Geçtiğimiz günlerde Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) üyeleri olarak SİYAD 2015 Türkiye Sineması Ödülleri’nin adaylarını belirledik (*). SİYAD ödüllerinin, film festivallerinde verilen ödüllerin çoğundan önemli farkları var. Birincisi, para ödülü değiller. İkincisi, festivallerdeki ödüllleri kazananları belirleyen jüriler, sınırlı sayıda, genellikle 5 veya 7, bazen 3 üyeden oluşurken yıllık SİYAD ödüllerinin adayları ve kazananları ise (filmlerle ilişkisi olmamak kaydıyla, bu hususu aşağıda açıklayacağım) tüm SİYAD üyelerine açık oylamalar sonucu, dolayısıyla onlarca kişinin seçimiyle belirleniyor. Yani sınırlı sayıda üyeden oluşan jürilerin seçimleri o jüride kimin olduğuna büyük ölçüde bağlı ve doğal olarak önemli ölçüde öznel olurken, SİYAD ödüllerinin seçimleri daha genel bir eğilimi yansıtıyor. Parasal karşılığı olmamasına karşın SİYAD ödüllerinin prestij sahibi olmasını sağlayan temel unsurlardan biri bu; kuşkusuz bir diğer etken ise bu ödüllerin onyıllara dayanan bir geçmişinin olması. Bu arada pek çok festivalin yarışmalarına katılım, daha önce başka bir festivalde ödül almamış olmak ve benzeri ön koşullara bağlı iken takvim yılı içinde ticari vizyona girmiş tüm yerli yapımlar otomatik olarak SİYAD’ın aday adayları arasında yeralıyor.
Seçime katılacak SİYAD üyelerinin ise bütün bu filmlerin tek biri ile dahi ilişkilerinin olmaması gerekiyor, örneğin bir filmin kapanış jeneriğinde teşekkür faslında adı geçen SİYAD üyeleri dahi o yılki oylamaya katılamıyorlar, üstelik yalnızca sözkonusu filme oy vermekten men edilmiş olmakla kalmıyorlar, oylamaya katılma haklarını tamamen yitiriyorlar.
Son yıllarda SİYAD ödüllerinin adaylarının ve bilahare bu adaylar arasından ödülü kazananların belirlendiği sırasıyla 1’inci ve 2’nci tur oylamalar tamamen elektronik ortamda yapılıyordu. Bu yıl ise 1’nci tur için daha önceki yıllarda olduğu gibi oylamadan önce biraraya gelerek yüzyüze görüş alışverişinde bulunduğumuz bir toplantı (**) akabinde oy vermeyi tercih ettik (kuşkusuz toplantı günü/saati mazereti olan üyeler ile Istanbul dışında ikamet eden az sayıdaki SİYAD üyesine oylamaya eposta ile katılma olanağı sağlandı). Bu toplantıda oylama kapsamındaki tüm filmlerin, evet tamamının!, tek tek üstünden geçerek hem oylamaya dair kimi tartışmalı teknik hususlar üyelerin genel eğilimi doğrultusunda açığa kavuştu, hem de 365 güne dayalı bir seyir deneyimi süreci içinde yalnızca en öne çıkmış filmlerin değil, tüm filmlerin tüm kategoriler için bir bellek tazelemesine tabii tutulması sağlandı. Cümlemin başındaki teknik hususlardan kastım, örneğin pek çok filmde hangi oyuncunun başrol, hangisinin yardımcı rol üstlenmiş olduğu çok bariz iken birkaç filmde bu durumun bazı oyuncular için ilk bakışta nispeten muğlak ama oy verme noktasında bir belirlenime tabii tutulması zorunluğu. Bellek tazelemesinden kastım şu: Yardımcı oyuncudan tutun da görüntü yönetimi, sanat yönetimi, vb tüm kategorilerdeki adaylıklar için, yalnızca ‘en iyi film’ kategorisindeki adaylıklar bağlamında öne çıkmış filmler içinden değil yine tüm filmler içinden değerlendirme yapmaya azami özen ve çaba göstermek. Bu konuda kuşkusuz mükemmele ulaşmak olanaklı değil ancak örneğin geçen yıl tüm kategorilerdeki adaylıklar dokuz film arasında dağılmışken bu yıl bu sayı 12’ye çıktı.
Kurgucusu belli olmayan filmler!
Bu arada ilginç bir anektodu da aktarmak durumundayım. SİYAD Yönetim Kurulu olarak, toplantı öncesinde üyelere sunulmak ve toplantıda tüm filmler için tek tek üzerinden geçmeye zemin oluşturması için tüm filmlerin künyeleri üzerinden tüm kategorilerdeki tüm aday adaylarının listesini (44 sayfalık bir liste!) çıkartırken çok az sayıda da olsa bazı filmlerin bazı kategorilerdeki sanatçılarının isimlerine ulaşmakta zorlandık! Bazı filmlerin kendi basın bültenlerinde de, afişlerinde de yeralan künyelerinde kimi dallarda kimin görev almış olduğu belirtilmemiş. Üstelik bu durum dokuz filmde kurgu gibi temel ve olmazsa olmaz bir dalda dahi sözkonusu! Evet, geçen yıl ülkemizde vizyona girmiş dokuz filmin ne basın bültenlerindeki, ne de afişlerindeki künyelerde kurgucusunun kim olduğunun yazılmasına tenezzül edilmemiş! Bu durum ise, ülkemizdeki film üretimindeki niceliksel patlamanın niteliğine ilişkin küçük ama düşündürücü bir veri sunuyor ne yazık ki.
(*) http://ilerihaber.org/siyad-adayliklari-abluka-altinda/28622/
(**) Toplantımıza ev sahipliği yapan Önder Babat Kültür Merkezi’ne bir kez de buradan teşekkür etmeyi isterim.