“Devrimci demokrasi”: Hala zemini var mı?
Kimilerine göre “devrimci demokrasi” burjuva devrimlere özgü bir kategoridir; nitekim Marx da bu kavramı özellikle 1848-1850 dönemi Fransa’sını değerlendirirken kullanmıştır. Dolayısıyla burjuva devrimler dönemi kapandığına göre tarihsel bir kategori olarak devrimci demokrasinin zemini de ortadan kalkmıştır…
Hikayenin bir geçmişi var; kısaca özetleyelim.
Zamanında, 1960’lar ve 1970’lerde, bizim de içinde yer aldığımız “gelenek” kendi dışındaki devrimci hareketleri genellikle “goşist” sıfatıyla tanımlar, bunları “sol sapma” olarak değerlendirirdi. 1979 yılında yayınlanmaya başlayan Sosyalist İktidar dergisi ise bu gelenekten gelmesine rağmen söz konusu tanımları sürdürmedi. “Goşizm” ve “sol sapma” gibi tanımlamalar yerine “devrimci demokrat/demokrasi” kavramını kullanmayı tercih etti.
Ardından, konuya biraz daha açıklık getirmek amacıyla bir yazı kaleme almıştık. Gelenek dizisinin Haziran 1987 tarihli kitabında yer alan yazı “Goşistler mi Devrimci Demokratlar mı?” başlığını taşıyordu.
Hikayenin geçmişi bu kadar.
***
Kimilerine göre “devrimci demokrasi” burjuva devrimlere özgü bir kategoridir; nitekim Marx da bu kavramı özellikle 1848-1850 dönemi Fransa’sını değerlendirirken kullanmıştır. Dolayısıyla burjuva devrimler dönemi kapandığına göre tarihsel bir kategori olarak devrimci demokrasinin zemini de ortadan kalkmıştır…
Biz üç nedenden dolayı bu kanıda değiliz.
Birincisi: En olgunu, gelişkini ve ileri olanı dahil hiçbir burjuva devrim teoride kendisine atfedilen “tamlıkta” olamaz; derecesi ülkeden ülkeye değişmek üzere geriye mutlaka “eksikler”, “gedikler” kalır.
İkincisi: Kapitalizmin dünya ölçeğinde yaygınlaşması ve emperyalizm, Asya, Afrika ve Latin Amerika’da kendi özel dinamiklerine sahip kurtuluş arayışlarını tetiklemiştir.
Üçüncüsü: Kapitalizmin gelişmesiyle birlikte ortaya sürekli olarak yeni tepkiler, sorun alanları, direnç odakları ve bunları temsil eden hareketler çıkmaktadır. Bunların yeni bir burjuva devrimler dalgasıyla karşılık bulması artık mümkün olmadığı gibi, kendi mecralarından doğal olarak sosyalizme yönelmeleri de beklenemez.
Bize göre devrimci demokrasinin kendini yeniden ve yeniden üretmesinin “nesnel zemini” ya da kaynağı buradadır.
***
Buraya kadar geldikten sonra bir devrimci demokrasi tanımı yapalım: Eşitlik, özgürlük, adalet (hakkaniyet), hak ve hukuk arayışını doğrudan sınıf ve sosyalizm referansı olmadan, bu bağlamın dışında sürdüren ve değişim özlemiyle belirli bir aktivizm içinde yer alan kesimler “devrimci demokrasi” kategorisini oluşturur…
Peki, “yeni toplumsal hareketler” devrimci demokrasi kategorisinde dahil edilebilir mi?
Bizce fazla sakıncası yoktur; ancak burada belirli bir ayrımı özellikle gözetmek gerekir. Yeni toplumsal hareketler devrimci demokrasi kategorisinde yer alabilir; ancak devrimci demokrat özellikler taşıyan her hareket yeni toplumsal hareket değildir. Örneğin feminizm günümüzde kimi yeni özellikler kazanmış olsa bile tarihsel açıdan “yeni” değildir. Keza yüzyılı aşan tarihiyle Kürt özgürlük hareketine de “yeni” denemez; ama devrimci demokrat olduğu kesindir (umarız “devrimci” ön eki “radikal” ön ekinden daha değersiz bulunmaz).
***
Burjuva devrimler döneminin kapanmasının ardından tarihte, devrimci demokrasinin kendini farklı biçimlerde ortaya koyan dinamizmi olmaksızın, bu dinamizmle eşleşmeden sol-sosyalist hiçbir devrim gerçekleşmemiştir.
Devrimci demokrat denebilecek arayışların bugün düne göre sosyalizmle daha rahat bağdaştırılabilir olması esas olarak bir potansiyele, imkana, fırsata işaret eder. Yoksa ne devrimci demokrasi yoklaya yoklaya sonunda kendiliğinden sosyalizme ulaşabilir ne de sosyalizm devrimci demokrasiyi ona herhangi bir varlık zemini bırakmamacasına soğurabilir.
Sonuçta, izlenecek yol kimi durumlarda ittifak, kimilerinde (bir dönem) birlikte yürüme, kimilerinde de hareket içinde mümkün olduğu ölçüde geniş bir etki alanı yaratılmasıdır.
Tabii bir de “tarihsel blok” ve “hegemonya” konuları var; ama bunlar için hem henüz erken hem de “hegemonya” kavramının (Gramsci’nin kullandığı anlamda kullanılsa bile) rahatsızlığa yol açması gibi bir risk var…