Metin Çulhaoğlu
Akla dolan o son bakış (unutulur mu, unutulmaz mı?)
Siyasal İslam’ın herhangi bir versiyonunun ve Tayyip Erdoğan gibi bir politikacının tarikatlar ve cemaatlerle birlikte ülkeye çoğulcu demokrasi getireceği düşünülmüş ve savunulmuşsa bunun bir döneme yönelik obsesif düşmanlık dışında bir açıklaması olamaz.
Türkiye’de sosyalizmin yakın geleceğine dair bir kestirim
Sosyalistler ne derlerse desinler ne yaparlarsa yapsınlar, aydınlanmayı bile “aşmayı” amaçlayan, Marx’ın zamanında hesaplaştığı kimisi ütopyacı görüşleri “yeni bir sosyalizm anlayışı” olarak takdim eden çevreler mutlaka çıkacaktır.
Bir kültürel ortaklık beklentisi (belki de hayali)
Ne yazık ki bugün belirli bir yaşı aşmamış olanların “Bir dönemimiz (hatta uzunca bir dönem) onunla geçti” diyebilecekleri bir tek kişi vardır ve o da sanat-kültür alanından değildir: Recep Tayyip Erdoğan…
Devran dönüyor gibi, ama…
Türkiye’de solun yükselişi daha önceleri ağırlıklı olarak “yukarıdan gelen” açılımların kendi tabanını/kitlesini bulmasıyla gerçekleşmişti; bugün ise yükselişin asıl dinamiği, yerel ölçeklerde oluşan hareketliliklerin, örgütlenmelerin ve kazanılan mevzilerin çevreye ve yukarıya doğru yaygınlaşması olacağa benzemektedir.
“Kuşak farkı” bu mu ola?
Ne kadar “çözüm” sayılır, ayrı; ama yapılması gereken ve yapılabilecek olan, günümüzün olgularına seçerek, bazılarını öne çıkaran bir sadeleştirmeyle yaklaşmak ve bunlarla yakın gelecek arasında bağlar kurmaktır.
"Özeleştiri ögeleri"
Aman yanlış anlaşılmasın: Bunlar kişisel özeleştiri ögeleridir; aynı örgütte yer aldığımız başkaları “O öyle düşünmüş, konuşmuş, yazmış olabilir; ama biz hiçbir zaman bunlara itibar etmedik…” derse de kabulümüzdür.
Türkiye’yi yeni MC’ler mi bekliyor?
Türkiye’yi bekleyen yakın gelecekte yeni Milliyetçi Cephelerin ve yaratacağı gerilimlerin, “normalleşmeye”, hele hele gerçek karşılığıyla “restorasyona” göre çok daha güçlü bir ihtimal olduğu kanısındayız.
“Büyük resim” tutkunları için…
Büyük resme bakarak Barbie davasında Fransa’nın, diğer olaylarda kadınların, doktorların ve laik vatandaşların “zaaflarını” görebilen solcular bu “bütünlükten” hareketle bir de eyleme geçseler ne iyi olur…
Yön işareti bir kez daha batıyı gösterirken…
Emperyalizmin ve onun örgütlenmelerinin Türkiye’ye dayatacağı gündemlerde kesin ve ikirciksiz karşı tutum alma dışında, yeni bir sol yükselişin en başta emperyalizm ve NATO karşıtlığından beslenmesi günümüz koşullarında mümkün görünmemektedir.