Öznur Özkaya
Kan ve gül
Dansın hemen hemen her türü gibi tango da insanlara düş kurmanın gerekliliğini anımsatır ve insanlar düşleriyle geleceğe atılır; çünkü tango, kan ve gül kokan & duyguları ve düşünceleri alevlendiren bir çağrıdır.
Pek edepli erkekler ile edepsiz kadınlar…
Dünya var olduğundan beri ok, kılıç, top, tüfek, füze ve diğer ereksiyonlarla ifade edilen kudreti erkek cinsel organıyla özdeşleştiren “pek edepli erkekler”; “edepsiz kadınları” susturarak yola getirmeye çalışıyor.
O eteği giymeseydin, gece vakti dışarı çıkmasaydın…
Onarımı çok güç ve travmatik olan taciz ve / veya tecavüz olaylarında ne giyerse giysin, nasıl gülerse gülsün kadın değildir suçlu olan. Utanç da kadına değil erkeğe aittir.
"'İşte bunlar hep sekssizlikten..."
Ve sıkılıyoruz. Kimi zaman kalbimizin ritmi bozuluyor, kimi zaman da boş boş duvarlara bakıyoruz. Durağanlaşıyoruz. Ufacık bir sevinç, bir umut kıpırtısı kapımızı çalsa diye bekliyor, zamanda patinaj yapıyoruz.
İnsan kendi türdeşleri için de bir afettir...
Bir yerden sonra tekrara düşse ve sonuyla okuru hayal kırıklığına uğratsa da "Başkalarının Tanrısı" bizleri durup düşünmeye sevk ettiği için önemli bir eser kanımca zira yazar bizi gerçeklerle yüzleştirirken yüzleşmek için görmemizi, görmek için bakmamızı sağlıyor.
Çünkü umut hep var...
Bugün, 1 Mayıs. Emek, dayanışma, özgürlük, mücadele kelimelerini duvarlara, pankartlara, kalplere ve fikirlere kazıdığımız, karanfilleri elden ele taşıdığımız gün.
'Benden kurtulamazsın, ben senin vicdan azabınım'*
Gerçekte insanın yeryüzündeki serüveni adalet ve edebiyatın birlikte yol aldığı büyük serüvenden ibarettir. Unutulmamalı ki bu zorlu yolculuğun vicdani cephesi ancak edebiyatla anlatılabilir.
Görmezden gelmek kötülüğü yok etmiyor...
İnsanlar bazen duymamayı, görmemeyi, konuşmamayı tercih eder. Kimi tamamen susar, kimi şizofrenik bir serenada kapılıp gider, kimi de parmaklarını klavyede tıkırdatıp birlik beraberlik modunda bir özlü sözü sanal ortamda paylaşarak lanetler yağdırır.
Umudun varlığını fark etmek...
Cinsiyetinden, cinsel yöneliminden, teninin renginden, isminden, vb. dolayı ötekileştirilen insan yabancıdır yurt bellediği topraklarda. Oraya ait olmayandır, hep.