaş Avukatlar yeniden" demeye davet ediyoruz. Aramızda "çürük" arayanlara ise yanıtımız bellidir: "Sağ yanımız çürüyor, sol yanımız diri."