Eskiden ineklere ad falan verilmezdi. İnek işte. Akşama kadar dağa salınır artık ne ot yerse. Kışın da buğday hasadından kalan samanlar. Çok süt de vermezdi. Her bir inek o ailenin haftalık süt yoğurt peynir vs. ihtiyacını giderirdi. Sonra 80’lerin sonuna doğru Hollanda inekleri geldi. Ama ne inek! Bizim ad koymaya gerek duymadığımız ineklerin 5 katı süt veriyor. Haliyle onlara genelde Sarıkız denmeye başlandı.
Sarıkız iyi güzel süt veriyor ama öyle dağdaki iki gıdım otla, buğdaydan kalan sapla samanla doymuyordu. Yemler alınmaya başlandı. Ama ne garip siha miha çuha üreten ülke hala yem üretemiyor. Yemler ithal. Yani dolarla.
Dolara bağlı olarak benzin fiyatları her artığında “Ben zaten hep 50’lik benzin alıyorum” denir. Ama Sarıkız anlamıyor işte “Ben hep 50’liralık yem yiyorum” dese, ama demiyor işte. Ulusal duygulardan yoksun bir inek bu. İlle de aynı miktarda yem yiyecek. O da 50, 80, 120 TL diye gidiverdi 3-4 senede.
Geçen hafta çok popüler olan Albayrak’ın “Ben döviz kuruna bakmıyorum” haberi çok dolaştı. Küçük bir tweet de dolaştı -belki de sadece ben okudum- yem fiyatlarının dolara bağlı olmasından dolayı artık yeme para yetiştiremeyen bir çiftçi sarıkızları satışa çıkarmış. Kimse “yem ver, süt al” denklemine talip olmayınca da kesime göndermiş süt ineklerini.
Yani Albayrak dolara bakmıyor olabilir ama memleketin davarı bile dolara bakıyor. "Eee, o zaman bir ekonomi bakanının döviz kuruna bakmaması normal mi" diye biraz geçmişi kurcalıyoruz.
Albayrak malum daha 21 yaşında Çalık Grubu’nun Finans Direktörü oldu. Genelde 21 yaşındaki çocuklara biz “Öğrencisin sen, kontörün bittiyse dur sana kontör atayım” derken o New York ofisine taşındı. Daha sonra geri geldi hızlıca Çalık grubunun CEO’su oldu. Çalık grubu ise iki alanda kuvvetli. Biri tekstil ama daha çok pamuk borsası. Logosu zaten pamuktur bakarsanız. Ahmet Çalık Türkmenistan Tekstil Bakanı Yardımcısıydı aynı zamanda. Örneğin bunun dünyada benzeri yok ama nedense pek konuşulmadı. Çalık medyada olmayı pek sevmezdi ama kendisinin yerine medyada olacak kişiyi 21 yaşında seçti. Bu kadar isabetli bir geleceğe yatırım olduğunu sanırım kendisi de bilmiyordu. Çalık grubu Türkmenistan’da ne yapıyordu? Türkmenistan, Amerika’dan sonra en büyük pamuk üreticisidir. O adını anmaya gerek olmayan meymenetsiz lider tüm Türkmenistanlıları yılın 1 ayı pamuk toplatmaya gönderir gönüllü bilmem ne seferberliği adıyla. Köle emeğiyle toplanan pamuğun dünyaya satılması işi Çalık’taydı. Her gün Dünya Pamuk Borsası’nın önemli oyuncularından birisi tahminen doların kaç TL ettiğini hiçbir zaman öğrenme gereği de duymadı. Aynı tezgâhtan geçen CEO’su Albayrak da öğrenmedi. Onlar için TCMB’nin açıkladığı döviz alış kuru vs. yerele ait bir ayrıntıydı. Türkmenistan pamuğu sat, Mısır pamuğuna Nil’de yağmur yağdı diye ucuza kapat, ABD’nin pamuk destekleme fiyatlarının bu yıl düşük kalacağını tahmin edip ona şort aç vs.
Çalık’ın bir iş kolu da enerjiydi. Albayrak ile ne güzel kesişme alanı değil mi? Zaten bu kesişme alanı Çalık’ı 2013’ten itibaren yurtiçinde yatırımlara yöneltti.
Ne garip aynı yıl Albayrak birden CEO’luğu bıraktı biraz gazetelerde falan köşe möşe yazdı. Gazete dediysem ciddiye almayın; Sabah Gazetesi. Malum önce Çalık’ın sahip olduğu sonra Çalık’ın her nedense artık benden alın deyip Kalyon grubuna satılan gazete. Çalık topu topu 7 yılda enerji alanında Türkiye’nin en büyüklerinden birisi oldu. Albayrak da 21 yaşında Finans Direktörlüğünden 3 yıl sonra damat oldu. 37 yaşında enerji bakanı (enerji kilit hem likit kelime) oldu.
"Beraber büyüdük enerji yollarında" bir nevi yani. Ama Çalık için yeni olan bu sektör diğer beşli müteahhitlerle aynı paralelde gitmekte. Çalık’ın iki barajı var. İki tane büyük termik santrali, elektrik dağıtımında geri kalır mı? Yedaş ve Aras ile güzide 81 ilimizden 12 tanesi de Çalık’a düştü. Gaz dağıtımsız olur mu? Kayserigaz ve Bursagaz onda. Bakü-Ceyhan Boru hattı hele diğer beşlide bile yok. Bunların hepsi 7 yılda oldu. Düşünsenize diyeceğim ama boş verin düşünmeyin düşünülebilecek bir hız değil bu. Gerçi Çalık’ta da otoyol inşaatları yok. Sanırım devlet sen otoyol yap, sen boru döşe demiş bu içli dışlı sermaye arasında iş bölümü yaparken. Ama yetmez, en önemlisi elektrik dönüşüm santralleri, Ges’ler vs. sayısını internet sitesinden bile zor toparlarsınız. “Eee ne var bunda?” diyebilirsiniz. “Devlet alım garantili dolar fiyatlı elektrik üretimi” desem. Yani ben döviz kuruna bakmıyorum diyen Albayrak’ın CEO’luğunu yaptığı Çalık; Limak, Kalyon Cengiz vs. üret elektriği devlet alırsa alsın almazsa ver toprağa diyerek kW 12,50 centten (GES ve RES’ler de 14 cent) garantili elektrik satıyorlar. (Dünya pazarı 5,5 cent)
İktidar artan kurları engellemek için dolarizasyonu önleyecek bazı uygulamaları devreye soktu. Bunlardan birisi 2016 yılında devlet alım ihalelerinde artık döviz ile fiyat belirleme yasağı. Ama bir yer hariç. Evet, Cumhurbaşkanlığı. Hele hele 15 Temmuz FETÖ girişimi sonrası olağanüstü hâl nedeniyle bu yetki ihalesiz Cumhurbaşkanına verildi. Sonra gelsin köprüler, otoyollar, hastaneler vs. Ne garip değil mi? Albayrak kura bakmıyor ama İstanbul Bağcılar’da börek taşından şiddetli ağrı çeken Mustafa Amca Şehir Hastanesine giriş yapınca kapıdan “diriiiinkkk” diye bir ses geliyor. Hastane sahipleri “Devletlum ver bana dolar üzerinde hasta başına paramı”.
Peki bu dolar taahhütlerinin tam olarak ne kadar olduğunu biliyor muyuz? Hayır bilmiyoruz. Kura bakmayan Albayrak biliyor ama. Ticari sır deniyor.
Elbette yazıyı uzatabilir, aslında döviz kurundaki değişikliklerin hayatımıza nasıl yansıdığını birçok örnekle anlatabiliriz. Şu an yazıyı yazdığım bilgisayarı 1,5 ay önce aldım. Bir arkadaşım da arayış içindeymiş al dedim mis gibi bu fiyata… sonra fiyata baktık 1,5 ayda %30 artmış. Hadi bu teknoloji elin Korelisi Çinlisi yapıyor ama farkındaysanız Sarıkız’ı unuttuk. Unutmayalım. Sarıkız bile dolara bakıyor.
O zaman Albayrak ben döviz kuruna bakmıyorum demesinin bu hayatta bir realitesi olabilir mi? Kendisi ile birlikte yaş alan koca holdingin sayfasına girip TL ile sattığı hiçbir şey bulamazken.
Bence de Albayrak döviz kuruna bakmıyor ama bakmadığı USD kısmı değil TL kısmı. Hatta iddiamı daha da kuvvetlendireyim. Albayrak tahminen 21 yaşından beri Türk Lirası bile görmemiş olabilir hatta üzerine bile konuşmamıştır.
“Canım elektriği kaçtan satmak istersin? 12,5 cent iyi mi?”
“Hasta başına 30 USD”
“Otoyol mu? Km başına 50 cent geçiş ücreti yeter mi Cengiz Abi?”
“Havayolunda yolcu başına 20 USD, EUR mu olsun, tamam 20 EUR”
“Osmangazi’den bir otomobil 40 USD’ye geçse olur mu?”
“Ya biraz da GES, RES olsa şöyle yenilenebilir enerji. Tamam 14 cent köpeğin olsun.”
“Yap sen bir kömür santrali daha. Oradaki köylüler mi? Kayınbabama söylerim acil kamulaştırma kararı alır ama kömür olunca daha ucuza alıyoruz biliyorsun, 10 centten fazla vermem. Doğayı koruyalım.”
Belki bu yazıyı okuyan birisi der ki, bu bilgiler yanlış. Olabilir ama doğrusu nerede? Var mı bir internet sitesinde görebileceğimiz sözleşme? İhaleler kamuya açık yapıldı da biz mi kaçırdık?
Sözün özü, USD kuruna bakmayan dünyada sadece iki ülkenin ekonomi bakanı var. Biri haliyle Amerika’nın ekonomi bakanı. Düşünsenize her sabah kalkıyorsunuz 1 USD eşittir 1 USD, haliyle bakmıyor. Sıkıcı bir şey. Bir de bizimkisi var sanırım çünkü TL tarafıyla konuşmayı unutmuş 21 yaşından beri.
Bu arada Sarıkız ile başladık yazıya. Sarıkız nerede? Dağa kaçtı? Dağ nerede yandı!... Bitti!... KUR oldu!...